İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri faaliyetlerini görüşmek üzere bu ay Amed’de toplandı. Toplantının ardından İHD Eş Genel Başkanları Eren Keskin ve Öztürk Türkdoğan, MYK üyeleri ile birlikte açıklamalarda bulundu.

Türkdoğan, DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde başlatılan açlık grevlerinin 1 Mart’tan itibaren tüm cezaevlerine yayıldığını hatırlattı.

Yine HDP’li 3 milletvekilinin kentte, partilerinin il örgütü binasında açlık grevinde olduğuna dikkat çeken Türkdoğan, “Türkiye hukukunu uygulasaydı bunlara gerek kalmazdı. Tecrit, yasalara aykırıdır ve siyasi iktidar görevini yerine getirmemektedir. Bu konuda çeşitli ziyaretler gerçekleştirdik, fakat sonuç alamadık” dedi. 

Türkdoğan, açlık grevleri konusundaki sessizliğini sürdüren iktidarın adım atmayarak tecridin devam etmesi nedeniyle cezaevlerinde bulunan 7 tutsağın canlarına kıymasının çok üzücü olduğunu söyledi.

Yaşamını yitiren tutsakların ailelerine başsağlığı dileyen Türkdoğan, şunları belirtti: “Mahpuslara sesleniyoruz; yaşam hakkı kutsaldır, kimse bu tür eylemlere başvurmamalıdır. Tabi bu noktada siyasi iktidar ve Adalet Bakanlığı’na da çağrıda bulunuyoruz. Tecrit sonlandırılmalıdır. Açlık grevleri acak böyle sona erebilir. Böylelikle biz de üzerimize düşeni yapacağız. Bizler insan hakları savunucularıyız. Hak savucuları olarak tekrar üzerimize düşen görevi yapıp görüşmelerimize devam edeceğiz.” 

Yerel seçim sonuçlarını değerlendiren Türkdoğan, seçmenin gereken mesajı verdiğini vurguladı.

Türkiye halkalarının iktidarın nefret diline prim vermediğini söyleyen Türkdoğan, “Beka söylemi prim bulamamıştır. Çünkü Türkiye’nin bir beka sorunu yoktur. Türkiye’nin en önemli sorunu, barış ve demokrasi sorunudur. Halkın barış ve demokrasiye, insan haklarına ihtiyacı var. Bu iktidar eğer manipüle edilmiş siyasi hesaplar yapacaksa yanılgıya düşer. Yani Şırnak’ta askerlerin oy kullanması, oyların kaydırılması kimseyi yanıltmamalıdır. Umuyoruz ki bu sonuçlar siyasi iktidar tarafından değerlendirilir ve adımlar atılır. Halk tecrit uygulamasına prim vermemiştir. Türkiye’nin tekrar barış sürecine girmesinin Abdullah Öcalan’dan geçtiğini göstermiştir. Sonuçlar doğru okunmalıdır. Cezaevlerindeki düşünce tutsakları tahliye edilmelidir.”