YNK Politbüro Üyesi Arêz Abdullah, Türk Savunma Bakanı Hulisi Akar'ın Bağdat ve Hewlêr ziyaretlerini ANF’ye değerlendirdi.

Türk işgal planının sadece Şengal'i değil, tüm Güney Kürdistan'ı içine aldığını belirten Abdullah, ''Türkiye, Irak ve Kürdistan Bölge Hükümeti'ne baskı yaparak, kendi amaçlarını ulaşmayı amaçlıyor” dedi.

'ŞENGAL'E  GİTMEK KOLAY DEĞİL'

YNK’li Abdullah, “Irak ve Kürdistan Bölgesi'ne gerçekleştirdikleri ziyaret kendi çıkarlarına ulaşma amacıyla gerçekleşmiş bir ziyarettir. Şengal'e gideceklerini söylüyorlar ama bu o kadar da kolay bir şey değil” diye ekledi.

“Çünkü eğer Türkiye askeri güçlerini Şengal'e götürürse bu Türkiye'nin Irak ve Suriye'yi kontrol edebileceği anlamına gelir” diyen Abdullah şöyle devam etti:

“Bu durumda tehdit sadece herhangi bir siyasi tarafa yönelik olmaz. Güney Kürdistan, Irak, Rojava ve Suriye'ye yönelik bir tehdit durumu ortaya çıkar. Uluslararası geniş kapsamlı bir anlaşma olmaksızın Türkiye'nin silahlı güçlerinin Şengal'e gitmesi mümkün değil. Türkiye'nin düşüncesi biliniyor; Şengal'e ulaşıp, Rojava ve Başur arasındaki bağı koparmak, Musul ve Telafer'de pozisyonunu güçlendirerek, kuracağı hegemonyayla Bağdat'ı etkisi altına almak.''

2023’E DOĞRU YENİ İŞGAL PLANLARI

Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2023 hedefine ilişkin de konuşan Arêz Abdullah şunları söyledi:

''2023 amacının gerçekleşmesi durumunda Türkiye haritası değişir. Gerçekleşmesi durumunda Musul Türkiye tarafından ilhak edilir. Aynı zamanda Güney Kürdistan’da Türkiye denetimine geçer. Uluslararası güçler bunu onaylar mı? Irak ve Suriye bunu kabul ederler mi? Mümkün değil. Tehdit ediyor, saldırılar gerçekleştiriyor. ABD yönetiminin değişmesiyle birlikte Trump döneminde kabul edilen Türk dayatmalarının Biden döneminde kabul göreceğini sanmıyorum. ''

‘TÜRKİYE İLE KDP ARASINDAKİ GİZLİ ANLAŞMALAR AÇIKLANMALI’

Abdullah, KDP ve Türkiye arasındaki işbirliğine dikkat çekerek, iki güç arasındaki anlaşmanın ulusal ve Kürdistani olmadığını belirtti. Gizli yapıldığı belirtilen anlaşmanın içeriğinin KDP tarafından kamuoyuna açıklanmasını isteyen Abdullah, şunları ifade etti:

''KDP ve Türkiye arasında bir uyum, yardımlaşma ve anlaşma var. Söz konusu anlaşmalar ulusal kaygılar çerçevesinde gerçekleşen anlaşmalar değildir. Bu sebeple bu anlaşmaların içeriği gizli kalmakta, kimse ne olup bittiğini bilmemekte. Eğer Türkiye ve Kürdistan Bölge Hükümeti'yle bir anlaşma yapılacaksa bunun içeriğinin açıklanması gerekiyor, petrol ve ekonomik anlaşmaların da kamuoyu tarafından bilinmesi gerekiyor. Bunun açıklanması gerekiyor. İyi veya kötü, istemlerine göre olup olmadığına bakılmadan bunun açıklanması gerekir. Türkiye bunu bilinçli yapıyor, hükümetle anlaşmalar yapmak istemiyor. Kürdistan Bölgesel Hükümeti'ni ciddiye almıyor.”

‘ANKARA, KÜRT HÜKÜMETİNİ TANIMIYOR’

Türk devletinin çıkarları doğrultusunda belli bir ilişki kurduğunu söyleyen Abdullah, “Ama eğer ciddiye alıp hükümeti tanımış olsaydı, Washington, Fransa, İran ve diğer ülkelerin yaptığı gibi hükümet temsilciliği Ankara'da da olurdu fakat Türkiye şu ana kadar Kürdistan Bölgesel Hükümet Temsilciliği'nin Ankara'da açılmasına izin vermiş değil. Bu sebeple kişiler ve partiler üzerinden diyaloğa giriyor. Kürdistan Bölgesi'yle bir diyaloğa geçmek istemiyor. Çünkü ulusal kurum ve kuruluşların bunlar olduğunu biliyor ve ileride bir gün onları tasfiye etmeyi planlıyor” şeklinde konuştu.