İmamoğlu: Haksızlığa, hukuksuzluğa hep birlikte hayır demeliyiz

Amed'de konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, kayyum gasbına tepki göstererek, korkmadan buna karşı çıkmak gerektiğini belirtti.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, eşi Dilek İmamoğlu ile birlikte Amed'e geldi. 

'KAYYUM GAFLET VE DELALETTİR'

CHP İl Başkanı Mehmet Sayın'la birlikte basın toplantısı düzenleyen İmamoğlu, hükümetin kendisini millet iradesinden üstün gördüğünü söyledi. İmamoğlu, şöyle konuştu:
"Bir ailenin, grubun, kesimin değil, milli iradeye göre yönetilmesi için bedeller ödemiş bir ülkenin vatandaşlarıyız. Kendisini milletin iradesinden üstün görenler, bunun bedelini sandıkta en ağır şekilde öderler. Seçilmiş belediye başkanlarının, kamu vicdanının yerine kayyum atanması ne yazık ki gaflet ve delalettir. Seçimle gelenin seçimle gitmediği yerde ne demokrasi olur ne de hukukun üstünlüğü kalır. Vatandaşın sandıktan çıkan iradesi, geçersiz sayılacak bir irade değildir. Vatandaşın seçme ve seçilme hakkını özgürce kullanmasının önünde engeller çıkarmak, bu kesimlere karşı demokrasi dışı kesimlere karşı hep birlikte mücadele etmek gerekiyorsa, demokrasiye ve milli iradeye sahip çıkmak zorundayız. Bu ülkeyi yönetenler, bu ülkede 82 milyon vatandaşın yaşamasını kabul etmesi, bu anlayışla ülkeyi yönetmesi şarttır. Sandığa atılan bütün oylar, kime verilirse verilsin, eşit ölçüde geçerlidir."

'TEHLİKELİ AYRIMCILIK!'

Siyasi partiler ve sendika kuruluşlarının ayırt edilemeyeceğinin altını çizen İmamoğlu, “Sandıktan yetki almış bütün seçilmişler, eşit hak ve yetkilere sahiptir. Bazı seçilmişleri ayrı tutmak, farklı kurallar uygulamaya kalkmak kabul edilemez. Bu tehlikeli bir ayrımcılıktır. Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediye başkanlarına ve seçmenlerine yönelik tavır, böyle bir ayrımcılık ortaya koymaktadır” diye konuştu.
İmamoğlu, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: 
"Siyasi partiler ve yöneticileri, milletvekilleri, belediye başkanları hukukun içindedirler ya da dışında. Buna dair nihai karar verecek makam yargıdır. Kimi partileri, bazen hukukun içinde kabul edip, bazen hukuk dışı yapılar olarak damgalama siyaseti adet haline getirdiler. Onlar da bunu iyi bilsinler, günü kurtarmak için yapılan siyasetten ne bir fayda gelir ne de ülkemize fayda gelir. Mili iradeye dayanarak, sandıktan çıkanların hukuku üstünde olmaları kabul edilemez. Seçilmişler birer vatandaştır. Hukuka tabi olmak mecburiyetindedirler. Milletvekillerin, başkanların hukuk dışında çıktıkları iddialarını yargı organlarına ve topluma kabul ettirmek zorundadırlar. Bu kararı yargı verecektir. Toplum vicdanı izin vermedikçe görevden almalar, karşısında ne cevap verildiğini, 23 Haziran günlerini bir kez daha hatırlatmak isterim. 31 Mart’a ortaya konulan yalanların, iftiraların sahipleri bugün sözlerinin utancı içindedirler. Kendileri utanmıyorsa, partilileri eşleri onlar adına mahcup oluyorlar.” 

‘KORKMAMALI, AÇIKÇA HAYIR DEMELİYİZ'

Kayyum uygulamasının israf düzeninin sürdürülmesi olduğunu kaydeden İmamoğlu, şunları söyledi: “İstanbul veya Diyarbakır, bu ülkenin hangi yasal partisi olursa olsun, bu milletin görev verdiği hangi kişi olursa olsun tavrımızı hiçbir şekilde değiştiremeyiz. Haksızlığa, hukuksuzluğa karşı açıkça hep birlikte hayır demek mecburiyetindeyiz. Aksi takdirde adil bir toplum oluşturamayız. Bu adalet ve demokrasi mücadelesidir. Bu millet iradesini koruma mücadelesidir. İrade ortadan kalktığında, toplumun buna nasıl tepki gösterdiğini hep birlikte yaşadık. Bu cumhuriyete ve demokrasiye hep birlikte sahip çıkma mücadelesidir."
Barış ve özgürlük mücadelesinden vazgeçmeyeceklerinin altını çizen İmamoğlu, “Hiçbir fanatizme kapılmadan, korkmadan, yılmadan, cumhuriyetin ve demokrasinin değerlerini her zeminde savunmaya devam edeceğiz. Barış ve özgürlüğü aramaktan hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz. Ülke insanlarının sağduyusu, birlikte ve huzur içerisinde yaşam arzusu, baskı ve ayrımcılığı yenecek güçtedir" diye ekledi.

‘DEMOKRASİYİ SADECE İSTANBUL'DA VAR EDEMEYİZ'

Kayyum atamalarına karşı tutumlarına ilişkin yöneltilen soruyu yanıtlayan İmamoğlu, şöyle devam etti:
"Buna dair tüm hukuki yolları devam ettirmeliyiz. Bunu her ortamda söylemeye devam etmeliyiz. Özgürlük, barış, demokrasi, cumhuriyet hepimiz için bir nefes gibi. Nefesimizin ne kadar daraldığını İstanbul'da hissettik. Sadece demokrasiyi bir şehirde var etmek, ülkede var etmek anlamına gelmiyor, bütünlüklü şekilde var olacaksa, Mardin’de, Van’da, Diyarbakır’da, İstanbul’da, İzmir’de var olmalı."

ERDOĞAN'IN TEHDİDİNE YANIT

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kayyum tehditlerine ilişkin soruya DA İmamoğlu, şöyle cevap verdi: “Duyacağım tek endişe demokrasi adına olur. Şahsım adına endişe duyan biri değilim. Bunun adı Diyarbakır veya başka yer önemli değil. Milletin iradesinin arkasında hissini elde etmiş biri olarak görevimizi en iyi şekilde, şehre huzur getirmek adına mücadelemize devam ediyoruz. Şahsım adına sıfır endişe var. Demokrasi adına endişe duyuyorum.”

MIZRAKLI VE TÜRK'LE GÖRÜŞTÜ

İmamoğlu, basın toplantısından sonra devlet güçlerince katledilen Tahir Elçi'nin mezarını ziyaret etti. Oradan da Kayapınar Belediyesi'ne geçerek, Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı ve Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk ile görüştü.