KCK: Yeni dengelerle işgal bozguna uğrayacak!

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, ABD’nin Suriye’den çekilme kararı için “AKP-MHP faşist iktidarını kurtarma operasyonu” dedi.  KCK,  “Yeni dengeler Türk devletinin işgalinin bir bozgunla sonuçlanmasını sağlayacaktır” diye ekledi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’den askeri birliklerini çekme kararına ilişkin yazılı bir açıklamada bulundu.

ABD’nin geri çekilme kararının ardındaki planlar ve olası sonuçlarının değerlendirildiği açıklamada, özgüce dayanarak işgalcilere karşı mücadeleyi yükseltme çağrısı yapıldı.

GERİ ÇEKİLME: BİR KOMPLO VE OYUN

KCK’nin açıklaması şöyle:

“Türk devletinin Rojava Kürdistan’ına ve Kuzey Suriye’ye saldırısının bir komplo ve oyunun parçası olduğu ABD’nin Suriye’den geri çekilme kararıyla birlikte anlaşılmıştır. Rojava Kürdistan’ı demokrat toplum yapılanması TEV-DEM yaptığı açıklamayla tüm bu gerçeklikleri gözler önüne sermiştir. Bu gerçeklik aynı zamanda Türk devletinin Kürt Özgürlük Hareketinin mücadelesiyle siyasi, ekonomik ve toplumsal çöküşünün Suriye politikalarında kendisini dışa vurumudur.

TÜRK DEVLETİNİ KURTARMA OPERAYSONU!

Kürt halkının özgürlük mücadelesi karşısında çöküş sürecine giren Türk devletini kurtarma operasyonu yapılmaya çalışırken Rojava Devrimi için de bir komplo kurulduğu görülmektedir. Türkiye ekonomik çöküşü yaşarken ABD ve Almanya bu çöküşü engellemek için büyük çaba göstermiştir. Siyasal olarak destek vermek için de Özgürlük Hareketinin 3 öncü yöneticisi hakkında ödüllü yakalama emri çıkarılmıştır. Tüm bunlar Kürt halkının ve demokrasi güçlerinin yürüttüğü mücadelenin Türkiye’de yarattığı ekonomik ve siyasi krizden AKP-MHP faşist iktidarını kurtarma operasyonlarıdır. Öte yandan Rojava ve Kuzey Suriye’de Kürt, Arap, Süryani ve tüm halkların kurdukları demokratik sistem de Türk devletinin Suriye ve Ortadoğu politikalarını başarısız kılmıştır. Türk devleti çeteleri ile öyle bir Suriye batağı içine girmiştir ki, bundan çıkış yolu olarak kendileri için daha büyük bir bataklık olacak Kuzey Suriye işgaline yönelmişlerdir.  

FIRAT’IN DOĞUSUNA YÖNELİK PLANLAR

TEV-DEM ABD’nin Suriye’den çekilişini Türk devletinin işgaline bir çağrı olduğu değerlendirmesi yaptığı gibi bazı oyunlar planlandığını da deşifre etmiştir. Fırat’ın doğusunda işbirlikçi Arapları etkin kılma çabası yanında Efrîn işgali içinde yer alan bazı işbirlikçi Kürtlerin birkaç şehirde etkin kılınması planı yapıldığı anlaşılmaktadır. Rojava demokratik toplum yapılanmasının değerlendirmeleri ABD’nin çekilmesinin böyle kirli plan doğrultusunda olduğunu göstermektedir. Ancak yıllardır bu yönlü birçok plan ve oyun yapıldığı halde Kuzey Suriye’deki demokratik devrim çizgisi saptırılamamıştır. Aksine Kürtler, Araplar, Asuri-Süryaniler, Çerkesler, Türkmenler, Durziler, Ermeniler demokratik ulus çizgisinde halkların demokratik birliğini yaratarak demokratik devrimi daha da güçlendirmişlerdir.

İŞGAL SALDIRISI VE ÇEKİLME, DEVRİMİ DAHA DA GÜÇLENDİRECEK

Türk devletinin işgal saldırısı ve ABD’nin geri çekilmesi halkların direnme iradesini daha da artıracak, demokratik devrimci güçlerin öz güçlerine dayanarak devrimi daha da güçlendirmesini sağlayacaktır. Dış güçlerin müdahaleleri demokratik güçlerin ve iç dinamiklerin gerçek dayanaklarıyla mücadele etmesinde sorunlar yaratıyordu. Bu açıdan ABD’nin çekilmesi tüm demokratik güçlerin gerçek mücadele dinamiklerine kavuşması ve daha da güçlenmesiyle sonuçlanacaktır. Kuzey Suriye’de demokratik devrim yeni potansiyelleriyle buluşacaktır.

DEMOKRATİK DEVRİMİ DIŞ GÜÇLER SAPTIRDI

Suriye’deki demokratik devrimi dış güçlerin mücadelesi saptırmıştır. Bu yönüyle tüm dış güçler ve DAİŞ gibi insanlık dışı çeteler Suriye’deki halkların mücadelesinin gerçek yatağından akmasında engelleyici rol oynamışlardır. Arap toplumu içinde saptırılan ve yanlış yöne sevk edilen demokratik devrimci güçlerin de Suriye demokratik devrim mücadelesindeki gerçek mecrasına girmesi gerçekleşecektir. Özellikle Türk devletinin müdahalesiyle yanlış yöne sevk edilen Arap toplumundaki demokratik devrimci dinamikler de önümüzdeki dönem demokratik devrim ve Suriye’nin birliğinin yaratılmasında aktif yer alacaklardır.

YENİ DENGELER YENİ BİR İŞGALİ BOZGUNA UĞRATACAK

Rojava Devrimi ve Suriye’deki demokratik devrimci hareketler dış güçler olmadan tarih sahnesine çıkmış; demokratik devrimi ve özgürlük mücadelesini geliştirmişlerdir. Bu açıdan ABD’nin askeri güçlerini çekmesi Suriye’deki demokratik devrim mücadelesini zayıflatmayacaktır. Aksine ABD’nin varlığında Suriye üzerinde politik etkinlik kurmak isteyen Türk devletinin dış dengeler üzerine kurduğu politikaların çökmesiyle sonuçlanacaktır. Şu anki ÖSO denen çeteler ABD’nin desteğiyle Türkiye’nin denetimi altına girmiştir. Rusya ve Suriye’nin çetelerin yoğunlaştığı İdlib’e müdahalesini de ABD engellemiştir. Bu açıdan ABD askeri güçlerini çekerek Türk devletinin Kuzey Suriye işgalinin önünü açsa da ortaya çıkan yeni dengeler Türk devletinin işgalinin bir bozgunla sonuçlanmasını sağlayacaktır.

İRAN, TÜRKİYE’NİN ABD İLE ORTAKLAŞTIĞINI BİLİYOR

Türkiye İran’a yönelik aldatıcı yaklaşımlar ortaya koysa da İran Türkiye’nin ABD ile kendisine yönelik politikalarda ortaklaştığını bilecek kadar siyasi deneyime sahiptir. Rusya da, İran da, Suriye de Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yerleştirmek istediği çetelerin kendileri için ne anlama geldiğini, Türk devletinin Efrîn’de olduğu gibi bazı işbirlikçi güçleri kullanmasının da Suriye’deki istikrarsızlığa yeni boyutlar getireceğini görmektedir.

ÇEKİLME DEMOKRATİK DİNAMİKLERİ DAHA GÖRÜNÜR KILACAK

ABD’nin çekilişi Kuzey Suriye’deki demokratik devrimci güçlerin ve kurulan sistemin Suriye’de istikrar ve barışı sağlayacak en önemli faktör olduğunu daha net hale getirmiştir. Bu yönüyle ABD’nin askerlerini geri çekmesi Suriye’deki demokratik dinamiklerin gerçek boyutlarıyla görülmesini sağlamıştır. Bu gerçekliğin ortaya çıkması dış güçlere dayanmadan gerçekleşen Rojava Devrimi ve demokratik Suriye güçlerinin daha etkili hale gelmesini beraberinde getirecektir.

TÜRKİYE’NİN DEVRİMİ TASFİYE DÜŞÜNCESİ HAYALDEN ÖTEYE GEÇMEYECEK

Eğer Türkiye ABD ve bazı güçlerin desteğiyle kendini Kuzey Suriye’deki Araplar üzerinde etkinlik kuracağını ve bazı işbirlikçi Kürtler eliyle Rojava Devrimini tasfiye edeceğini düşünüyorsa bu da bir hayalden ve masa başı plan olmaktan öteye geçmeyecektir.

KDP TÜRKİYE’NİN OYUNUNA GELİRSE, KAYBEDECEK

Eğer KDP Kürt düşmanlığında öncü olan Türk devletinin oyununa gelerek Rojava Devrimine düşmanlık yaparsa kaybeden kendisi olacaktır. KDP’nin yapması gereken Kürtlerin birliğinin sağlanmasında rolünü oynayarak Rojava Devrimini ve Kuzey Suriye demokratik sistemini güçlendirme olmalıdır. KDP Türk devletinin oyunları ve işgal planları içinde yer almamalıdır. ABD de Kürtlere ve Kuzey Suriye halklarına düşmanlık olacak demokratik güçleri geriletmeyi hedefleyen plan içinde yer almamalıdır. Böyle bir plan ve oyun dahilinde geri çekildiyse bu oyundan vazgeçmelidir.

ABD SUÇ ORTAĞI OLMAMALI

Suriye’den çıkarak Türkiye’nin içine girdiği çıkmaz gibi bir duruma düşmekten kaçınmak isteyen ABD Kürt karşıtı oyunlar içine girerek kendisini daha büyük çıkmazlar içine sokmamalıdır. ABD ne Türk devletinin işgalinin suç ortağı olmalı ne de özgür ve demokratik Kürt güçlerine yönelik oyun içine girmelidir. Kürt halkına karşı şimdiye kadar yaptığı haksız saldırı ve uygulamalarına Kürt karşıtı yeni adımlar eklememelidir.

HALKLARIN KURDUĞU SİSTEME SAYGILI OLUNMALI

Rojava ve Kuzey Suriye’de halkların gerçekleştirdiği devrim çok güçlü bir özgürlük ve demokrasi özlemi ve toplumsal güce dayanmaktadır. Önder Apo’nun demokratik ulus çizgisi ve demokratik toplum gücüne dayandığından ne dış baskılar ne işgal ne de komplolarla tasfiye edilemez. Bu açıdan hiçbir güç Rojava Devrimini saptırma yada tasfiye etme hayallerine girmemelidir. Suriye’de istikrar, barış ve demokrasi isteniyorsa Kuzey Suriye halklarının kurduğu demokratik ve özgürlükçü sisteme saygılı olunmalıdır. Rojava Devrimi ve Kuzey Suriye demokratik sistemi sadece Suriye’nin demokratik birliğinin temeli olmamış, bugün Ortadoğu’da tüm Arap halkının özgücüne dayalı demokratik toplum haline gelmesi ve üzerindeki baskı ve zulüm kabusunun ortadan kalkmasının da umudu haline gelmiştir.

YENİLGİYE UĞRATMAK MÜMKÜN DEĞİL

DAİŞ’e karşı on binden fazla şehit ve en az bunun iki katı kadar yaralı veren Kuzey Suriye halklarının direnişi bugün tüm insanlığın vicdanı haline gelmiştir. Tüm insanlığın vicdanı haline gelen bir demokratik toplum gücü dünyanın en güçlü toplumu haline gelmiş demektir. Dünyanın vicdanı ve onuru haline gelmiş bir toplum gücünü de yenilgiye uğratmak mümkün değildir.

SADECE ABD DEĞİL, TÜRKİYE BAŞTA OLMAK ÜZERE TÜM DIŞ GÜÇLER ÇEKİLMELİ

Suriye’de sadece ABD değil, başta Türkiye olmak üzere tüm dış güçler çekilmelidir. TEV-DEM’in açıklamasında vurguladığı gibi bugün Suriye’de istikrar, barış ve halkların kardeşliğini sabote eden ve sorunları ağırlaştıran işgalci faşist Türk devletidir. Bu açıdan başta Suriye ve Ortadoğu halkları olmak üzere tüm insanlık işgalci ve faşist Türk devletine karşı tutum almalı; başta Afrin olmak üzere Suriye’deki işgalini sonlandırmak için mücadele etmelidirler.

SURİYE DEMOKRATİK BİRLİĞİ İÇİN EN BÜYÜK TEHLİKE AKP-MHP FAŞİST İKTİDARI

 

Şu anda Suriye demokratik birliği için en büyük tehdit AKP-MHP faşist iktidarıdır. Türk devletinin müdahale etmediği koşullarda Suriye halkları demokratik ulus anlayışı içinde hem birliklerini koruyacaklar hem de Suriye’nin demokratikleşmesini sağlayacaklardır. Şu açıktır ki, Suriye’nin birliğini sağlamanın yolu demokratikleşmekten geçmektedir. Türk devleti demokratikleşme karşıtlığı yaparak Suriye’nin birliğini engellemek, bunun yarattığı güçsüzlük ortamında Suriye üzerindeki baskısını ve müdahalesini sürdürmek istemektedir. Bu açıdan Suriye’nin birliğini isteyen tüm güçler Suriye’nin demokratikleşmesi temelinde Türk devletine karşı ortak mücadele ederek bağımsız ve demokratik Suriye’yi yaratmalıdırlar. Bu çerçevede tüm Suriye demokrasi dinamiklerini ve mevcut Suriye yönetimini Suriye’nin demokratikleşmesinde uzlaşmaya ve tüm halkların öz yönetimine kavuştuğu özgür ve demokratik Suriye’yi yaratmaya çağırıyoruz.

SALDIRILARA KARŞI HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERECEĞİZ

Şu anda Suriye’de demokratik devrimin en büyük kazanımı Kürt, Arap, Süryani ve diğer halkların demokratik ulus çizgisindeki birliğinin yaratılmasıdır. Kuzey Suriye’de ortaya çıkan bu birliğin tüm Suriye’ye yayılarak sadece Suriye’nin birliği ve güçlenmesini değil tüm Ortadoğu’nun güçlenmesinin temeli yapması çağrısında bulunuyoruz. Kürt Özgürlük Hareketi olarak demokratik ulus anlayışına dayalı bu birliği desteklediğimizi, buna yönelik saldırı karşısında her türlü desteğe ve mücadeleye hazır olduğumuzu bir daha vurguluyoruz.

Başta Kürtler olmak üzere tüm Kuzey Suriye halklarını da en büyük gücün halkların vicdanı ve onuru olduğu bilinciyle özgücüne dayanarak işgalcilere karşı mücadeleyi yükseltmeye, demokratik ve özgür Suriye temelinde Demokratik Suriye’yi yaratmaya çağırıyor ve Kürdistan’ın tüm parçalarındaki halkımız adına her zaman yanlarında olduğumuzu bir daha yineliyoruz.”