İşgalci ve sömürgeci Türk devleti 26 Haziran’dan itibaren Güney Kürdistan’a yönelik hava saldırılarını yoğunlaştırdı. Saldırılarda özellikle sivil yerleşim alanları hedeflenerek, katliamlar yapılıyor ve halk kenti topraklarından göçe zorlanıyor.

Bununla beraber bölge hükümeti saldırılara karşı sessizliğini sürdürürken, Kandil halkının tepkisi devlet yetkililerine ve işgalci Türk devletine karşı giderek büyüyor.

Enze Köyü din alimi Mele Aso Qadir, “Kürt halkına ve ulusuna düşmanlık yapan güçler, top ve savaş uçaklarıyla sivil halkı bombalıyor. Müslüman olarak bu dine sığmayan bir harekettir’’ dedi.

Kürtler arası birlik ve beraberliğin önemine vurgu yapan Mele Qadir, şöyle konuştu: “İnsanların ve ulusların bir arada yaşaması gerekirken, günümüzdeki iktidar güçler halka zulüm ve baskı uygulayarak toprakları işgal etmekte. Bu hiçbir dinde yoktur ve de kabul edilemez. Tanrı, insan üzerindeki zulmü haram olarak görmektedir. Hiçbir kulun birbirine zulmü farz görmemesi gerekir diyor ve Müslümanlıkta kan dökmeyi haram etmiştir. Birlik ve beraberlik için kişinin kendine reva görmediği zulmü başkasına da uygulamaması gerekir. Kişilerin yaşamlarına müdahale etmemesi gerekir. Allah insanları özgür olarak yaratmıştır. Herkesin kendi ülkesinde kendi dilinde konuşmasını reva görmüştür. Özgürlük, demokrasi ve insan hakları da bunlar üzerinde var olmuştur.”

İşgalci güçlerin ulus ve dinlere müdahale etmemesi gerektiğini söyleyen Mele Qadir, sözlerine şöyle devam etti: “Allah’ın zulmü haram görmesiyle, barışçıl ve toplumsal olarak yaşanması gerekmektedir. Ben Kürdüm, Kürtçe konuşarak yaşarım, sen Türksün Türkçe konuşursun. Herkes kendi kültürünü yaşamakta özgürdür. Bunun için de Müslüman insanlar zulme karşı, top ve savaş uçaklarıyla gerçekleştirilen saldırılara karşı sessiz kalmamalıdırlar.”

‘ERDOĞAN’IN KÜRTÇE’YE TAHAMMULÜ YOK’

Türk devletinin Kürt halkı üzerine uyguladığı katliamlara sert tepki gösteren din alimi, Haziran ayı sonlarında Kortek’te gerçekleşen sivil katliama ilişkin şunları belirtti: “Geçtiğimiz günlerde genç yaşlı ve kadın olmakla beraber üç tane sivil yurttaşımız katledildi. Bunun tek sebebi Kürtçe konuştukları içindi. Kürtlere karşı düşmanlıktır bu. Erdoğan ve yandaşlarının Kürtlere karşı düşmanlığıdır. Dört parça Kürt halkı bu uygulamalara karşı sessiz kalamamalı, ayaklanmalı kimlik ve topraklarını savunmalı. Bir gün gelecek, insanlara işkence zulüm yapanlar Allah tarafından cezalandırılacaktır. Dünyada insana zulüm yapan muhakkak cezalandırılacaktır. Kürde, Kürtçeye karşı olanlar kahır azabından yanacakladır.’’

‘GÜNEY HÜKÜMETİ DÜŞMANI DESTEKLİYOR’

Hewlêr Hükümetinin sessizliğini kınayan Mele Qadir, Hewlêr’in kendi çıkarları için sustuğu tepkisinde bulundu. Qadir, şöyle konuştu: “Kürdistan dört tarafı kuşanmış bir kafes biçimindedir. Her yandan düşmanlarla kuşatılmıştır. Özelliklede burada Irak Kürdistan’ı kafese alınmıştır. Buna basit bir örnek olarak Kerkük’ü verebiliriz. Bizim kendi Kürt halkımız birliğini korumadığı için Türk devleti gelip işgal etti. Biz Kürt olarak birlik olmalıyız. Bu işgal ve katliamlara karşı başta türlü karşı duramayız. Hükümet içerisinde de destek olursa ancak bu şekil başarıyı elde ederiz. Fakat, Güney Kürdistan Hükümeti düşmanı desteklemekte’’.

‘CANİLERDEN HESAP SORULMALI’

Son olarak milliyetçiliğe karşı olduğunu ve olunması gerektiğini dile getiren Kandil’e bağlı Enze Köyü din alimi Mele Aso Qadir, şunları söyledi: “Milliyetçilik, din olarak kabul edilemez. Türk, Kürt, Arap ve Çerkez hep birlik olmalı. Kürt halkına uygulanan katliamı görüp tepkilerini göstermeli. Kürt kanını içen canilerden hesap sorulmalı. Din adına katliam uygulayan kişi kendisi katildir.”