İHD ve kayıp yakınları: Hemen Öcalan ile görüşülmeli!

Kayıp yakınları, tecrit ve açlık grevlerine dikkat çekerek, hükümeti derhal göreve çağırdı. Eylemde, Mehmet Ertürk'ün akıbeti soruldu.

Kayıp yakınları, 533’üncü oturma eylemlerini düzenledi. İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi’nde gerçekleştirilen oturma eylemine  kayıp yakınlarının yanı sıra, İHD yöneticileri ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın katıldı. Açıklamayı katılımcılar adına İHD Amed Şube  Başkanı Abdullah Zeytun yaptı. Açıklamada tecrit ve tecride karşı başlatılan açlık grevlerine dikkat çekilirken, hükümet ise göreve çağrıldı.

'TECRİT HEMEN SONLANDIRILMALI'

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a tecride dikkat çeken Zeytun, "İHD olarak söz konusu tecrit politikalarının hukuksuz olduğunu ve derhal sonlandırılması gereğinin önemini altını çizerek vurguladık. Kanunların kişilere göre sınırlanamayacağını belirtmekle birlikte, Abdullah Öcalan’ın derhal aile, vasi ve avukatları ile  görüş kısıtlamalarının derhal kaldırılmasını dile getirdik" dedi.

'EYLEMCİLERİN DURUMU KRİTİK' UYARISI

Açlık grevlerinin kritik aşamaya ulaştığını, tutsak yakınlarının derneklerine bulundukları başvurulardan anlaşıldığını belirten Zeytun, tutsakların hastaneye kaldırıldığını ancak tedaviyi kabul etmediklerinden kaynaklı cezaevlerine geri götürüldükleri bilgisini aldıklarını vurguladı. Bu durumun yaşam hakkı önünde ciddi endişe uyandırdığını belirten Zeytun, tutsakların taleplerinin dinlenmesinin hükümetin sorumluluğunda olduğunu anımsattı. Tutsak yakınlarının gösteri ve yürüyüşlerinin yetkililerin ciddi saldırıları ile karşılandığını belirten Zeytun, polis şiddetinin derhal sonlandırılmasını istedi. “ Toplumsal yürüyüş ve gösteri hakkının her anlamda kısıtlandığı bu dönemde bizler Gebze, Malatya ve Amed’de cezaevleri önünde annelerin çağrılarının hükümet organları tarafından dinlenilmesinin istiyoruz. Bu haklı ve son derece insani bir talebe karşı polis şiddetini de bir kez daha kınadığımızı ifade etmek istiyoruz” dedi.

MEHMET ERTÜRK'ÜN HİKÂYESİ

İHD Kayıp Komisyonu üyesi Hasan Yalçın ise, 1989 yılında Cizre’deki ikametinde devletin çeteleri tarafından gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Mehmet Ertürk’ün kayıp hikâyesini paylaştı. Ertürk'ün Cizre’deki evine baskın düzenlendiğini belirten Yalçın, evde bulunmaması üzerine eşi Fatma Ertürk’ün gözaltına alındığını, karakolda kötü muameleye maruz bırakıldıktan sonra, serbest bırakıldığını ifade etti. Ertürk'ün evine bir süreden sonra polisler tarafından tekrar baskın düzenlendiğini belirten Yalçın, bu baskın sırasında ise Mehmet’in gözaltına alınıp götürüldüğünü dile getirdi. Fatma Ertürk'ün eşinin akıbetini sormak üzere Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurduğunu ancak yetkililer tarafından başvurusunun dikkate alınmadığını ifade etti. Eş Ertürk'ün kızı ile birlikte eve dönerken hastane önünden geçtiği sırada askeri bir aracın içinde eşini gördüğünü ve çok bitkin olduğunu söylediğini belirten Yalçın, olaydan bir gün sonra yeniden savcılığa gitmek üzereyken bir tanıdığının kendisine Silopi’de belediyenin Mehmet Ertürk'ün yakınlarının belediyeye gelmesi yönünde anons geçtiğini söylediğini aktardı. Ertürk'ün Silopi nüfusuna kayıtlı olduğunu belirten Yalçın, ailesinin, tanıdığının duyumu üzerine Silopi’ye gittiğini ifade etti. Devletin güvenlik güçlerinin belediyeye cenazeyi hemen defnetmelerini istemeleri üzerine Fatma Ertürk'e  verilmediğini belirten Yalçın, Fatma Ertürk'ün cenazeyi alamadığını ve cenazenin kimsesizler mezarlığına gömüldüğünü ifade etti. Yalçın son olarak ise, Fatma Ertürk'ün dava açtığını ancak dönemin tehlikeli bir dönemin şartlarından kaynaklı eşinin yakınlarının kendisinden habersiz davayı çektiğini belirttiğini dile getirdi.