Efrîn Forumu ve gösterdikleri 

Uluslarası Efrîn Demografi Değişimi ve Etnik Temizlik Forumu'nda işgal ve savaş suçları çok geniş bir kesim tarafından belgelendi. Şimdi sıra Efrîn’in özgürleşmesini dünya gündemine taşımada.

Rojava'nın Amude kentinde 2-4 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilen Uluslararası Efrîn’de Demografi Değişimi ve Etnik Temizlik Forumu, hem Rojava’nın ilk uluslararası ve akademik forumu olması  nedeniyle hem de Efrîn’de işgali ve savaş suçlarını derli toplu tartışma ve belgeleme açısından çok önemliydi.

Titizlikle yürütülen hazırlıklar ve birçok uluslararası çevrenin katılımıyla derinleşen tartışmalarla Efrîn’deki işgal durumu ve işgalci Türk devletinin savaş suçları siyasi, tarihsel ve kültürel, ekonomik, hukuksal anlamda ortaya koyuldu. Bundan sonraki süreçte de bu forum, tartışma düzeyi ve ulaştığı sonuçları üzerine tartışmayı derinleştirerek kamuoyu yaratmak tüm Kürtlerin, Suriye halklarının geleceğine katkı sunacak. 

300’E YAKIN KİŞİ VE ÇEVREDEN ARAŞTIRMA İSTENDİ

3 aylık bir hazırlık neticesinde gerçekleştirilen forum için Asya, Afrika Avrupa, Avustralya gibi dünyanın değişik kıtalarından 300’e yakın akademisyen, gazeteci, siyasetçiye, forum için davetiye gönderilir.

Yine forum hazırlıkları kapsamında ilişkilenilen akademisyen, gazeteci vb. kesimlerden etnik temizlik ve demografi değişimin siyasi, askeri, tarihi, kültürel, ekonomik boyutlarına ilişkin farklı farklı araştırmalar istenir. 

NRLS yetkilileri, şu ana kadar değişik çevrelerden Kürt, Arap, Avrupalı, Asyalı vb. kimselerin kendilerine araştırmalarını ulaştırdığını söyleyerek, “Birçok farklı çevrenin Efrîn konusunda araştırma ve bununla birlikte duyarlılıklarının gelişmesini sağladık” dediler. 

493 EFRÎNLİ AİLEYLE ANKET YAPILDI

Forum çalışması için bir de anket çalışması yapıldı. Amacı bilimsel akademik araştırma yöntemleriyle Efrîn’de Türk işgalci devleti eliyle demokrafik değişim ve etnik temizlik yapıldığını kanıtlamaktı ki anket sonuçları bunu doğruladı.

Anket kapsamında 148’i Efrîn işgal edildikten sonra, 345’i de işgal sırasında şehirden çıkmak zorunda kalmış 493 aileyle iletişime geçildi. Qamişlo’da 68; Hesekê’de 80; Til Temir’e bağlı Til Nesrî köyünde 85; Halep’in Şex Maqsud Mahallesi'nde 100; Şehba’nın Til Rifat, Ehraz, Fafin ve Til Qerehe, Um El Hoş alanları ve mülteci kamplarından 156 aileyle görüşüldü.

Görüşülen 493 aileye 11 soru yöneltildi ve ailelerin bu sorulara verdiği yanıtların oranı, Türk devletinin Efrîn’de gerçekleştirdiği demografi değişimi ve etnik temizliğini doğrular nitelikte.

ANKETTEN ÇARPICI SONUÇLAR

Anketin çarpıcı sonuçlarından bazıları şöyle: 

493 aileden 196’sının yakınları Türk devletinin bombardımanı sırasında yaralandı. 493 aileden 82 aileden her birinin 1 yakını, 26 aileden her birinin 2 yakını, 14 aileden her birinin ise 3 yakını işgal sürecinde Türk devleti tarafından katledildi. Yine ankete göre Efrin’in işgal edilmesinden sonra bir süre daha şehir içinde kalmış olan ailelerden 147’sinin fertlerinden en az birisi işgalcilerin kaçırma ve fidye isteme uygulamasıyla yüz yüze kaldı. Ankete katılan 493 aileden 234’ü ise Efrîn’den göç ettirilmek amacıyla Türk devleti tarafından tehdit edildiğini belirtti. Ayrıca 493 aileden 439’u işgalciler tarafından mal ve mülklerine el koyulduğunu aktardı.

EFRÎNLİLER YAŞADIKLARINI ANLATTI

Forumun başlangıcında, NRLS’nin Efrîn işgal harekatı ve işgal süreci hakkında hazırlanmış, oldukça kapsamlı raporu okundu. NRLS, Efrînli ailelerle yaptığı anketin broşüre, işgalden bu yana belgelerle hazırladığı dosyaların tümünün yer aldığı kitapçığa programında Kürtçe, İngilizce ve Arapça olarak yer verdi.

NRLS raporunun okunmasının ardından ise Efrîn’de yaşananlara tanıklık eden halk, işgalci Türk devleti ve çetelerinin yaptıklarını anlattı. İşgal saldırılarının vahşetini yaşamış; evlerini, okullarını, yakınlarını, vücudunun bazı bölümlerini yitirmiş olan Efrînlilerin, tek hayallerinin Efrîn’e geri dönmek olduğunu bir kez daha kendilerinden dinlemek çarpıcıydı. 

Tanıkların anlatımıyla bir kez daha Türk devletinin hiçbir ahlak, hukuk, kural tanımayan saldırısı ve yine Efrîn Direnişi’nin yurtseverlik ruhu en doğal biçimiyle ortaya çıkıyordu.

KDP KINANDI

Foruma 150 civarında gazeteci, siyasetçi, araştırmacı, askeri-siyasi uzman katılıyordu. Fakat NRLS yetkililerinden aldığımız bilgilere göre, forumda masalar için davet edilen akademisyenlerin sayısı çok daha fazlaydı. Bazıları programının yoğunluğu, bazıları bürokratik sorunları, bazılarıysa egemenlerin çıkardığı engeller dolayısıyla foruma katılım sağlayamamıştı. Fakat katılım sağlayamayanlardan bazıları da gönderdikleri mesajlarla ve Skype bağlantılarıyla foruma düşüncelerini iletti. 

Forum içerisinde en çok tepki toplayan durum ise Güney hükümetinin foruma katılmak için Rojava’ya geçmeye çalışan heyete çıkardığı engeller ve 6 kişinin geçişine izin vermemesiydi. Güney Kürdistan’ın Süleymaniye, Halepçe, Germiyan ve Dihok kentlerinden isimlerin yer aldığı heyet Semelka sınır kapısında KDP güçleri tarafından engellendi. Heyet 6 saat sınır kapısında bekletildi; 6 üyesinin geçişine izin verilmedi. Bir kez daha hem Rojava halkları hem de uluslararası çevreler açısından KDP’nin karakterini ortaya koyan bu tutum forumda birçok defa kınandı. 

RESİM VE FOTOĞRAF SERGİSİ DE SAVAŞ SUÇLARINI BELGELEDİ

Ayrıca forum kapsamında bir fotoğraf ve resim sergisi düzenlendi ve birinci günün sonunda açıldı. Bu sergide de 26 ressam, 2 karikatürist ve 2 heykeştraşın Efrî ve işgal sürecine ilişkin yaptığı eserler sergilendi. Bununla birlikte Efrîn’de savaş sürecinde çekilmiş, katliamları anlatan 50 fotoğraf da bir belge niteliğinde sergilendi. Fotoğraf sergisinde, sabah oturumunda dinlediğimiz, Efrîn'de 2 ayağını kaybeden annenin de fotoğrafını olduğunu görüyoruz.  

Sergiyi dolaşırken burada resmi sergilenen 2 Efrînli ressamla tanıştık. Kısaca yaşadıklarını ve duygularını anlatıyorlar. Hanif Hamo isimli ressam, Efrîn özgürleştirilmeden kendine gelmelerinin çok zor olduğunu söylerek, “Bir insanın ruhunu zorla istersin, ‘ruhun bana ait olacak’ dersin. Türk devletinin yaptığı budur. Zorbadır, kan emicidir. Fakat ruhumuz Efrîn'le birdir. Bir gün mutlaka Efrîn’in özgürleştiğini de çizeceğiz” diyor.

İŞGAL, SOYKIRIM POLİTİKASI VE SAVAŞ SUÇLARI BELGELENDİ

NRLS tarafından hazırlanan uluslararası forum, 3 gün boyunca Efrîn’de demografik değişim ve etnik temizliğin siyasi, askeri, kültürel, tarihsel, ekonomik ve hukuk şeklindeki başlıklarıyla ele alındı. Raporlarla Efrîndeki durumunun işgal olduğu ve Türk devletinin savaş suçları belgelendi. Çok farklı çevrelerden foruma katılan akademisyen, siyasetçi ve uzmanlar, değerlendirmeleriyle Türk devletinin Efrîn’deki varlığının meşru olmadığını, Efrîn’e girişinin de yapay gerekçelerle işgal durumu olduğunu, Türk devletinin Efrîn’de soykırım, etnik temizlik ve demografi değişimi gerçekleştirdiğini ortaya koydu. Efrin’i işgalinin ve sonraki uygulamalarının da hiçbir uluslararası hukuk ve insan hakları ilke ve yasalarına uygun olmadığı da hem hazırlanan raporlarda hem de katılımcıların konuşmalarında madde madde belirtildi.

Fakat Türk devleti ise şu ana kadar Efrîn’e girişine gerekçe yaptığı “güvenlik sorununa” ilişkin tek bir belge sunabilmiş değil. Forumda bu, boyutta başta Kuzey Suriye’den katılımcılar olmak üzere birçok katılımcı tarafından dile getirildi. Forumda uluslararası güçlerin Efrîn işgali konusundaki politikaları da ele alınarak eleştirildi. 

DEĞERLENDİRMELERDEN ÖNEMLİ PASAJLAR

Birçok önemli uzman değerlendirmeleriyle, Efrîn’de işgal, etnik temizlik ve demografi değişimi uygulamalarının artık birçok çevre tarafından görülüyor olduğunu gösterdi. 

Modern Tarih Profesörü ve Ortadoğu Uzmanı Ferah Sabır ise Türk devletinin Efrîn işgaline “güvenlik sorununu” gerekçe yaptığını ama Kuzey Suriye’nin kurtarılan bölgelerinin Suriye savaşının ilk gününden bu yana güvenli olduğunu belirterek, “Türkiye’nin müdahaleleri bölgede güven ortamının bozularak karmaşa yaratmaya neden oldu” dedi.  

Eski ABD Dışilişkiler Bakanlığı Dış İlişkiler Uzmanı Prof. David Philips, Rojava örneğinin demokratik bir tecrübe olduğunu ve tüm dünya için önemli olduğunu belirterek, “Sesli bir şekilde Türk devletinin terörist olduğunu haykırıyorum. Türk devleti planlı bir şekilde suç işliyor. Rojava halkı ilkeli ve kendini savunan bir halktır. Bunu artık kabul etmek gerekir” diye konuştu.

Fransız Stratejik Araştırmacı Gerard Schalien, “Efrîn işgali de meşru değil ve demografik değişim siyaseti de çok önemlidir. Üzerinde dikkatle durulması gerekir” dedi.

British Columbia Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Christopher What'ın, Heyva Sor a Kurd’un verilerine göre Şehba’da 300 bin Efrînli göçmenin bulunduğunu ve Şehba’ya gönderecekleri yardımların Türkiye ve Suriye rejimi tarafından engellendiğini söylemesi de Efrîn konsepti doğrultusunda Suriye ve Türkiye’nin ortak hareket ettikleri ve direnişi kırma çabasında olduklarını ortaya koydu. 

Viyana Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Thomas Shtindger, Efrîn’in işgal öncesi kültürel mozaik yapısı ve halkların ortak yaşamıyla bölgenin sembol alanlarından biri olduğuna dikkat çekti. Shtindger, kentteki Alevilerin, Êzidîlerin, Hıristiyanların da Kürtler gibi soykırıma ve zorla göçe maruz kaldıklarını dile getirdi. 

EFRÎN’İ ÖZGÜRLEŞTİRME GÜNDEMLEŞTİRİLMELİ

Forumun son oturumu basına kapalı yapıldı; Efrîn’i özgürleştirme, demografik değişim ve etnik temizliği durdurabilmek için öneriler üzerine tartışıldı. Ve sonuç bildirgesinin okunmasıyla forum kapatıldı. Sonuç bildirgesinde yine Efrîn’e ilişkin ulaşılan sonuçlara yer verilerek, Türk devletine geri adım attıracak kararlar 11 madde şeklinde sıralandı. İhlallerin belgeleneceği kurumlar, basın, yine alınan kararları takip edecek komite kurulması, Efrîn'e destek günü yapılması, Efrîn tecrübesinin bir daha yaşanmaması için Kuzey Suriye hava sahasının uçuşa yasaklı bölge olarak belirlenmesi çağrılarının yapılması gibi önemli kararlara ulaşıldı. 

Kararlar ulaşılan tartışma düzeyi açısından yeterli olmasa da böyle bir forumun ilk defa düzenleniyor olması açısından önemliydi. Bundan sonrasında da bu forumda ulaşılan tartışma düzeyinin yaygınlaştırılması, böylesi platformların yurt dışında ve Kürdistan’da geliştirilmesi önemli. Efrîn işgali ve gerçekleştirilen soykırım bütün uluslararası platform ve mahkemelere taşınmalı.

Bu forumların temel noktası da Efrîn’deki Türk varlığını işgal olarak tanımlamak ve Efrîn’in özgürleştirilmesi için askeri müdahaleyi desteklemek olmalı. Çünkü Türk devleti Efrîn’de olduğu ve gerçek sahipleri Efrîn’de kendi iradeleriyle yaşamadığı sürece Kuzey Suriye ve genel Suriye’nin başka alanları da hep tehlike altında olacak.