Fedai bir yaşam: Harun Raman

Son ana kadar savaştı; mermisi kalmayınca, etrafındaki taşlarla düşmanına karşı sloganlar eşliğinde direnmeye devam etti. Adı Harun Raman; PKK’de fedailik zincirinin haklarından biriydi.

Kendilerini aşanlar bencillik dünyasından çıkıp toplumun ihtiyaçlarına cevap olabilmek için mücadele alanlarına akın etmişlerdir. Bu kutsal kişilikler her zaman mücadelenin ön saflarında yer alıp, omuzlarında ağır yükler taşımış, yeri ve zamanı geldiğinde insanlık için hiç korkmadan ölümün üzerine gülerek yürümeyi bilmişlerdir. Onlar kendilerini aşmışlardır. Ölümden korkmayı bırakmış, bazen en iyi cevabın ölümü korkutmak olduğunun bilincine varmış ve arkalarında bırakacakları mirasın gönül rahatlığıyla ölüme ölümsüzlükle cevap olmuşlardır. Bu kahramanlardan biri İstanbul Sultanbeyli’de bir polis karakoluna yapılan eylemde fedaice savaşıp ölümsüzler kervanına katılan (Burak Boğakan) Harun Raman’dır.

FEDAİLİK TARİHİ

Kürtlerin yok olmasına ramak kala dervişane bir çıkış yaşanır. Bu çıkış öyle bir çıkıştır ki ölüye ruh veren yeniden doğuşun adıdır, yani PKK’dir. PKK tarihi; en zor şartlarda, umudun dahi bırakıp gittiği zamanlarda Apocu ruh ve coşkuyla fedai çıkışlar yapan kahramanların, yürekleri ve bedenleriyle insanlığın zihnine nakşettikleri bir tarihtir. PKK içinde fedailik kendini farklı zaman ve mekanlarda, farklı biçimlerde ifade etmiş olsa da öz aynıdır. Öz, özgürlüğün kendisidir, biçim ise bunun yaratım yolu ve yöntemidir. Kemal ve Xeyriler'de ölümüne özgürlüğüne ve onuruna sahipleniş, Hakiler'de fedakârlık ve büyük bilinçle emeğe bağlılıktır. Mazlum’da ve Dörtler’de bedenlerini ateşe vererek, ihanete karşı özgür yaşamda ısrardır. '90’lı yıllarda uçurumlarda teslimiyete karşı kanatlanan Beritan, bir alev topu olup özgürlük için, onur için adını tarihe ateşle yazdıran, Newrozlaşan Ronahi, Berivan, Zekiye ve Rahşanlar, mücadele ateşini güçlendirirler. Andok, Eriş, Zınar bir hançer olmuşlardır düşmanın kalbine. Yöntem farklı olsa da öz aynıdır. PKK, yaşayan fedailer zinciri ve tarihidir. Harun Raman, bu zincirin halkalarından biridir. Son nefesine kadar PKK’nin özüne nasıl bağlı kalınacağının en yalın ve somut göstergesidir.

ÖZGÜR DAĞLARDA KENDİNİ BULUR

Harun, bir özgürlük arayışçısıdır. Metropollerdeki yaşam ona sahte gelmektedir. İnsanlar yabancılaşmıştır. Bu yaşam, Harun’un kabul edebileceği bir şey değildir ve onu arayışa iter. Bu arayışlar sonucunda PKK hareketini tanımaya başlar. Tanıdıkça doğru yaşamın, özgürlüğe doğru katılımın bu olduğuna kanaat getirir. İlk zamanlarda yaşadığı çevrede çalışmalara katılır fakat tanıdıkça, öğrendikçe bu ona yetmez. Sonraki zamanlarda aktif olarak daha geniş alanlarda çalışmaya başlar. Bu açılımla Harun zincirlerini kırmış ve özgür düşüncelerle donanmaya başlamıştır. Artık bulunduğu yerler ve çalışmalar onun arayışına cevap olamaz, özgür dağlara gitme kararı alır.

Harun, dağlara varmıştır ve özgürlüğün özüne inmiştir. Dağlar nefes aldırır Harun’a. Bu yolda yürümek için hevesli, kendisini bulduğu için mutludur.

DÜRÜSTÇE, HESAPSIZCA...

Harun, daha ilk günden beri iddialı bir katılımın sahibi olur. Kişiliğindeki inanç, bağlılık ve özgürlükte karar kılan kişiliği, PKK’nin ideolojik ve düşünce gücü ile şekillenmeye başladığı andan itibaren, fedaice bir duruş ortaya çıkmaya başlar. İliklerine kadar PKK’yi yaşar, devrimin önünde engel olan her şeye karşı savaş açar. O yaşamıyla fedai olduğunu her fırsatta kanıtlayandır. Dünyevi zevklerden arınmış, nefsini kontrol edebilen, düşüncelerini amacına yoğunlaştıran, yüreğini sürekli başarıya kilitleyen, başarıdan başka bir seçeneği kabul etmeyen bir militandır. Sürekli derin yoğunlaşma içindedir. Kendisini hem askeri hem de ideolojik olarak eğitendir. Günümüzün dervişlerindendir. Bir lokma bir hırka felsefesiyle her türlü zor koşulda mücadeleyi başarıya ulaştırmaya yeminlidir.

YAŞAMI DA FEDAİCE

Harun, devrimciliğin ve fedailiğin sadece eylemle değil, asıl olarak katılımda, yaşamda başladığının bilincindedir. Devrimci kişiliğin emekçi kişilik olduğunu bilerek yaşama katılandır. Yoldaşlarının yorulması yerine daha fazla yorulmayı seçer. Yaşam içindeki duruşu ve katılımı hesapsız, dürüstçedir. Bu yaşam onun gibi fedailerin emekleri sayesinde oluşmuştur, yaşama sahip çıkmak şehitlere sahip çıkmak anlamına gelmektedir. Gittiği her yerde yoğun emek harcar, değer yaratır. Zaten devrimci kişilik değer yaratan kişiliktir. Bu katılımı göstermelik değildir. Ona göre fedailik bir yaşam, katılım biçimi ve sürekliliktir. Her zaman kendisini gözden geçiren ve anı anına yenileyen olmuştur. O, yaşamıyla PKK’nin ateşten gömleğini giyeceğini göstermiştir.

ZOR ALANLARDA KENDİNİ KANITLAR

Tek amacı devrime hizmet etmek olan Harun, partinin kendisine verdiği emeklerin artık ürün almasını ister. Sürekli sıcak savaş alanlarında pratik sahibi olmak istemektedir. 2012 yılında büyük hamlelerin yapıldığı Zagros sahasına bir süreliğine geçer. Bu sürede Çukurca ve Gever alanlarında gerçekleşen eylemlere katılır. Sadece eylem anında değil, bu zorlu süreçlerdeki duruşu ile kendisini kanıtlar. En çok emek harcayan, en çok saldırıda olmak isteyendir. Eylem önceleri arkadaşlarını silah ve askeri taktikler üzerine eğitir. Birçok gerilla taktiği konusunda kendini eğitmiş, uzmanlaşmıştır. Eylemden eyleme gider. Zagros un sert coğrafyasında bütün dağları adımlamaya başlar, Gare’den Çarçella’ya kadar. Birçok eyalette savaş pratiğine katılır. Savaş ve taktikteki ustalığı ile kendisini kanıtlar. Ve Harun’a Amed eyaleti yolu açılır. Amed’de birçok alanda çalışır ve yeni katılan onlarca savaşçıyı eğitir. Mütevazı kişiliği ile eğittiği birçok arkadaşı ona hayran kalır.

YOLDAŞLARINA BAĞLILIĞI

PKK içinde şehitlere bağlılık, en kutsal ilkelerden. Harun, bu ilkeyi canı pahasına koruyacağının en somut ve keskin örneğidir. Türk devletinin 24 Temmuz 2015 tarihinde başlattığı saldırılarda kendisinden çok sevdiği komutanı ve can yoldaşı Şervan Varto şehit düşmüştür. Yaşanılan şehadet ve imha saldırılarına karşı cevap olma konusunda duyduğu yoğun sorumluluk ile harekete geçme zamanının geldiğine karar verir. Öyle bir cevap vermelidir ki düşmanı kalbinden vurmalıdır. Bu eylemle komutanının intikamını almalı, saldırılara cevap olabilmelidir. Tarihin omuzlarına yüklediği yüke sahip çıkacak ve 'öz'e ulaştığını gösterecektir.

SON MERMİSİNE KADAR...

Erdal Nuda, Botan Canfeda yoldaşları ile beraber eylem planlamasını ve hazırlıklarını yapar. Hedef Sultanbeyli Fatih Polis Merkezidir. Unutulmayacak tarih, 10 Ağustos 2015’tir. En başta bir yoldaşları patlayıcı dolu bir arabayı karakolun önünde patlatacak, sonrasında eylem alanında biriken polislere eylem yapılacaktır. Zaman gelmiş ve eylem başlamıştır. Bir yoldaşlarını önden ölümsüzlüğe uğurlamış ve toplanan polislerle savaşmaya başlamıştır. Çatışarak başaramayan düşman güçleri, zırhlı araçlar ve yüzlerce kontra ile saldırmaya başlamıştır. Harun hiçbir tereddüt yaşamadan büyük bir kararlılık ile ölümsüzlüğe yürümüştür. Son ana kadar savaşmış; mermisi kalmayınca etrafındaki taşlar ile düşmanına karşı sloganlar eşliğinde direnmeye devam etmiştir. Harun, kişiliği ve eylemiyle onurlu bir yaşamın tek seçenek olduğunu göstermiş, fedailik ruhunun hiçbir zaman yenilmeyeceğini kanıtlamıştır. 10 Ağustos 2015 tarihinde şehitler kervanına katılarak, PKK’deki fedailer halkasının bir parçası olmuştur.