Irak’ta hükümet krizi ve KDP-YNK ittifakının arka planı

Irak seçimleri üzerinden yaklaşık üç ay geçti. Sonuçlar halen açıklanmadı. ABD ile İran arasındaki çatışma, hükümetin kurulmasını da geciktirdi. Farklı hükümet formülleri üzerinde görüşmeler ve tartışmalar sürüyor.

2 Mayıs’ta yapılan Irak parlamento seçimlerinin üzerinden yaklaşık üç ay geçmesine rağmen kesin sonuçlar henüz açıklanmadı. Hafta içerisinde bir açıklamada bulunan Irak Başbakanı Haydar Abadi yüksek seçim kurulunun üç hafta içinde seçim sonuçlarını açıklayacağını söyledi.

Seçim sonuçları açıklanmasa da hükümet kurma çalışmaları sürüyor. Seçimlerin galibi olan Şii lideri Muktada Sadr’ın Sariun listesi yeni hükümetin kurulması için bazı görüşmeler yaptı. Bazı anlaşmalara varıldığı yönünde açıklamalar da yapıldı. Ancak bir İran ve ABD arasındaki gerilim ve Irak’ın güney kentlerinde başlayan gösteriler hükümet formüllerini de boşluğa düşürdü. Zira olaylar başladıktan sonra ABD ve BM acilen hükümet kurulması çağrısında bulundu. Sadr ise bu çağrılara yanıt olarak gösteriler bitmeden, gösterilerin neden olduğu sorunlar çözülmeden hükümet kurulamayacağını kaydetti.

Böylelikle gösterilerden önce başlayan ve bazı noktalarda anlaşamaya varılan yeni hükümet kurma çalışmaları da bitmiş oldu. Sadr geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada Irak Başbakanı olacak kişide bulunması gereken özellikleri de içeren 40 maddelik bir talep listesini sundu.

Sadr’ın bu açıklamaları bundan sonra kurulması düşünülen hükümet için yeni görüşmelerin yapılacağına işaret ediyor. Sadr, bir çok kez yeni hükümetin teknokratlardan oluşması gerektiğini savunmuştu.

Geçtiğimiz süreçte Sadr tarafından yürütülen ve çeşitli formüller içeren hükümet kurma görüşmelerine karşı, basına yansıyan bir başka formül dikkat çekti. Özellikle KDP bu formül üzerinde duruyor. KDP’nin, Sadr’ın aksine Nuri Maliki’nin başkanlığında, Irak Cumhurbaşkanlığının kendilerine verilmesini içeren bir formül için görüşmelerde bulunduğu ve anlaşmaya vardığı iddia edildi. Maliki bunu teyit eder nitelikte açıklamalarda bulundu. KDP bu yönlü görüşlere ilişkin hiç bir açıklama yapmadığı gibi ileri sürülen bu görüş ve tartışmalara ilişkin yorum yapmadı. Diğer bir ifadeyle, ne yalanladı, ne de doğruladı.

Burada şöyle bir durum ortaya çıkıyor; Maliki’nin İran’a yakın olduğunu, Ebadi’den önce ABD tarafından müdahale edilerek düşürüldüğünü bilmeyen yok. Maliki’nin halen de İran yanlısı siyaset yürüttüğü, İran’a yakın bir hükümet kurmak için çalıştığı bilinmeyen bir şey değil. Ancak KDP’nin ABD’ye rağmen nasıl böyle bir hükümet kurma çalışması içerisine girdiği, soru işaretlerine neden oldu. Gerçekten ABD’ye rağmen mi bu adım atıldı? KDP’nin ABD’ye rağmen adım atması düşünülmezken, Nuri Maliki ile neden bir hükümet arayışına girdiği ve neyin planlandığı, temel soru olarak öne çıkıyor. KDP üzerinden Nuri Maliki’yi etkilemek ve İran’dan uzaklaştırmak mı amaçlanıyor? Amaç bu değilse, nasıl bir hesabın yapıldığı ve nasıl sonuçlanacağını zaman gösterecek.

GÜNEY KÜRDİSTAN SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR

Merkezi hükümet cephesinde bu gelişmeler yaşanırken, yerelde Başurê Kurdistan (Güney Kürdistan) bölgesel seçimlere hazırlanıyor. Normalde Başurê Kurdistan bölgesel seçimleri Irak Parlamento seçimlerinden önce yapılması gerekiyordu. Bölgesel seçimlerin Nisan’da yapılması için tarih de belirlenmişti. Seçimler bir parlamento kararı olmadan ertelendi. Irak parlamento seçimleri yapılıp, şaibeli de olsa partilerin aldıkları oy oranları görüldükten sonra seçimlerin Eylül ayında yapılmasına karar verildi.

ÇELİŞKİLERE RAĞMEN KDP-YNK İTTİFAKI

Irak parlamento seçimlerinden sonra Başurê Kurdistan bölgesi ile Bağdat arasındaki sorunların çözümü, yerel seçimlerin merkezi gündemi haline geldi. Bir çok siyasi çevre, parti ve örgüt, Kürtlerin Bağdat’a birlik halinde gitmesi yönünde görüş bildirdi.

KDP-YNK Başurê Kürdistan’da Irak Parlamento seçimlerine hile karıştığını ileri sürerek ittiraz eden altı partiyi bir kenara iterek Bağdat’a ortak gitmek için çeşitli görüşmeler yaptı. Bu görüşmelerin sonunda ittifak yaptıkları yönünde her iki parti kurmayları tarafından açıklamalar yapıldı. İki hakim parti, ittifak ardından kendilerine göre küçük gördükleri diğer partilere ittifaklarına dahil olması için çağrılar yaptı. Diğer partiler ise “ret” yanıtını verdi. Zira yapılan ittifak görüşmelerine partiler baştan itibaren dahil edilmeliydi. İttifak kurulurken, sözkonusu partilerin görüşlerine dahi başvurulmamıştı.

Partilerin KDP ve YNK arasında yapılan ittifaka dahil olması demek onların anlaştıkları konuları peşinen kabul etmeleri anlamına gelecekti. Dolaysıyla bir nevi onlara biat etmek anlamını taşıyacaktı. Başurê Kürdistan’da büyük partiler, küçük partilere karşı sıklıkla böyle bir taktikle yaklaşıyor.

Her iki partinin Bağdat’a karşı ortak hareket etme adıyla yaptıkları ittifak özünde bölgedeki partilere karşı yapılmış bir ittifaktır. Zira her iki parti, Irak’tan çok bölgesel yönetim, parlamento ve bölgesel hükümeti daha önemli görüyor.

HEDEFTEKİ MUHALEFET PARTİLERİ

KDP ve YNK’nin ittifak yapmasından sonra bir hukuk skandalı oyunu ile Tevgrê Azadiyê Kürdistan seçimlerin dışında bırakıldı. Her iki partinin çekindikleri Komale İslami Grubuna yönelik ise bir operasyon başlatılmış durumda. 23 Temmuz’da bazı kişiler tarafından Hewler Valilliğine baskın yapılmıştı. Valiliği bastıkları iddia edilen ikisi 16, biri 18 yaşındaki çocuklar vuruldu. Çocuklardan birinin babası KDP’nin özel kuvvetlerinde albaydır. Çocukların vurulmasından sonra çocukların istihbarat toplamak amacıyla Komelê İslami grubunun içine gönderildiği, üye oldukları için geri çağrıldığı, neden üye olduklarına dair sorgulandıkları, sonunda gidip istihbarat toplama görevlerine devam etmeleri yönünde karar verildiği şeklinde bilgiler dolaştı. Bazı basın yayın organlarında da bunlar yazıldı. Şu ana kadar bu bilgileri yalanlayan açıklamalar da yapılmadı.

Çocuklar valilikte vurulduktan sonra Komelê İslami üyeleri olarak tanıtıldı. Bundan ötürü Komelê İslami’ye yönelik operasyon başlatıldı. Dört kişi tutuklandı, bölgesel seçimlerde Komelê İslami’nin liste başı ve halen Parlamento İnsan Hakları Komitesi Başkanlığını yapan Soran Ömer hakkında tutuklama kararı çıkarıldı. Soran Ömer konuya ilişkin yaptığı kısa açıklamada, operasyonlarla amaçlananın partilerini seçimlerin dışında tutmak olduğunu söyledi.

YNK, Tevgerê Azadiyê Kürdistan’ın hukuk skandalı kararı ile seçimlere sokulmamasına herhangi bir tepki göstermedi. Aynı parti, Komelê İslamiye yönelik Soran Ömer’in deyimi ile başlatılan operasyona da herhangi bir tepki göstermiş değil. Demokrasi ve Adalet için Koalisyon, Goran, İslami Yekgurtu ve Yeni Nesil Hareketinden çok korkulmadığı yada bir biçimde iktidara ortak edilebileceği düşünüldüğü için şu ana kadar onlara ilişkin henüz bir adım atılmış değil. Bütün bu gelişmeler her iki partinin Başurê Kürdistan’daki halk ve siyasi parti muhalefetine yönelik ittifak yaptıklarını göstermeye yetiyor.

KDP VE YNK ARASINDAKİ ANLAŞMAZLIKLAR

KDP ve YNK, arasında tarihsel ve siyasal olarak bir çok anlaşmazlık noktası var. Buna rağmen ittifak yapan partilerin, kendi aralarındaki çelişkilerinin başında Irak Cumhurbaşkanı’nın hangi partiden olacağı yer alıyor. 2005 yılında Mam Celal ile Mesud Barzani arasında bölgesel yönetim ve Irak cumhurbaşkanlığı konusunda anlaşma yapılmıştı. Talabani, Irak Cumhurbaşkanı, Barzani ise Bölge Başkanı olmuştu. Ancak KDP kurmayları, artık cumhurbaşkanının kendi hakları olduğunu düşünüyor. KDP ve YNK bu sorunu aşmak için her iki partiten beşer kurmaydan oluşan on kişilik bir komite kurduklarını açıkladı.

KERKÜK PAZARLIĞI

Son günlerde YNK’ye yakın basın yayın organlarında Kerkük üzerine bazı pazarlıkların yapıldığı yönünde haberler çıkmaya başladı. Haberlerde KDP Kerkük valiliğinin kendisine verilmesi durumunda Irak cumhurbaşkanlığını YNK’ye bırakabileceği belirtiliyor. Ayrıca KDP şu ana kadar koruduğu eski Kerkük valisi Necmettin Kerimi bundan sonra korumayacağını da söylediği ifade ediliyor. Haberlerin yayınlayan organların YNK’ye en yakın ve bazı merkezlerinden bilgi alan yayın organları olmaları dikkat çekiyor. Bununla aslında YNK ve KDP arasında Kerkük üzerinden bir pazarlığın yapıldığı ortaya çıkıyor.

Yayın organlarında ayrıca KDP’nin Kerkük valiliği meclis toplantılarına katılmayarak, Kerkük valisinin seçilmesi dahil hiç bir kararı alamayacağı bir açmaza soktuğu da belirtiliyor. KDP meclis toplantılarına katılmayınca onunla birlikte hakeket eden Ankara’ya bağlı Türkmen oluşumu İTC’nin de katılmaması oldukça dikkat çekici. Zaten İTC zaman zaman yaptığı açıklamalarda valiliğin kendi hakları olduğunu iddia ediyor. Bunun aslında KDP’ye verilmesi için izlenen bir taktik olduğunu söylemek yanlış olmaz. Yine de şu ana kadar pazarlıklarda bir anlaşmanın sağlandığı söylenemez. YNK için Irak Cumhurbaşkanlığı makamı kadar Kerkük’te önemli. YNK hiç birinden vazgeçecek gibi görünmüyor. Dolaysıyla pazarlıkların nasıl sonuçlanacağı da henüz belli değil.