Devletin Iğdır politikası: Uyuşturucu, fuhuş ve yozlaştırma

Devletin Iğdır’a ilişkin özel politikaları olduğunu söyleyen HDP Iğdır Milletvekili Habip Eksik, “Devlet Iğdır gençliğini yozlaştırıyor, kendi değerlerinden uzaklaştırıyor. Devletin Iğdır’da politikası uyuşturucu ve fuhuştur” dedi.

HDP Iğdır Milletvekili Habib Eksik, milletvekili olmadan önce yıllarca halka doktor olarak hizmet verdi. Doktorluk yaptığı yıllarda köy köy gezerek halka sağlık hizmet ulaştırmaya çalışan bir sağlık emekçisi olan Doktor Habip Eksik, bu çalışmalarının karşılığında KHK ile ihraç edildi. Eksik şu anda HDP Iğdır Milletvekili ve siyasal-sosyal sorunlara da çözüm bulmaya çalışıyor.

Iğdır Milletvekili Habip Eksik ile Iğdır’da neler olduğunu, devletin neler yaptığını konuştuk. ANF’nin sorularını yanıtlayan Eksik, ‘Iğdır kazanırsa Türkiye halkları kazanır’ diye konuştu.

Iğdır’da yıllarca MHP ve diğer düzen partileri halkı yönetmeye çalıştılar. Iğdır’da halklar arasına serpilmeye çalışan nifak tohumları başarısız oldu mu?

Iğdır ile ilgili birçok sorun var. Yani toplamda 200 bin nüfus, 3 ülke ile sınırı olan, geniş bir tarım arazisi olan, sosyolojik ve inançsal olarak farklı kesimlerin yaşadığı coğrafyamızda değişik özelliklere sahip Iğdır ilimizin ciddi anlamda yaşadığı sorunlar ve problem var. Bu sorunların başında orada devletin birçok noktada halka uyguladığı baskı, tekçi zihniyetin yansımaları neticesinde kurumsal alanda halkın bir kısmının ötekileştirilmesi, sorunlara çözüm bulunmaması gibi sıkıntılar var. Iğdır’da Azeriler, Türkler, Terekemeler ve Kürtler barış içinde çok güzel yaşıyorlar. Ancak bunu siyasal bir alana taşımak ve kategorize etmek isteyen AKP ve MHP bu farklılıkları ciddi manada kullanarak, Kürtleri dışlama politikası yürütüyor.

Bu bir devlet politikasıdır. Resmi ideoloji, bir milliyet benden, diğeri benden değilmiş gibi davranarak halklar arasındaki birlikte yaşama arzusu ve kardeşlik duygusunu zedeliyor. Ancak 2009 yılında bu yana Iğdır Belediyesi’ni HDP yönetiyor. Demokrasi sevdalısı olan kesimler Iğdır’ı 2009’dan beri yönetmeye başlayınca devletin ciddi manada bir yönelimi oldu. Cemil Çiçek 2009’da ‘Ermeni sınırına dayandılar’, Sinan Oğün ‘Türk yurdu Iğdır elden gidiyor’ dedi. Son olarak bu silsilenin içine Meral Akşener de girdi. Akşener, ‘Iğdır, Ahlat’ta aday çıkarmayacağız, HDP almasın da kim alırsa alsın’ dedi. Bu da demokrasi isteyenlerin kaybetmesinin hedeflendiğini ve bunun resmi bir ideoloji olduğunu gösteriyor.

2009’dan bu yana DTP, BDP ve HDP’li belediyelerin iş başına gelmesinden bu yana Iğdır’da neler değişti?

HDP’nin 2009’dan bu yana Iğdır’ı yönetmesi büyük bir değişime neden oldu. Ortak yaşamı arzulayan bir alan oluştu. HDP’nin girdiği yerde demokratik insanı, demokratik toplumu inşa etme ve bunu demokratik cumhuriyete evriltme gibi bir hedefi var. Iğdır’da bugün demokratik toplumun meyveleri oluşmaya başladı. MHP, AKP ittifakı ile orada biraz oy alabiliyor ama birkaç yıl sonra Iğdır’da kardeşlik arzusu, birlikte yaşama arzusu yeşerecek. Bunu net bir biçimde görmeye başladık. 31 Mart seçimlerinde çok ciddi saldırılara rağmen orada demokrasi adaylarımız, HDP’nin adayları seçimleri kazandı.

Halkımız büyük bir özveri ve enerji ile sandıklara gitti, çaba sarf etti. Son gece AA eliyle farklı amaçlarla büyük bir manipülasyon yaratılarak HDP kaybetmiş gibi gösterildi. Belediye binasına giren faşist bir grup ‘Kürdün kokusunu temizliyoruz’ diyerek kışkırtma yaptı ama halkımız sağduyulu davranarak resmi sonuçları bekledi. Faşist AKP-MHP Bloku Iğdır gibi özel bir konuma sahip şehrimizde Kürdün ve demokrasi sevdalısı halklarının ve demokrasi bloğunun kazanımlarını yok etmek istedi. Ancak, halkımız asla buna izin vermedi ve izin vermeyecek.

AKP-MHP bloku Iğdır’a neden bu kadar önem veriyor?

Iğdır’da ciddi anlamda AKP-MHP iktidarının faşist blokun tanzim ettiği bir sistem var. Ben bir doktorum… Koruyucu sağlık hizmetlerinde çalıştım. Sağlık alanında çok ciddi eksiklikler var. Iğdır’da hemen hemen her hafta insanlar kalp krizinden hayatını kaybediyor. Gencecik insanlarımızı böyle yitiriyoruz. Hastaneler darmadağın ve hizmet üreten bir kamu kurumu yok. Herkes iktidara, Vali’ye yaranmaya çalışan bir yapı var. Iğdır’da ciddi anlamda kanser artışı var. Mecliste bununla ilgili defalarca soru önergesi verdik ve bunları söyledik. Araştırma teklifi önerdim. Ancak hiçbirine AKP’nin bakanı ne çözüm buluyor ne de bize cevap veriyor. Oradaki halkın doğru düzgün bir sağlık hizmetine kavuşmasını istemiyorlar.

İnsanlarımız sevk yollarında ambulanslarda oluyor, tanı konulmadığı, zamanında teşhis konulmadığı için kanserin son evrelerinde ölümle pençeleşiyor. Iğdır’da kardiyolog vasküler anjiyo merkezi yok, kalp krizi geçiren insanları 300 km uzaklıkta ki Erzurum’a sevk ediyorlar. Kalp krizi geçirenlerin çoğu böyle yaşamını yitiriyor. Yetersiz doktor ve neredeyse doktor yok. Hastanelerin donanımı yok. Birçok hastalığın araştırılması gerekirken araştırılmıyor. 21 yüzyılda olması gereken birçok olanaktan mahrum bırakılıyoruz. Iğdır halkı ölüme terkediliyor. Ama biz HDP olarak bunun peşini bırakmayacağız. Görevde olan müdürleri, yöneticileri, bu işin bu şekilde yürütülmesine sebep olan, halka hizmetin ulaşmasını engelleyen herkesin peşinde olacağız. Bu insanları mecliste, yerelde ve başka platformlarda teşhir edeceğiz. Bu yüzden sonuna kadar verdikleri emanete sahip çıkacağız.

Tarım ve hayvancılıkta Iğdır’la çiftçiler üretim yapabiliyor mu?

Iğdır ovası çok geniş bir tarım arazisine sahip. Iğdır’da hemen her şey yetişir. Iğdır’ın etrafını saran bu dağlarda hayvancılık için muhteşem bir olanak sağlıyor. Muhteşem yaylalarımız var. Çok güzel ve verimli bir ovanız var, sıradağların oluşturduğu yaylalarımız var ve Iğdır halkı bunlardan faydalanamıyor. İktidarın yanlış politikaları, iktidarın oradaki halkın refahını istemeyen bir politika gütmesi yüzünden bunlar gerçekleşmiyor. Hayvancılık desteklerini yandaş ve candaşa veriyor. Yandaş ile candaşlar da tarıma değil, başka alanlara yatırım yapıyor. Kağızman sınırında bir HES yaptılar ve Aras nehrinin suyunu kestiler. Bu HES ile oradaki iklim değişti, oradaki ekonomi çöktü. Artık tarım alanları dahi sulanmıyor. Ürünler artık satılamadığı için tarlada kaldı. Düzgün bir piyasa-Pazar alanı olmadığı için çiftçi üretmeyi bıraktı. Tarım arazilerinde yanlış ilaçlama kullanılıyor ve Tarım Müdürlüğü bu konuda yanlış politikaları var.

Halbuki siz insan sağlığını önceleyen, organik tarımı teşvik eden programlar yapmak zorundasınız. Sizin mühendisleriniz çiftçilerimizi bilgilendirmek zorundadır. Ancak Tarım Müdürlüğü ‘Bu bizdendir, bizden değildir’ diyerek ayrımcılık yapıyorlar. ‘HDP’li’ diye çiftçiye destek sunulmuyor. Halkımız şu anda Ardahan yaylalarına gidiyor. Ardahan ve Kars’a giden çiftçilerimize yönelik Tarım ve Orman Bakanlığı ile Iğdır Valiliği skandal bir karar aldı. Iğdırlı çiftçiler başka bir ilin topraklarındaki ihaleye giremez dediler ve insanlarımız o şehirlere sokulmadı. O hayvanlar bir ay boyunca araçların içinde telef oldu. Zaten bir çiftçimize ait 65 koyun telef oldu. Bu konuyu mecliste gündeme getirdik ama Kürdün ekonomik kazanımlarını yok etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Kamu İhale Kurumu’nun (KİK) dışında bir şey yapıldı ve ‘Iğdırlı olan çiftçi burada ihaleye giremez’ denilerek skandal bir karara imza atıldı.

Devletin Iğdır’a yönelik özel politikaları nelerdir?

Iğdır gerçekten sosyolojik olarak, inançsal olarak farklı bir yer. Çok geniş yelpazesi var. Şia kesimi, Caferi kesimi var. Türkler, Azeriler, Kürtler, Terekemeler var. Bu zenginlikleri sosyal alanda güzel şeylerin oluşmasına sebep oluyor. Birlikte yaşamın ve halklar bahçesine çok güzel bir örnektir Iğdır. Paradigmasal olarak da bunu Iğdır’da görüyoruz. Ancak bu iktidar, Iğdır’da bu zenginlikleri yok etmeye çalışıyor. Iğdır gençliği yozlaştırılmaya çalışılıyor, kendi değerlerinden uzaklaştırılmasını istiyorlar. 90’lardan bu yana bitirilmeyen bir fuhuş sorunu var. Halbuki iki günde o yanlışların ortadan kaldırılması gerekirken yıllardır bunu bilinçli olarak sürdürüyorlar. Iğdır’da tüm kahvelerde tıklım tıklım, madde bağımlılıkları artıyor. Asıl sorun işsizlik. Siz bir halkın gençlerine orada istihdam edecek, kendisini geçindirecek kendisini ve ailesini geçindirecek imkanları sunmazsınız o halkın gençliğini ve kültürünü de yok edersiniz.

Maalesef, iktidar Iğdır’da bugün bunu yapmaya çalışıyor. KHK ile eğitim alanında ciddi çalışmaları olan, büyük kazanımlar sağlayan yeni neslin demokrat, barışçıl yaşamayı arzulayan, bilimi esas alan birçok arkadaşımız KHK ile ihraç edildi. Sağlık, Eğitim’de, hizmet sektöründe, yerel yönetimlerde de bu oldu. İktidarın politikaları ve yanlış uygulamaları tamamen muhalifi sindirme, yok etme için çıkarılmış bu kanun hükmünde ki kararnameler hakların gasp edilmesine sebep oldu. Sindirilmiş bir gençlik sigaraya, tütüne daha yoz ilişkilere, yanlış davranışlara, madde bağımlılığına doğru yönlendiriliyor. Bu da ilimizin büyük sorunlarından biridir. Demokrasi kurumlarımızda bu yönlü çalışmalarımız sürüyor. Siyasal ve sosyal bir sorumlulukla çalışmalarımız, önerilerimiz var. Bu konuda kendi göbeğimizi tabiri caizse kendimiz kesmeye çalışıyoruz. Gençlerimizin tütünden, nargileden ve yoz yaşamdan uzaklaştırılması için projelerimiz var ve uygulayacağız.