Gerilla Ararat’ı anlatabilmek…

Besta’nın Hîzil Vadisi’nde 1 Nisan’da son mermisine kadar savaşan ve esir olmaktansa bombasını bedeninde patlatan gerilla Ararat’ı anlatabilme gayreti… 

Gerilla Ararat’ı çoğu kez nasıl anlatacağımı düşünmüşümdür ama onun gibi anlatmak da bir yetenek, bir inceliktir. Birlikte kaldığı ve şehit arkadaşları anlatırken, derinden hissederek anlatırdı. Bir ressamın resim çizmesi misali ayrıntılı, tüm ruhu ve anlam gücünü katarak. O, kahraman yoldaşlarının sevgisini, mücadelelerini nasıl yaşadıklarını yüreğine nakşetmişti ve bunu herkesle de paylaşarak yaşatırdı. Bu anlamda derim ki, onu anlatmak konusunda hakkını verememenin burukluğu kalır yüreğimde.

PARTİYİ TANIYANA KADAR

Onu anlatırken ismi gibi asiliğinden bahsetmek gerekecektir. Bu asilik ve bağımsız duruş nasıl şekillenmişti onda? Ailesini çözümlerken, bu asiliğin kaynağının nereden geldiğini anlayabiliyordu insan. Ailesi Kürt, aristokrat kesimindendi. Ailede annesinin otoritesi çok ağır basar. Bu asilik birebir annesinin şekillendirmesi, boyun eğmeyen bir tarzda yetiştirmesindendi. Adeta binlerce yıllık ana tanrıça kültürünün, cılız da olsa direnişi bu şekilde Ararat arkadaşa devrediliyordu. Küçük yaşlarda partiyi tanıyana kadar, bağımsız kişiliği ve özgürlük arayışları gelişip yoğunlaşıyordu. İlk çelişkisi cins boyutunda gelişmişti. Kadının toplumdaki konumu onda hep çelişki yaratmış ve bu iki duruma karşı da hep bir karşı duruş içinde olduğunu anlatırdı. Bu çelişki ve çatışmalarla arayışlarına cevap bulacağı dünyayı arıyordu. Ta ki, partiyi tanıyana kadar. 

TANIM, ANLAMA VE DERİNLİĞİ KAVRAMA

Ailesi yurtsever olmamasına rağmen kendi dayatmalarıyla parti çalışmalarına katılıyor. Önderliğin esaretiyle gerillaya katılım yönünde tavrını net bir biçimde ortaya koyuyor. Gerek Önderliği tanıma, anlama, gerekse kadın hareketine ilgisi yoğundur. Bir süre ülkeye gelmeden Yunanistan’da eğitim görmesi uygun görülür. Her ne kadar bu karar kendisinin esas istediği şey olmasa da kendisi için Önderliği anlama, partiyi tanıma konusunda bir avantaj olarak değerlendiriyordu. Bu süreçteki yoğunlaşma sürecini kendini tanıma ve çözümlemesi açısından önemli bir süreç olarak tartışmalarında dile getirir ve parti eğitim tarzı olarak örnek verirdi. Önderliği okudukça, Kadın Özgürlük Mücadelesinin önemini ve derinliğini kavrar. Bu konuda yer yer yöntemsiz yaklaştığı boyutunda özeleştirisini verirdi. Kadının, Önderliği anlayarak kendini irade, söz ve eylem gücü haline getirmesini çok önemserdi. Bu konuda yöntemsizlikler yaşansa da aşmak onun için esastı. Kadının gücünü ve güçsüzlüğünün kaynağını görüyordu. Kadın, Önderliği esas alarak kendini irade haline getirebilirdi, bunun dışındaki yaklaşımları kadını bağımlılaştıran ve iradesizleştiren durumlar olarak görürdü.

GULAN’I HEP ÖRNEK ALDI

Ondaki mücadele tarzı akışkandı, bir pınarın akışı gibi akışkan ve sonsuzdu. Fedailik esasları doğrultusunda oluşan Hêzên Taybet çalışmalarına katılım istemi de bu yoğunlaşmalarıyla birebir bağlantılıdır. Bu konuda PKK’nin yaşayan özü olan fedailikte derinleşme boyutunda şehit Gulan arkadaşın rolü büyüktür. Gulan arkadaşla belli bir süre kalıyor ve onun bir kadın olarak fedailik çizgisinde ısrarı, iddialı katılımını örnek alması yoğunlaşmalarına derinlik katmıştır. 

Yaşamda Gulan arkadaşı hep örnek alırdı. Şehitlere bağlılık, hem duygu hem de bilinçle yoğrulmuştu. Gulan arkadaşın Önderliğe her yönüyle cevap olma, anlama, araştırmacı, sorgulayıcı yönlerini hep sohbetlerinde, eğitimlerde etrafına da kavratmaya çalışmıştır. 

ŞEHADET BİÇİMİ DE GÖSTERDİ

Önderlik gerçeğine, şehitler gerçeğine bilinçli yaklaşım önemsediği bir konuydu. Kendini bu konuda geliştirme çabasındaydı. Erdemli yaşamak, sıradan olmamak, sorgulayıcı, iradeli bir duruşu hem kendisinde geliştiren, hem de bunu kadın yapısında geliştirmeyi esas alan bir yaklaşımdır. Ararat arkadaş fedailiği anladığı kadarıyla, büyük bir inançla yaşamında ve etrafını da buna çeken bir çabanın sahibiydi. Şehadet biçimi de bunu göstermektedir. Son vasiyeti, selamının yoldaşlarına ulaşmasıdır. Şehadet biçimi, son mermisine kadar savaşmış ve düşmanın eline geçmemek için bombasını bedeninde patlatmıştır. Düşman karşısındaki kadının, Apocu çizgide fedaileşen iradesinin teslim alınamayacağını yakıcı bir biçimde ortaya koymuştur. O, anlayışıyla, duruşuyla, sözüyle, eylemiyle, erdemli ve özgür iradeyle nasıl yaşanması gerektiğini anlattı.

GERİLLA ARARAT’IN KALEMİNDEN

Şehit Ararat’ın yaşamı, tutkuyu ve hakikata ulaşma serüveniyle sorgulamalarını içeren notlarından kısa bir bölümü paylaşıyoruz: “Yaşamın sırları içinde kendi varlığımızı hissettiğimiz değerlerimizin coşkusunu yaşamak en büyük hazinemiz. Yaşamak, güzel bir olay olduğu kadar, tanıştığımız her yeni güzelliğin farkındalık tutkumuzu, özgürlük aşkımızı güçlendiriyor. Evrenin en güzel iki yanıyla el ele yürümek, böylesi bir çağdan büyük bir şans olsa gerek. ‘Doğa ve insan’ büyük tutkusunu Önderliğimizin bundan mahrum kalması en büyük acımız. Soylu acıların yükünü omuzlarken yarattığı bütün güzelliklerin de uzağında yaşayacağını fark etmişti. Başkan, bu yüzden ‘birey olarak ben kaybettim ama Kürt halkı kazandı ’ diyor.

Kürt’ün aşkı başkalaşıyor. Her şeyi bir başka yaşıyor. Savaşı, öfkesi, sevgisi, dostluğu, umutları. Yaşamın kalitesi diyen özgürlük savaşçıları tutkusu oldukları sevgiliye gençliklerini bahşettiler. Ölüm ilk yaşamın kol kola yürüdüğü ateşten bir yolculuk. Her şey kor ateşin kızgınlığında yandıkça tarihin lanetinden kurtulur. Bu yüzden ateş kutsal ve arındıran gerçeğin esrarengiz bir yüzü her şeyin zirvede yaşandığı trajik ve dopdolu bir yaşam. Gerçeğin tümüne ulaşmak nasıl ki imkânsız ise özgürlüğün sınırlarını kestirip dev tercihini yapan yok gibidir. Devrim aleni değildir. Bu yüzden her gerçek düşünceye uymaz. Toplumun vasat yaşamından kaçışla başlayan yolculuk bilinmezliklere doğru ilerleyen adımlarla sürer ve her şey o zaman yeniden başlar. Destanlar, kahramanlar, büyük aşklar trajedinin bağrında boy verir. Tarihin sayfaları yepyeni tercihlere yeniden açılır. Bu sayfalarda alışkanlıklara yer yok, çünkü bunlar aşınan tekrarlardır, bu tekrarlar iz bırakmadan öylesine akıp gider. Özgürlük savaşçılığı her adımında, her sözünde aşkın tarifini yeniden yapar. Nefes nefes yazılır her kelimesi ve kutsal bir kitaba dönüşür her cümlesi. Dokunmak zor, okumak ise mümkün değil, günahkâr isen. Dili yok yüreği ve bilinci var. Kalitesi onurlu kalp atışlarında gizli. Bu heyecan ve coşkuyu yaşayamayan korkar ve kaçar sonsuza dek. Yaşayan ise sakin ve sabırlı adımlarla ona doğru ilerler.”