'Rusya, Özerk Yönetim ile Şam arasındaki görüşmeleri dondurdu'

TEV-DEM Yürütme Konseyi Üyesi Bedran Çiya Kurd, Rusya'nın Suriye'deki siyasi çözüm için Özerk Yönetim ile Şam arasında bazı görüşmeler ayarlaması gerektiğini ancak "Türkiye ile ilişkilerinden dolayı taktiksel yaklaşarak bu görüşmeleri" dondurduğunu söyled

Demokratik Suriye Güçleri'nin (QSD) Suriye'de DAİŞ'in sahadaki varlığına son vermesinin ardından "DAİŞ sonrası durum" en tartışılan gündemlerin başında geliyor. Rojava Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) Yürütme Konseyi Üyesi Bedran Çiya Kurd, DAİŞ sonrası durum, Rusya'nın öncülük ettiği ve yeniden gündeme getirdiği yeni Suriye anayasası ve Kuzey-Doğu Suriye Yönetimi'nin siyasi çözüm için Rusya ile Suriye rejimine sunduğu 10 maddelik taslağa ilişkin ANF'nin sorularını yanıtladı.

Dêrazor'un doğu kırsalının da DAİŞ'ten temizlenmesiyle resmi olmayan sonuçlara göre şu anda 11 bini aşkın DAİŞ'li Kuzey ve Doğu Suriye'de cezaevlerinde. Aynı şekilde 54 farklı ülkeden çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere DAİŞ'lilerin ailelerinden 72 bini aşkın kişi de kamplarda tutuluyor. Bedran Çiya Kurd, teslim alınan DAİŞ'lilerin yargılanması için Kuzey-Doğu Suriye'de uluslararası bir mahkemenin kurulması için hukuki, siyasi ve diplomatik çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti.

Yeni anayasa çalışmalarını ise "Rusya, Türkiye ve İran'ın oyalamacası" olarak nitelendiren ve "Bizim görüşümüzün olmadığı bir anayasayı hiçbir zaman kabul etmeyiz" diyen Bedran Çiya Kurd, Kuzey-Doğu Suriye Yönetimi'nin siyasi çözüm için Rusya'ya sunduğu 10 maddelik taslağın ise Rusya tarafından "dondurulduğunu" söyledi.

ORTAK MÜCADELE DEVAM ETMELİ

DAİŞ'in askeri olarak yenilgisiyle her şeyin bitmediğini ve uzun soluklu ve bir mücadelenin gerekli olduğunu belirten Bedran Çiya Kurd, benzer yapıların bir daha ortaya çıkmaması için uluslararası güçlerle ortak olarak verdikleri mücadelenin devam etmesi gerektiğini kaydetti. Bedran Çiya Kurd, "DAİŞ hala bitmiş değil. Uyuyan hücreleri hala var ve bu da çok kapsamlı bir mücadeleyi gerektiriyor. Aynı zamanda özgürleştirilen alanlarda yaşayan halkımızın yaşam koşullarının oluşturulması ve istikrarın sağlanması en önemli görevlerimizdendir. Diğer yandan DAİŞ sadece bizim sorunumuz olmadığı gibi DAİŞ sonrası durum da sadece bizim sorumluluğumuz olamaz. DAİŞ sonrası yük de uluslararası camianın da görevidir. Bugüne kadar birlikte verdiğimiz mücadeleyi DAİŞ sonrasında da yürütmeliyiz ki, bu ve benzeri yapılar bir daha hayat bulmasın" diye kaydetti.

ULUSLARARASI BİR MAHKEME KURULMALI

Teslim alınan DAİŞ üyelerinin büyük çoğunluğunun dünyanın farklı ülkelerinden gelen kişiler olduğunu ve daha önce söz konusu ülkelerin vatandaşlarını almaları çağrılarında bulunduklarını hatırlatan Bedran Çiya Kurd, bu çağrının yanıtsız bırakıldığını söyledi. Bedran Çiya Kurd, "Şu anda elimizde 11 bini aşkın DAİŞ üyesi ve 70 bini aşkın aile fertleri bulunuyor. Bunların çoğu dünyanın farklı yerlerinden gelen kişiler. Bizler daha önce birçok kez her ülkenin gelip vatandaşlarını almaları çağrısında bulunduk. Ama buna olumlu yanıt veren olmadı. O zaman bu kişilerin suç işlediği coğrafyanın burası olduğunu ve buraya yargılanmaları için gerekli desteği vermeleri gerektiğini söylüyoruz. Uluslararası camianın desteğiyle bir mahkemenin burada kurulması ve yargılanmaları en doğru yöntemdir" diye kaydetti.

KORUYUCU ÖNLEMLER ALINMALI

DAİŞ'lilerin yargılanması için uluslararası bir mahkemenin kurulması çalışmalarının devam ettiğini belirten Bedran Çiya Kurd, şunları söyledi: "Böyle bir mahkeme için hukuki, siyasi ve diplomatik çalışmalarımız devam ediyor. Bu kişilerin vatandaşı olduğu ülkelerle de görüşüyoruz. Bu kişilerin tutulacağı cezaevleri lazım, güvenlik lazım. On binlerce kişiye şu anda Özerk Yönetimi kendi imkanlarıyla bakıyor. Binlerce kadın ve çocuk var. Bunların geleceklerinin bir şekilde tesis edilmesi gerekiyor. Onun için bu konuda uluslararası camianın elini taşın altına koyması gerekiyor. Böyle bir yapının bir daha türememesi için el birliğiyle koruyucu önlemler almalıyız."

'ANAYASA KOMİSYONUNDA CİDDİ DEĞİLLER'

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında dile getirdiği yeni anayasa konusunu da sorduğumuz Bedran Çiya Kurd, bu konuyu ciddi görmediklerini söyledi. Bedran Çiya Kurd, "Rusya, Türkiye ve İran'ın gündeme getirdikleri bu anayasa meselesini ciddi görmüyoruz. Bunu daha çok muhalefet adıyla hareket eden bu grupların tasfiyesi için bir araç olarak kullandıklarını düşünüyoruz. Oyalamaca olarak görüyoruz. Bunları yönetimde kimi görevler verme karşılığında tasfiye etme hamleleri olduğunu düşünüyoruz" diye belirtti.

'ŞAM'DA DEĞİŞİM SİNYALİ GÖRMÜYORUZ'

Şam'ın ve Batı ülkelerinin de anayasa konusunda farklı şeyler söylediğini dile getiren Bedran Çiya Kurd, "Şam'a baktığımızda, söylediklerine kulak verdiğimizde yeni bir anayasa ve değişiklik sinyali görmüyoruz. En temel ve basit şeylerde bile değişimi kabul etmiyorlar. Bu konuda ne rejim tarafında ne de Rusya tarafında bir adım görmüyoruz. Yine ABD ve batı güçleri de bunu kabul etmiyor. Birleşmiş Milletler onayı olmayan bir anayasanın meşru olmayacağını söylüyorlar" dedi.

'GÖRÜŞÜMÜZÜN OLMADIĞI BİR ANAYASAYI KABUL ETMEYİZ'

Bedran Çiya Kurd, Kuzey-Doğu Suriye Yönetimi'nin bu yeni anayasa komisyonundan dışlandığını da belirterek, kendi görüşlerinin olmadığı bir anayasayı kabul etmeyeceklerini kaydederek, "Bizim anayasa komisyonunda olmamamızda iki anlam çıkıyor: Ya bunlar Suriye'yi parçalamayı düşünüyor, ya da bu komisyonlarla zamana oynama ve eskiyi kabul ettirme gibi bir oyun var. Böyle bir anayasa Suriye krizine çözüm olmaz. Herkesin bu süreçte yer alması gerekiyor. Suriye krizi Suriyelilerin kararıyla çözülmeli, diyoruz. Rusya, Türkiye ve İran, Suriyelilerin olmadığı, hatta Suriye rejiminin de olmadığı komisyonlarla anayasa oluşturmaya çalışıyor. Böyle bir anayasa nasıl sorunları çözsün? Mesela açık bir şekilde söylüyoruz, bizim görüşümüzün olmadığı bir anayasayı hiçbir zaman kabul etmeyiz. Bu da sorunun çözülmemesi ve krizin devam etmesi anlamına gelir" ifadelerinde bulundu. 

'RUSYA, ÖZERK YÖNETİM İLE ŞAM ARASINA GÖRÜŞMELER AYARLAYACAKTI'

Geçtiğimiz aylarda Rusya'ya sundukları 10 maddelik siyasi çözüm taslağını sorduğumuz Bedran Çiya Kurd, söz konusu taslağın ardından Rusya'nın Özerk Yönetim ile Şam rejimi arasında bazı görüşmeler ayarlaması gerektiğini belirterek, "Taslağın ardından Rusya'nın Özerk Yönetim ile Suriye rejimi arasında bazı görüşmeler ayarlaması gerekiyordu. Her iki taraf o maddeler üzerinde kimi tartışmalar yürütecekti. Ama bu görüşmeler olmadı. Şimdiye kadar da herhangi bir görüşme olmadı. Rusya ile görüşmeler oldu ama rejimle olmadı. Anlaşılıyor ki Rusya bu görüşmeleri dondurma kararı aldı" dedi.

'RUSYA TAKTİKSEL ELE ALIYOR'

Bedran Çiya Kurd, "Rusya neden görüşmeleri dondurma kararı aldı?" sorumuza da şu yanıtı verdi: "Çünkü diğer yandan Türkiye ile Rusya'nın yakınlaşması vardı ve Türkiye bu görüşmelerin olmaması için Rusya'ya baskı yaptı. Rusya da o görüşmeleri dondurma kararı aldı. O konuda hala yeni bir şey yok. Bu da gösteriyor ki Rusya bizim Şam'la görüşmelerimize stratejik olarak bakmıyor, taktiksel olarak ele alıyor. Türkiye'den tavizler alabilmek için bir baskı aracı olarak ele alıyor."

'RUSYA HEM BİZİ HEM DE SURİYE'Yİ KAYBEDER'

"Rusya'nın bu konudaki siyasetini doğru bulmuyoruz. Sadece kendi çıkarlarını değil, Şam'ın ve bizim çıkarlarımızı da gözetmesi gerekiyor. Bizim görüşümüze göre Rusya makul bir bakış açısıyla bu duruma yaklaşmazsa Suriye'ye büyük zarar verir. Eğer Rusya bizi bir tarafa iter ve bizim üzerimizden Türkiye ile kimi pazarlıklara girişirse, bizi kaybeder, hatta Suriye'yi de kaybeder" diyen TEV-DEM Yürütme Konseyi Üyesi Kurd, şunları dile getirdi: "Şam'a baktığımızda ise siyaset ve zihniyetlerinden hiçbir değişim görmüyoruz. Onlar hala 2011 öncesine dönme hayali kuruyor. Onlara göre ülkede hiçbir şey yaşanmamış, savaş olmamış ve eski sistemle yürütebilirler. Onların çantasında yeni bir şey yok. Ama biz de bu mantalite ile yönetemeyeceklerini ve ülkeye büyük zarar vereceklerini düşünüyoruz. Bu kafa ile devam ederlerse Suriye'yi parçalayacaklar. Siyasi, askeri, toplumsal ve hukuksal bir yenilenmeye ihtiyaç var ama bunu görmek istemiyorlar."