Buldan: Leyla'nın çığlığını duymak zorundayız!

Amed'de tecride ve açlık grevlerine karşı kitlesel katılımlı bir miting düzenlendi. Leyla Güven'in selamlandığı eylemde, "Bir Kürt bile teslim olmayacak" mesajı verildi ve Güven'le dayanışmanın büyütülmesi istendi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride ve cezaevlerindeki açlık grevi eylemlerine dikkat çekmek amacıyla Amed'deki 5 Haziran Demokrasi (İstasyon) Meydanı'nda 'Demokrasi, özgürlük ve adalet' şiarıyla miting düzenlendi. Mitinge HDP Eş Genel Başkanı Pervin, DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk ve DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan'ın yanı sıra HDP'li milletvekilleri katıldı. 

Tertip Kometesi adına ilk konuşmayı Ramazan Kaval yaptı. Kaval, "Bugün aramIzda tüm bölgelerden misafirlerimiz var. Eş başkanlarımız aramızda. Bugün bilindiği üzere mitingimiz cezaevlerindeki açlık grevleri içindir. Tecrit insanlık dışı bir uygulamadır. Biz yıllardır kardeşlik, adalet ve eşitlik için mücadelemizi sürdürüyoruz. Hakkari milletvekilimiz Leyla Güven 73 gündür açlık grevi eylemindedir. Onun talebi, bizim talebimizdir. O yüzden 'mutlaka kazanacağız' diyoruz" şeklinde konuştu.

Mitingde Kürdistan ve Türkiye'deki cezaevlerinde tecridin kaldırılması için açlık grevi eyleminde olan tutsakların isimleri okundu.

Mitingte HDP Amed Milletvekili Dersim Dağ, Leyla Güven'in cezaevinden gönderdiği mektubu okudu. 

'KÜRT HALKI VARLIK-YOKLUK MÜCADELESİNDE'

DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk, Leyla Güven'i selamladıktan sonra şunları söyledi:

"Birçok kez halkımızı bitirmek istediler ama başaramadılar. Bugün AKP-MHP faşist hükümeti de aynı şeyi yapmak istiyor. Ama direnişimiz karşısında kaçıp gidecekler. Bugün Sayın Öcalan üzerindeki tecrit Kürt halkının üzerindeki tecrittir. Biz irademizi ve kimliğimizi kimseye teslim etmeyiz. O yüzden de bizim tarihimiz, direniş tarihidir. Bugün Leyla Güven ve arkadaşları Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için bedenlerini açlığa yatırmışlar. Bugün Kürt halkı varlık ve yokluk savaşı veriyor. Rojava, Rojhilat, Başur ve Bakur'da bu mücadele veriliyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan bugün sadece Kürt halkının değil, tüm halkların önünü açmıştır. İmralı'daki tecridin kalkması halinde çıkacak olan ses; eşitlik, özgürlük ve demokrasinin sesi olacaktır. Bugün kardeşlikten söz edenler, Sur, Cizre, Gever ve Nusaybin yakılıp yıkıldığında neredeydiniz? Taybet Ana'nın cenazesi günlerce yerde kalırken neredeydiniz? Biz bunları unutmayız. O yüzden de Hewler, Strasbourg ve zindanlardaki arkadaşlarımızın kazanacağına olan inancımız tamdır."

'BİR TANE KÜRT BİLE TESLİM OLMAYACAK'

DBP Eş Başkanı Mehmet Arslan, AKP'nin Kürtlere ve Kürdistan halklarına yönelik kirli politikalarını dayatmaya çalıştığını söyledi. Arslan, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: 

"Bugün cezaevlerindeki tüm yoldaşlarımız Kürt halkına karşı geliştirilen bu kirli politikalara karşı direniyorlar. Bu topraklardaki savaş ve gerilim ile hiçbir sorun çözülmedi. Bu devleti yönetenlerin bu halkı karşılarına almak yerine, bu halkın temsilcilerini muhatap almaları gerekmektedir. AKP, bu topraklarda teslim olan bir tane bile Kürt bulamayacaktır. Bunun en büyük örneği Leyla Güven, Sebahat Tuncel ve diğer yoldaşlarımızın eylemindedir. Kürtlerin demokratik siyaset alanını kullanmamaları için siyaset alanı tasfiye edilmek isteniyor. Ama Kürtler bugüne kadar kimseden icazet almadılar. O yüzden de direnişimizi ve mücadelemizi büyütmemiz lazım. Bu yükü sadece cezaevlerindeki yoldaşlarımıza bırakmayalım. Bulunduğumuz her yerde mücadelemizi ve direnişimizi büyütelim."  

BULDAN: TECRİT BİR AN ÖNCE KALDIRILMALI

Arslan'ın ardından HDP Eş Başkanı Pervin Buldan konuşma yaptı. Buldan, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Amed'den, Botan'dan ve Serhad'dan bu alana gelen hepinize binlerce kez teşekkür ediyorum. Bir kez daha tarihi bir sorumluluğu ortaya koydunuz. Bu meydan defalarca buradan Ankara'ya mesajlar yollamıştır. Bugün de Ankara'nın bu mesajı iyi okuması gerekiyor. Tecrit başta olmak üzere, adaletsizlik ve antidemokratik uygulamaların sona ermesi için bir araya gelmiş olan binler, bizlerin bu onurlu mücadelesinin kazanacağını göstermiştir. Bugün sevgili Leyla Güven'in açlık grevinin 73'üncü gününde, ona selamlarımızı gönderiyoruz. Leyla Güven sıradan bir tutuklu değildir, o bir kadındır, DTK eş başkanıdır, Hakkari halkının temsilcisidir. Bizler tecridin bir insanlık suçu olduğunu yıllarca söyledik. Bugün tecridin kaldırılması için toplamda 239 insan bedenini açlığa yatırmıştır. Açlık grevi ile birlikte bugün Ankara'ya, 'Tecridi, kabul etmiyoruz ve bir an önce kaldırılmalıdır' mesajını veriyorlar. 

İmralı Cezaevi 20 yıldır devam ediyor. Sayın Öcalan'ın sesinin halka ulaşmasını engelleyen bir tecrittir. Sayın Öcalan ile görüşmelerin yapıldığı dönemlerde tüm halklar geleceğe daha umutla bakıyorlardı. Annelerimiz ağlamıyordu. Hiçbir gencin bedeni toprağa düşmüyordu. Ama ne zaman ki Sayın Öcalan üzerindeki tecrit uygulanmaya başlandı, işte o zaman siyasi krizler baş göstermeye başladı."

'LEYLA'NIN DİRENİŞİNİ ZAFERE ULAŞTIRMALIYIZ'

Buldan, bugün partilerinin binlerce üyesinin cezaevlerinde olduğuna dikkat çekerek, şunları belirtti: 

"Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak gibi yoldaşlarımız cezaevindeler. Leyla Güven'in 73 gündür başlatmış olduğu açlık grevinin artık sonuç vermesi gerekir, tecridin kalkması gerekir. Mehmet Öcalan'ın adaya gitmesi elbette önemlidir. Ama bu bir aile görüşüdür. Tecridin kalktığı anlamına gelmez. Buradan bir kez daha Ankara'ya bu mesajı veriyoruz. Leyla Güven'in direnişi, demokrasinin, barışın, özgürlüğün ve kardeşliğin direnişidir. Tecrit bugün Türkiye halklarının da sorunu olmalıdır. Çünkü yaşananlar sadece Kürtleri ilgilendirmiyor. Herkesi ilgilendiriyor. Buradan onlara seslenmek istiyorum; söyleyecek sözünüz mutlaka olmalıdır. Bu tecridin kalkması için el ele ve omuz omuza vermeliyiz. Biz biliyoruz ki, bu ülkede yaşayan her bir yurttaşımız AKP hükümetinin olumsuz tutumundan rahatsızdır. Herkesi yok sayan bir anlayışı asla kabul etmediğimizi belirtmek istiyorum. O yüzden de Leyla'nın çığlığını hepimiz duymak zorundayız. Leyla şahsında cezaevlerinde direnen arkadaşlarımızın sesini duymalıyız." 

'TECRİT KALKMAZSA DAHA KARANLIK GÜNLER OLACAK!'

Buldan konuşmasını şöyle tamamladı: "Ben inanıyorum ki Türkiye toplumu tecridin kalkmasını birlikte başaracaktır. Ya kazanacağız, ya kazanacağız. Ama mutlaka kazanacağız. Ben bir kez daha HDP adına bugün buraya ülkenin dört bir yanından gelen tüm insanlarımıza teşekkür ediyorum. Gittiğiniz her yerde mutlaka tecridi gündem yapın. Eğer tecrit kaldırıp, Leyla'nın sesine ses verilmezse daha karanlık günler bizi bekliyor. Leyla Güven'e, Selma Irmak'a, Sebahat Tuncel'e, Dilek Öcalan'a ve tüm rehin tutulan siyasetçilerimize selam gönderiyorum. Bu gemi mutlaka limana ulaşacaktır." 

Miting, sanatçılar Kadir Çat, Mizgîn Tahir ve Şerzat'ın şarkılarıyla devam etti.