'Şimdi Önder Apo’yu özgür yaşar ve çalışır hale getirme zamanı'

Açlık grevlerinin sonlandırılmasına ilişkin açıklama yapan KCK, “Şimdi Önder Apo’yu tümden özgür yaşar ve çalışır hale getirerek faşizmi yıkma temelinde Türkiye'yi demokratikleştirip, Kürdistan'ı özgürleştirme mücadelesini yükseltme zamanıdır" dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, açlık grevi ve ölüm oruçlarının Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısı ile sona ermesine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

KCK açıklamasında şunlar belirtildi:

“Önder Apo’yla avukatlarının 22 Mayıs’ta gerçekleştirdiği görüşmede Önder Apo İmralı’daki tecridi kırmaya yönelik eylemlerin yeterli olduğunu, amacına ulaştığını belirtip açlık grevleri ve ölüm orucunun sonlandırılmasını istemiştir. Bu çağrı üzerine “Tecridi kıralım, Faşizmi yıkalım” devrimci hamlesinin öncüsü Leyla Güven, Nasır Yağız, zindanlardaki binlerce tutsak, HDP’li üç milletvekili, Strasbourg eylemcileri, Galler’de İmam Şiş, Kanada’da Yusuf İba, Almanya’da Melle Mustafa Tuzak ve Şiyar Xalil, Maxmur’da Fadile Tok, Kürdistan ve dünyanın her köşesindeki açlık grevcileri eylemlerine son vermişledir. Açlık grevlerine son veren eylemciler direnişlerini faşizmi yıkma ve Kürdistan'ı özgürleştirme hedeflerine ulaşana kadar başka araç, yol ve yöntemlerle sürdüreceklerini vurgulamışlardır.

TÜM EYLEMCİLERİ KUTLUYOR, ŞEHİTLERİ SAYGIYLA ANIYORUZ

Özgürlük Hareketi olarak başta Leyla Güven olmak üzere tüm eylemcileri başarılı olan bu direnişlerinden dolayı kutluyor, bundan sonraki mücadelelerinde başarılar diliyoruz. ‘Tecridi kıralım, Faşizmi yıkalım, Kürdistan'ı’ özgürleştirelim’ hamlesinin ilk aşamasının başarıya ulaşmasında belirleyici rolleri olan şehitlerimizi de minnet ve saygıyla anıyoruz, Ümit Acar, Uğur Şakar, Zülküf Gezen, Ayten Beçet, Medya Çınar, Zehra Sağlam, Yonca Akici, Siraç Yüksek ve Mahsum Pamay yoldaşlarımız bu direnişin fedai öncüleri olarak mücadelemizde yer alacaklardır. Onların fedai ruhları tecridi tümden kıracak, faşizmi yıkacak ve Kürdistan'ı özgürleştirecektir.

BEYAZ TÜLBENTLİ ANALARIMIZ ÖNÜNDE HÜRMETLE EĞİLİYORUZ

Tecridi kırma mücadelesinde Önder Apo’ya büyük bağlılıkla beyaz tülbentleriyle en önde mücadele eden analarımızın önünde hürmetle eğiliyor; onların Özgür Kürdistan, Demokratik Türkiye özlemlerini mutlaka gerçekleştireceğimiz sözünü Önder Apo ve şehitlerimizin huzurunda veriyoruz. Neolitikten bu yana Kürdistan'da yaratılan tüm analık değerleri sahiplenilecek, yaşatılacak, analarımızın hak, adalet ve özgürlük tutkuları Kürdistan ve Ortadoğu coğrafyasında hakim kılınacaktır. Analarımızın vicdanı bu toprakların temel kültürü haline getirilecektir.

FAŞİZM YENİLGİYE UĞRATILANA KADAR MÜCADELE KESİNTİSİZ SÜRECEK

Analarımız, zindanlardaki kızları ve oğulları, Kürdistan'ın tüm parçalarındaki ve yurtdışındaki halkımız, Özgürlük Hareketimiz ve gerillalar Önder Apo üzerindeki tecritle yan yana yaşamayacaklarını fedai ruhla tüm dünyaya göstermişlerdir. Artık tecritle yan yana yaşanmayacaktır. Kürt halkı üzerindeki tecrit kırılacak, soykırımcı faşizm yenilgiye uğratılana kadar mücadele kesintisiz sürdürülecektir.

Önder Apo üzerindeki tecridin Türkiye halkları üzerindeki tecrit olduğu daha iyi anlaşılmıştır. Bu açıdan tecride karşı mücadele tüm Türkiye halkları ve demokrasi güçlerinin mücadelesi haline gelmiştir. Dünya demokrasi güçleri, insanlığın vicdanı aydınlar, yazarlar ve sanatçılar bu nedenle tecride karşı tutumlarını ortaya koymuş, tecridi kıralım, faşizmi yıkalım mücadelesine destek vermiştir.

Şehitlerimiz, direnişçilerimiz ve direnişe destek verenler Türkiye'de anayasa ve yasalarda var olan avukat ve aile görüşmelerini sağlatmışlardır. Avukat ve aile görüşmeleri süreklileşmesi gereken hukuki ve evrensel bir haktır. İktidar, binlerce insanımızın ölüm sınırına gelmesi karşısında daha fazla teşhir olmamak için bu görüşmeleri yaptırmıştır. Zindan direnişçilerimizin vurguladığı gibi yürütülen mücadele tecridin gayri meşru ve hukuk dışı olduğunu gözler önüne sererek savunulamaz ve uygulanamaz hale getirmiştir. Görüşmeyi yaptıran bu gerçeklik olmuştur. AKP iktidarı bu görüşmelerden İstanbul seçimleri için yararlanmak istese de halkımız ve demokrasi güçleri görüşmeyi yaptıran gerçeğin tecridi uygulayan bu iktidara karşı verilen mücadele olduğunu çok iyi bilmektedir.

Şehitlerimizin ve direnişçilerimizin sağlattığı avukat görüşmelerinde Önder Apo’nun ortaya koyduğu ideolojik duruş ve siyasi çizgi de Önder Apo’nun Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümünde belirleyici rolünü bir daha gözler önüne sermiştir. Tecridin tümden kalkmasıyla Önder Apo’nun bu doğrultuda rolünü oynayabileceğini herkes görmüştür. Kuşkusuz Önder Apo’nun rolünü oynayabilmesi demokratikleşme mücadelesinin kesintisiz sürdürülmesine bağlıdır. Çünkü Önder Apo’nun ortaya koydukları ancak ve ancak demokratikleşme mücadelesi doğrultusunda demokratik zihniyet ve demokratik siyasetin gelişmesiyle mümkündür. Bu açıdan Önder Apo’nun düşüncelerinin pratikleşmesi için demokrasi güçlerinin güçlerini birleştirip mücadelelerini yükseltmeleri gerekmektedir.

Önder Apo’yla avukatların görüştürülmesi mücadelenin daha da yükseltilmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Önder Apo “Mahatma Gandhi açlık grevleriyle birlikte toplumsal mücadeleyi de geliştirmişti” diyerek, bu gerçekliği hatırlatmıştır. Mücadelenin toplumsal hareket yaratmakla gelişeceğini ve sonuç alacağını belirtmiştir. Dolayısıyla açlık grevlerinin sonlandırılmasıyla birlikte mücadelenin başka araç, yol ve yöntemlerle geliştirilmesi gerekmektedir. Önder Apo’nun görüşmede ortaya koyduğu demokratik siyaset ve demokratik müzakere yoluyla demokratik Türkiye ve Özgür Kürdistan ancak soykırımcı zihniyet, politika ve faşizm uygulamalarının geriletilmesiyle gerçekleştirilebilir. Çünkü faşizm geriletilmeden Önder Apo’nun öngördükleri pratikleştirilemez. Bunun için de birinci aşaması başarılı olan ‘Tecridi kıralım, Faşizmi yıkalım, Kürdistan'ı özgürleştirelim’ mücadelesini daha fazla toplumsallaştırmak ve daha geniş demokrasi güçlerini bu mücadelenin içine çekerek yükseltmemiz gerekmektedir.

Tecritle yan yana yaşayamayacağımız gösterilmiş; tecridi sürdürme koşullarına büyük bir darbe vurulmuştur. Şimdi Önder Apo’yu tümden özgür yaşar ve çalışır hale getirerek faşizmi yıkma temelinde Türkiye'yi demokratikleştirip, Kürdistan'ı özgürleştirme mücadelesini yükseltme sorumluluğunu yerine getirme zamanıdır.”