Aileler, devletin 'kaybettiği' yakınları için buluştu

Amed, Batman ve İzmir’deki aileler, devlet güçlerince 'kaybedilen' yakınları için adalet arayışlarına devam etti.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla her hafta düzenledikleri eylemin 548’incisini gerçekleştirdi. İHD binasında düzenlenen ve kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme, çok sayıda insan hakları savunucusu ve kayıp yakını katıldı.

Eylemde konuşan İHD Şube Başkanı Abdullah Zeytun, şöyle dedi: "Yarın bayram. Maalesef Kürtler nezdinde, özellikle kayıp anneleri nezdinde gerçek bir bayramın olmadığını belirtmek istiyoruz. Mezarı bulunmayan çocukların olduğu bir coğrafya gerçekliğiyle karşı karşıyayız. Devletin Kürtleri hafızasız bırakmak için bilinçli bir politikasının olduğunu belirtmek gerekir. Buna karşı hakikat ve adalet mücadelesinde mezarsız bırakılan bu gerçeğe rağmen annelerin mücadelesi devam etmekte. Bizler de annelerin bu mücadelesinde destek olmaya devam edeceğiz. Bir bayram arifesinde kuşkusuz konuşacağımız başka konular olmalıyken bizler bayram arifesinde tekrardan Türkiye’de yürütülen savaş ve şiddet çığırtkanlığını konuşuyoruz."

‘HERKES BAYRAM HAZIRLIĞINDA BİZ BURADA’

Zeytun’un konuşmasından sonra '90’lı yıllarda kaybedilen kardeşi Ali Tekdal’ın akıbetini soran İffet Mutaş, kaybolduğu günden bu yana kardeşini aradığını ve annesinin oğul hasretiyle gözlerini hayata yumduğunu belirtti.

BATMAN

Batman’da da kayıp yakınları eylemlerinin 454’üncü haftasında İHD Batman Şubesi’nde bir araya geldi. İHD Batman Şube Yöneticisi Mehmet Sami Tangüner, 1995 yılında Mardin’in Kızıltepe ilçesinde kaybedilen Abdurahim Demir’in nasıl kaybedildiğini anlattı.  Tangüner, şunları kaydetti: “Ailesinin anlatım ve beyanlarına göre, 22 yaşındaki Abdurrahim Demir, Mardin ili Ömerli ilçesinde ikamet ediyordu. 17 Ağustos 1995 tarihinde Adana’da ikamet eden yakınlarını ziyaret etmek üzere yola çıkar. Kızıltepe-Viranşehir karayolu üzerinde bulunan Şavelat Jandarma Karakolu kontrol noktasında, otobüsten indirilerek gözaltına alınır. Gözaltına alındığına tanıklık edenler, Demir’in Şavelat Jandarma Karakolu’na götürüldüğünü söyler. Akşama doğru bir karakol görevlisi, Demir'in evini telefonla arayarak anne Kesire Demir'e ‘Oğlunuz Abdurrahim, Şavelat Jandarma Karakolu’nda, gelip alabilirsiniz’ der. Karakoldaki görevliler akrabalarından birine ‘Biz böyle birini almadık, böyle biri bizde yok’ der. Abdurrahim’in ailesi resmi kurumlara başvurularda bulunur, ancak sonuçsuz kalır. Aradan geçen 24 yıla rağmen, Demir’in akıbeti hala meçhul. Kamu adına hareket eden savcıları, Abdurrahim Demir’ in gözaltında kaybedilmesiyle ilgili olarak adil, tarafsız ve etkin bir soruşturma başlatmak için göreve çağırıyoruz.” 

İZMİR

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi üye ve yöneticileri de, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganıyla Konak’ta bulunan eski Sümerbank önünde bir araya geldi. Eyleme Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) yöneticileri katıldı. Bu hafta, İHD İzmir Şube yöneticilerinden Caner Canlı, 10 Ağustos 2004 tarihinde gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Tolga Baykal Ceylan’ın akıbeti sorarak, hikâyesini okudu.