Kayıp yakınları savaşı protesto etti

Kayıp yakınları, Amed ve Batman'da adalet arayışlarını sürdürdü. Eylemde, savaş politikaları da protesto edildi.

AMED

İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla her hafta düzenledikleri eylemlerinin 549’uncusunu gerçekleştirdi. İHD binasında düzenlenen ve kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme, çok sayıda insan hakları savunucusu katıldı. 

Eylemde konuşan İHD Kayıp Komisyonu Üyesi Adnan Örhan, Koşuyolu Parkı’nda düzenledikleri eylemin Diyarbakır Valiliği tarafından 50 haftadır engellenmesine tepki gösterdi.

Çatışmalı sürecin son bulmasını isteyen Örhan, “Anneler, kimse ölmesin diyorlar. Annelerin sesine kulak vermeliyiz. Savaş değilİ barış olsun" dedi.

Eylemde, 1994 yılında Amed'in Hani ilçesine bağlı Akçayurt (Horsel) köyünde gözaltında kaybedilen muhtar Mehmet Günkan’ın hikâyesi okundu.

Mehmet Günkan’ın oğlu Heybet Günkan’ın anlatımlarını aktaran Örhan, Günkan’ın köyünde çıkan bir askeri operasyon sonrasında bütün köylülerin Dicle Deresi kenarında toplatıldığını ve köylülerin elbiseleri çıkartılıp sıcak kumlara yatırılmasının ardından işkence yapıldığını söyledi. Günkan’ın 6-7 gün gözaltında kaldıktan sonra serbest bırakıldığını aktaran Örhan, Günkan’ın muhtar olduğu için köylülerin mağduriyetlerini gidermek adına vali ve kaymakam ile görüştüğünü söyledi. 

Günkan’ın sık sık askerler tarafından karakola çağrıldığını söyleyen Örhan, Günkan’ın son karakola çağrılmasından sonra bir daha karakoldan çıkamadığını ifade etti.

BATMAN

İHD Batman Şubesi ve kayıp yakınları da eylemlerinin 455'inci haftasında İHD Batman Şube Binası’nda bir araya geldi. Eylemde konuşan İHD Batman Şubesi yöneticilerinden Mehmet Zeki Tangüner, "Adaletin ve özgürlüklerin yolu hakikatten geçer. Hakikatin açığa çıkması için mücadele etmek ve bu mücadeleyi desteklemek onurlu yurttaşlar olarak hepimizin görevidir” şeklinde konuştu. 

Eylemin bu haftasında 28 Ağustos 1994'de Batman'ın Kozluk ilçesinde katledilen Mehmet Emin Çelik'in hikâyesi okundu. 

Çelik’in hikâyesini okuyan Tangüner, şunları anlattı:

“M. Emin Çelik ve Mehdi Çelik’i misafir bulundukları evden dışarı çıkarır. Yaklaşık 15 metre uzaklaştırıldıktan sonra Mehmet Emin Çelik, uzun namlulu silahlarla taranarak öldürülür. Mehdi Çelik ise karanlık olması sebebiyle kaçarak kurtulmayı başarır.

Olaydan kısa bir süre önce Muzaffer Durmaz’ın evine, evin önünde bulunun askeri bir panzerin geçişinden yaklaşık on dakika sonra özel hareket polisi giyimli iki kişi gelir. Kendilerini asker olarak tanıtır. Sonra evdekilerin kimliklerini göstermelerini isterler. Kimliklerin gösterilmesi ardından, evde misafir bulunan Mehmet Emin ve Mehdi Çelik’e, ifadeleriniz var denilerek evden çıkarıldı. Kısa bir süre sonra silah sesleri geldi. Olay yerine gittik. Mehmet Emin kanlar içindeydi ve yaşamını yitirmişti. Olay yeri boş kovanlarla doluydu. Her ne hikmetse Kozluk Kaymakamı Ali Hikmet Şen, savcıyla birlikte olay yerine geldi. Bir gün sonra cenaze hastane morgundan alındıktan sonra, 3 bin kişilik bir kitleyle Kozluk mezarlığında defin edildi. Defin sırasında yol kenarlarına ve mahalle aralarında panzerler yerleştirildi. Konuyla ilgili kaymakamla yapılan görüşmede ‘olay olur olmaz nasıl oldu da savcıyla birlikte olay yerine geldikleri” sorulunca, ‘ben İlçe Kaymakamıyım, oraya gelmem benim görevim’ dedi. Ancak halk, bu olayın savcı ve kaymakamın bilgisi dahilinde gerçekleştiği, yapılanın bir infaz olduğunu söylüyorlardı. İnfazla ilgili kaymakam bilgi vermekten kaçındı."