Başur işgalinin resmi itirafı, parlamenterlerin rahatsızlığı

Türk devletinin Başûrê Kurdistan’a yönelik işgal girişimi ve düzeyi, nihayet en yetkili ağızlardan itiraf edilmeye başlandı.

İşgale karşı Başûrê Kurdistan halkı ve parlamenterlerinin de sesi yükselmeye başladı. Halk şehir, köy, kasaba ve her yerde derhal işgalin durdurulması ve işgalci güçlerin üslerinin kapatılmasını istiyor. Parlamenterler de parlamentonun toplanması, bölgesel ve merkezi hükûmetlerin işgale tutum alması çağrısını yapıyor.

İŞGALİN GÖRÜNTÜLERİ RESMİ AĞIZLARDAN TELAFUZU VE SESSİZLİK!

İşgalci Türk devletinin Başûrê Kurdistan’a yönelik işgali '90’lı yıllara dayanıyor. '90’lı yılların başında gizli birimler şeklinde kalan işgalci güçler, '90’ların sonlarına doğru askeri üsler kurunca, işgal resmileşti. 1997 yılından itibaren Türk ordu güçleri Başûrê Kurdistan’ın birçok yerinde askeri üs kurdu. Şimdiye kadar 23 civarında askeri üs ve onun üzerinde gizli üs, istihbarat merkezi olduğu yönünde bilgiler var ki bunlar teyitli bilgiler. İşgalci Türk devleti, şu ana kadar bu işgaline ilişkin, 'talep üzerine gittik, kalmamız istendiği için kaldık, eğitim vermek amacıyla gittik' şeklindeki açıklamalara sığındı.

Geçtiğimiz sonbahar aylarından itibaren Türk devleti, Başûrê Kurdistan’daki işgalini yeni bir aşama geçirmek istedi. Bradost alanına yönelik yeni bir saldırı hamlesi ile bazı köy ve tepeleri işgal etti. Araya kışın girmesi ve alandaki gerillanın etkili eylemler yapmasından ötürü işgalini durdurdu. Nisan ayı başından itibaren bu işgal girişimine hız verdi.

KDP’nin bazı yetkilileri, bu işgali gerillanın alanda bulunmasına bağlayan açıklamalar yaptı. Bölgesel Hükûmet Sözcüsü Sefin Dizai ve Başbakan Neçirvan Barzani, Türk devletinin sivil alanlara yönelik hava saldırıları ile sivilleri katletmesi ve Bradost alanına yönelik işgal girişimini alanda gerillanın bulanmasına bağlayıcı açıklamalarını yinelediler. Ancak önceki gün basın yayına yansıyan görüntüler bu açıklamaların tamamının yalan olduğunu kanıtlar nitelikte. İşgalci Türk ordu güçleri Bradost alanındaki Bermize köyüne kendi köylerine girer gibi giriyor. Bu konuda daha önce de köylere girdiği, halkı toplayıp işbirlikçiliğe davet ettiği, halka alanda resmi bir kapı açarak işsizliklerine son verecekleri gibi ekonomik vaatlerde bulundukları yönünde basın yayında çok sayıda haber çıktı. Geçtiğimiz günlerde Bermize köyüne açık ve resmi bir şekilde gündüz ortası ordu güçleri ve zırhlı araçları ile girmeleri, işgallerinin resmi bir dayanağının olduğunu gösteriyor. PKK gerillalarını biraz tanıyanlar, gerillanın köylerde kalmadığı, köylere yakın bölgelerde kalmadığını iyi bilir. İşgalci Türk ordu güçlerinin Bermize köyündeki görüntüleri, KDP yetkililerinin işgali alandaki gerillaya bağlamalarını da tamamen yalanlıyor. Zira gerilla dağlarda yaşıyor, köylerde değil. Bu, Sefin Dizai, Neçirvan Barzani gibi KDP’li yetkililerin şimdiye kadar yaptıkları tüm açıklamaları boşa düşüyor. Bermize köyündeki görüntüler düpedüz bir işgal olduğu kanıtlıyor. Dolayısıyla Dizai ve Neçirvan Barzani’nin bundan sonraki açıklamaları merak ediliyor. Ancak hâlâ bu kadar açık ve çarpıcı görüntüler olmasına rağmen sessizliklerini koruyorlar.

Basına yansıyan görüntülerden sonra Türkiye’nin Kürt düşmanı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yaptığı açıklamalarla ilk defa en yetki ağızdan işgali itiraf etti. Soylu, Bradost alanını kastederek, 26-27 kilometre kadar içeri girdiklerini, Kandil'e kadar devam edeceklerini söylüyor. Bu, işgalin itirafıdır.

Bu açıklama ve durum, Başûrê Kurdistan Bölgesel Yönetimini ilgilendirdiği kadar Irak Merkezi Hükûmetini de ilgilendiriyor. Zira Irak ile Türkiye arasındaki sınır anlaşması çeşitli dönemlerde yenilense de, hiçbir anlaşma 150 kilometre civarına kadar işgalde bulunmasına izin vermiyor. Yapılan anlaşmalar '80’li yıllarda sıcak takip üzerine olanlarda. Bu da kısa süre içinde sınırı aşıp geri çıkması anlamına geliyor. '90’lı yıllarda bu anlaşma sıcak takipten öte, bir aya varan, içeride operasyon yapma hakkı tanıyor. Ancak hiçbir anlaşmada Türkiye’nin içeride üs kurma, yıllarca kalma hakkı vermiyor. O yüzden sonbahar aylarından başlayıp Nisan ayı başından itibaren başlatılan işgal girişimine, -Bakan Süleyman Soylu'nun itiraflarına göre 30 kilomete civarına vardığı için- Irak Merkezi Hükûmetinin bir tutumunun olması gerekiyor. Ancak ne yazık ki şu ana kadar Başûrê Kurdistan Bölgesel Yönetiminde olduğu gibi Irak Merkezi Hükûmeti'nde de bu konuda bir sessizlik var. Bu da ister istemez, 'acaba KDP, Irak ve Türkiye arasında işgal için bir anlaşma mı yapıldı' sorusunu akla getiriyor. Bu sorunun giderilmesi ve doğru cevabı için her iki gücün işgale karşı tutumlarını göstermesi gerekir. Aksi halde anlaşma olduğu yönündeki kanı doğrulanıyor.

KÜRT PARLAMENTERLER, GÖREVE ÇAĞIRDI

Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan, Bermize köyündeki Türk ordu güçlerinin görüntülerini seyreden Başurlu parlamenterler, durumun vahametine, işgali derinleştirme çabalarına karşı bir araya gelerek, Başûrê Kurdistan Parlamentosu ve Irak Merkezi Hükûmetini göreve çağıran bir açıklama yaptı.

Çeşitli partilerden Salar Mihemed, Elî Heme Saleh, Ebu Karwan, Geşe Dara Hefîd, Bêstun Fayêq, Necîbe Şêx Letîf, Omer Înayet Heme Seîd, Behar Ebdilrehman, Dr Rêwaz Fayîq Hesen, Dr Şêrko Heme Emîn, Ebûbekir Helednî, Şukriye Îsmaîl Mistefa, Ebdulrehman Elî adlı 13 parlamenter, Başûrê Kurdistan parlamentosunu işgali durdurmak, işgale karşı çıkmak için acil bir toplantıya çağırdı. Parlamenterleri, işgalci Türk güçlerine karşı kış aylarından başlanarak bahar boyunca süren bir imza kampanyası başlatmıştı. Toplanan imzalar parlamentoya sunulmuştu. Ancak parlamento toplanıp sunulan imzaları gündemine almadı. Bu durum aslında Başûrê Kurdistan'da parlamentonun da işlevsizleştirildiğini gösteriyor. Parlamento ile Irak Merkezi Hükûmetini işgale karşı göreve çağıran bu parlamenterler, RTE ve Türk devletinin, halk ve iradesini, üzerinde hakimiyet kurarak ortadan kaldırmak istediğinin bilincinde. İşgale karşı ilk günden itibaren tutumunu ortaya koyan Başûrê Kurdistan halkının sesi olmak istiyorlar. Ayrıca RTE’nin referandum sürecinde başta Mesut Barzani olmak üzere Başurlu siyasetçilere yönelik yağdırdığı hakaretler, halkı açlıkla tehdit etmesini unutmuş değiller. O yüzden bir an önce Başûrê Kurdistan Parlamentosunun toplanarak işgale karşı bir karar alması ve Irak Merkezi Hükûmetinin işgale karşı tutumunu ortaya koyması çağrısını yaptılar.

TOP BAŞUR PARLAMENTOSU VE MERKEZİ HÜKÛMETTE!

Türk devletinin başta Bradost alanı olmak üzere Başûrê Kurdistan’a yönelik işgalini derinleştirme ve en yetkili ağızlardan itiraf etmesine karşı, Başur halkı ve sorumlu davranan parlamenterleri duyarlılıklarını ortaya koydu. Günlük olarak işgale karşı tutumlarını çeşitli eylemlerle ortaya koyuyorlar. Parlamenterler, yayımladıkları bildiri ile parlamentonun bir an önce toplanıp işgale karşı karar almasını istiyorlar. Başûrê Kurdistan hükûmeti, parlamentosu ile birlikte Irak Merkezi Hükûmetini işgale karşı göreve çağırdılar. Şimdi top bölgesel ve merkezi hükûmetlerde, parlamento ile iktidarı elinde tutar partilerde.

Başur partileri, hükûmeti, parlamentosu bu duruma sessiz kalamaz zira önümüzde bölgesel seçimler var. Bölgesel seçimlerde etkili olmak isteyen, seçmenlerin oyunu almak isteyen işgal konusundaki tutumunu ortaya koymalı, sessizliğini bozmalı.

Irak Merkezi Hükûmetinin sessiz kalması Başur halkının kendisine olan güven ve inancını sarsacak. O yüzden tutumsuzluk ve sessizliklerini uzun süre sürdüremeyecekleri görüşü ağırlık kazanıyor. Ancak nasıl bir tutum alacakları merak konusu…