Ok: Son saldırının amacı Güney Kürdistan’ı Kuzey Kürdistan’dan ayırmak

Türk devletinin Zap, Metina ve Avaşin’e yönelik başlattığı işgal saldırılarına ilişkin konuşan Ok “Amaçları bu saldırı dalgasıyla Kuzey ve Güney parçasını birbirinden koparmak, sivil halkı bölgeden çıkarak Medya Savunma Alanları’nı da parçalamaktır” dedi.

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok, Stêrk TV’de yayınlanan “Bernama Taybet” programında güncel gelişmelere ilişkin soruları yanılttı.

Türk devletinin 24 Nisan’da Medya Savunma Alanları’na yönelik başlattığı son saldırı dalgasını ayrıntılı olarak ele alan Ok, başta Güney Kürdistan yönetimi olmak üzere Irak, İran ve batılı güçlere önemli çağrılarda bulundu. Mayıs ayında özgürlük mücadelesinde şehit düşenlerin şahsında bütün devrim ve mücadele şehitlerini anarak sözlerine başlayan Ok, bu konuda şu değerlendirmede bulundu:

“Mayıs hareketimiz ve partimiz açısından şehitler ayıdır. İlk şehidimiz Haki Karer’den son olarak da şehit düşen HPG Komuta Konseyi Üyesi Sinan Dersim’e kadar sürekli bu mücadele için şehitler veriliyor. Mayıs ayı sadece bizim için değil, aynı zamanda Türkiye devrim hareketi için de önemli bir ay. İbrahim Kaypakkaya Amed zindanında işkence ile 17 Mayıs’ta şehit düştü. 6 Mayıs’ta Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan idam edildiler. Onlar da son nefeslerini vermeden önce Kürt ve Türk halkının kardeşliğine vurgu yaparak, Kürt ve Türk halklarının devrimine ilişkin konuştuktan sonra yaşamlarını yitirdiler.

Hilvan’da ulusal demokratik devrim şehidimiz Halil Çavgun’u kaybettik, yine Amed zindanında Ferhat Kurtay Necmi Öner, Eşref Anyık, Mahmut Zengin bedenlerini ateşe vererek şehit düştüler. Onlar partinin ölçülerinin; militanlığın, fedailiğin ne olduğunu göstermek için göstermek için kendi hayatlarını feda ettiler. Bu arkadaşların partinin direniş kültürünün yaratılmasında önemli katkıları oldu.

Ayrıca 2 Mayıs’ta Kandil’de arkadaşlarımız Mehmet Karasungur ve İbrahim Bilgin Kürtler arası çatışmaları durdurmak ve Kürtler arası birliği sağlamak için hala tam olarak aydınlanmamış biçimde bir komplo sonucunda şehit düştüler. Ozan Mizgin (Gurbet Aydın), Çektar Amed, Azad ve Kasım Engin arkadaşların hepsi Mayıs ayı şehitleridir. Her biri bir örgüt kurabilecek ve bir halkın devrimini örgütleyebilecek, yürütebilecek düzeydeler. 40 yıldır bu şehitlerin yolunda mücadelemiz nefes nefese yürütülüyor. Bu şehitlerin sayesinde halkımızın mücadelesi belli bir düzeye ulaştı. Bu arkadaşlarımız bu devrimin harcı oldular, bizler de bu şehitlerimizin izinde kesinlikle zafere ulaşacağız.”

‘SON SALDIRI SRİ LANKA MODELİNİN PARÇASI’

Son işgal saldırısının yaratacağı sonuçlarına ilişkin de sorulara yanıt veren Sabri Ok, gerilla alanlarına yönelik Türk devletinin saldırılarının ilk olmadığını, 1983’ten bu yana sürdüğünü hatırlattı. İşgal saldırılarının Türk devletinin 2014 yılında gündemine aldığı “Çöktürme Planı”nın bir parçası olduğunu belirten Sabri Ok, Sri Lanka’nın Tamillere yönelik gerçekleştirdiği konsep gibi hazırlanan bu planda da zaten gerilla alanlarının sürekli bombalanması, sivil halkın buralardan çıkartılması ve son olarak da kimyasal silahların kullanılmasının bulunduğuna dikkat çekti.

Türk devletinin Güney Kürdistan’a yönelik saldırılarının da bu konsepte göre yürüdüğüne belirten KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok, Şubat ayında Garê’ye yönelik yapılan saldırıda sonuç alınmadığı için yeni bir saldırı girişiminde bulunduğunu söyledi. Erdoğan’ın “Size bir müjdemiz olacak” sözüyle Garê’ye yönelik saldırıyı duyurduğunu, ancak orada Türk ordusunun gerilla karşısında ciddi bir darbe aldığını ve saldırının kırıldığını ifade eden Ok 24 Nisan 2021’de Zap, Metina ve Avaşin’e yönelik başlatılan saldırılara ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bizler Garê’den sonra faşist AKP-MHP bloğunun bu saldırıyla yeterli kalmayacağını, konseptlerinde ısrarcı olmayı sürdüreceklerini tahmin ediyorduk. Zaten bu tahminimizde yanılmadık, son olarak Zap, Metina ve Avaşin’e yönelik kapsamlı bir saldırı başlattılar. Amaçları bu saldırı dalgasıyla kuzey ve güney parçasını birbirinden koparmak, sivil halkı buralardan çıkarak Medya Savunma Alanları’nı da parçalamaktır.”

‘ULUSLARARASI GÜÇLER ONAY VERDİ’

Türk devletinin bu saldırıya uluslararası güçlerden icazet aldıktan sonra giriştiğini belirten Sabri Ok, İngiltere’nin rolüne dikkat çekti. 1990’lı yıllarda Kürdistan’da devreye konulan savaş konseptinden önce dönemin Türk Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’in İngiltere’ye yaptığı ziyareti hatırlatan Sabri Ok devamla şöyle konuştu: “Güreş o görüşmelerin ardından ‘PKK’ye karşı her şeyi yapmak için izin aldık’ dedi ve ondan sonra aralarında Kürt işverenler, gazeteciler, yurtseverler, binlerce insan katledildi. Şimdi de benzer bir izin aldıktan sonra saldırıyı geçtiler. İçerde de Irak hükümeti sessiz kalarak bu saldırıya onay verdi. Zaten Güney Kürdistan yönetimi ve KDP de açıkça bu işin içindeler.”

Son saldırıda Türk devletinin DAİŞ ve El Nusra çetelerini kullandığını belirten Sabri Ok Türk İçişleri Bakanı Soylu’nun “Suriye’deki gibi amacımız Irak’ta kalmak” sözünü hatırlattı. Türk devlet yetkililerinin Rojava (batı) gibi Başûr (Güney) topraklarını da ilhak edeceğini açıkça söylemelerine rağmen Irak’ın sessizliğinin düşündürücü olduğunu ifade eden Sabri Ok “Irak’ın topraklarını 24 saat boyunca bombalanıyor ve buralarda kalıcı olacağını söylüyor ancak Iraklı yetkililikler Türkiye’ye ‘burada ne işiniz var?’ diye sormuyor” dedi.

Diğer yandan Irak’ın huzur ve güvenli bir kent olan Şengal konusunu ısrarla dile getirdiğini, bunun için kararlar aldığını ve harekete geçtiğine dikkat çeken Ok “Şengal için sürekli toprak bütünlüğümüz diyen Irak neden kendi topraklarının başka bir devlet tarafından işgal edilmesine sessiz kalıyor?” sorusunu yöneltti. Türk devletinin işgal saldırılarının son bulması için Güney Kürdistan, Irak ve İran yönetimlerine çağrılarda bulunan Sabri Ok “Türk devleti bölgedeki güçlerin bu işgal saldırılarına sessiz kalmalarından güç alıyor” görüşünü dile getirdi.

BAŞUR YÖNETİMİNE ‘HALKI ENGELLEMEYİN’ ÇAĞRISI

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok Zap, Metina ve Avaşin’e yönelik gerçekleşen son saldırılar sonrası Güney Kürdistan yönetimine şu çağrıyı yaptı: “Ortadoğu’da Türk devletinin saldırılar karşısında direnen, savaşabilecek tek güç PKK’dir. Bir yere kadar Türk devletine karşı neden savaşmadığınızı anlamak mümkün, bari bu saldırılara karşı göstereler yapmak ve protesto etmek isteyen Başûr halkını engellemeyin. Gerilla güçlerimiz Başûrê Kurdistan’ın da güvencesidir ve halk tarafından ne kadar sevildiğini biliyoruz.”

PKK’nin “terör örgütleri” listesinde tutulmasına da tepki gösteren Ok, batılı güçlere özellikle de Almanya, İngiltere ve ABD’ye çağrılarda bulundu: “Almanya’daki halkımız hangi terör eylemlerinde bulunuyor ki siz bu halkın mücadelesine terörist damgası vuruyorsunuz. Aynı şekilde ABD de üç arkadaşımız için (Cemil Bayık, Murat Karayılan ve Duran Kalkan) için teröristtir diyor. Bu arkadaşlarımızın yürüttüğü mücadele sayesinde DAİŞ çeteleri yenildi. DAİŞ yenilmemiş olsaydı İngiltere, Almanya ve ABD güvende olabilir miydi?” Almanya ve Fransa diğer ülkeler Kürt sorunu için ne sundu da PKK engelledi?”

Batının PKK’ye “terörist” demesinin tek nedeninin Türk devletiyle ile ilişkilerde olduğunu vurgulayan Ok “Burada bu ülkelerin siyasetçilerine ve aydınlarına da çağrıda bulunuyorum; devletlerinizin bu yalancı yüzünü görün ve eleştirin. Kürt sorunu uluslararası bir sorundur, şayet böyle olmasaydı bizler şu ana kadar bu sorunu onlarca kez çözmüştük” diye konuştu. Şu anda Erdoğan rejimi dışında artık hiçbir Arap ülkesinin DAİŞ ve El Nusra çetelerini desteklemediğini ifade eden Ok devamla şöyle konuştu: “Şimdi Türk devleti bu çeteleri Güney Kürdistan’a yerleştirmeye çalışıyor. Bugün çeteler Zap ve Metina’ya yerleştiriliyorsa demek ki mesele PKK değil, Güney Kürdistan’ın işgalidir. Bu yüzden halkımız sergilenen direnişten gerillasından gurur duymalı.”