Erzincan T Tipi Cezaevi hak ihlali raporu açıklandı

ÖHD ve TUAY-DER’in Erzincan T Tipi Kapalı Cezaevi’ne ilişkin hazırladığı raporda, hasta tutsakların tedavi edilmediği, Kürtçe mektuplara el konulduğu ve açlık grevine giren tutsaklar hakkında dava açıldığı belirtildi.

Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şubesi ve Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER), salgın sürecinde Erzincan T Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşanan hak ihlallerine ilişkin rapor hazırladı. 

Rapor, tutsak yakınlarının başvurusu üzerine Mart ayında cezaevindeki tutsaklar ve cezaevi idaresi ile yapılan görüşmeler üzerine hazırlandı. 

TEDAVİ ENGELİ

Raporda, cezaevinde yaşanan hak ihlalleri şöyle sıralandı:

“* Havalandırmaların standartların altında ve çok küçük olduğu belirtilmiştir.

* Erzincan T Tipi Cezaevi’nde hasta mahpusların hastaneye sevk ve tedavi süreçlerinde aksaklık yaşandığı ifade edilmiştir. Yine yaşanan en basit hastalıkların bile tedavi edilmemesinden kaynaklı daha ciddi hastalıklara dönüştüğü beyan edilmiştir.

* Hiçbir hobi, atölye vb. sosyal etkinliğin yaptırılmadığı belirtilmiştir.

* Mahpuslara gönderilen kargoların çok geç verildiği ifade edilmiştir.

* Kürtçe yazılan mektuplara el konulduğu, itirazların sonuçsuz kaldığı ifade edilmiştir.

* Ayrıca aile görüşlerinin de ailelerin sorun yaşadığı ve uzakta olan ailelerin görüşe gelirken zorlandıkları ve bundan dolayı istenen sevk taleplerinin reddedildiği ifade edilmiştir. Yine açık görüşte tanıdık diğer ailelere selam dahi verilmesinin yasaklandığı belirtilmiştir.

* Açlık grevine giren mahpuslara ‘örgüt üyesi olmak’ iddiasıyla dava açıldığı belirtilmiştir.

* Hapishanede her bir mahpusun yanında bulundurabildiği kitap sayısının 5’e düşürüldüğü belirtilmiştir.

* Koğuşlarda yapılan aramaların çok sık yapıldığı ve arama sırasında odanın dağıtıldığı belirtilmiştir.”

SONUÇ VE ÖNERİLER

Raporun sonuç ve öneriler bölümünde şunlar yer aldı: 

“* Ağır hasta mahpusların salgın hastalık durumunda ciddi risk grubunda bulunması nedeniyle serbest bırakılarak infazları ertelenmeli. Hasta mahpusların değerlendirilmeleri her koşulda sadece klinik yaklaşım ile değerlendirilmeli, alıkonulmasının uygun olmadığına dair tıbbi raporları olan mahpuslar ivedilikle salıverilmelidir. İnfaz Kanunun 16. Maddesi hasta mahpusların ihtiyacı doğrultusunda değiştirilmelidir.

* Virüsün özellikle 60 yaş üstü kişilerde ölümcül etkisi göz önünde bulundurularak 60 yaş üstü mahpusların tedbiren serbest bırakılarak infazlarının ertelenmesi, tutuklu olan mahpusların serbest bırakılması gerekmektedir.

* Sağlık çalışanları başta olmak üzere mahpuslarla temas eden tüm çalışanlara koruyucu giysi ve malzeme temin edilmeli, özellikle risk grubunda olan çalışanlar başta olmak üzere tüm hapishane çalışanları için çalışma koşullarını da kapsayacak şekilde gerekli önlemleri alınmalıdır.

* Hapishanelerde düzenli ve yeterli sayıda sağlık personelinin bulunması (sayının arttırılması) sağlanmalıdır.

* Mahpusların sağlık kurumlarına ve hastanelere ring araçlarıyla değil; daha hijyenik ve sağlığa uygun araçlarla taşınması sağlanmalıdır.

* Aile ve avukat görüşlerin yapıldığı alanlarda mahpusların görüş haklarını ihlal etmeyecek şekilde hızla önlemler artırılmalı ve alanlar sıklıkla dezenfekte edilmeli, mahpusların yakınlarıyla haberleşebilmesi için imkanlar arttırılmalıdır.

* Mahpusların pandemi süreci gerekçe gösterilerek kısıtlanan sosyal ve kültürel etkinlik hakları için gerekli olanaklar sağlanmalıdır. Sağlık gerekçesiyle alınacak önlemlerin mahpusların temel haklarını ihlal etmeyecek şekilde uygulanmasına özen gösterilmelidir.

* Hapishanede kalan mahpusların sağlıklı bir ortamda kalmaları için gerekli temizlik araçları kendilerine verilmeli; pandemi koşulları dikkate alındığında temizlik ve sağlık konularında titiz davranılması gerekmektedir.

* İnceleme yapan kurum üyeleri ve yetkilileri; cezaevi rejimi, fiziki koşullar ve mahpuslara hukuka aykırı gerçekleştirilen muameleler hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanması gerektiğini tespit etmiştir. İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezanın Önlenmesi Sözleşmesi Seçmeli Protokolüne uygun şekilde ‘bağımsız’ ulusal denetim mekanizmalarının oluşturulması için hükümeti derhal gerekli çalışmaları başlatmaya davet etmektedir. Ayrıca yaşanan hak ihlallerine karşı Adalet Bakanlığını ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonunu göreve davet ediyoruz.”