Sağlığım direnişimi kıramaz

74 gündür Hewlêr’de açlık grevini sürdüren HDP’li Nasır Yağız,  “İnancın altında toplanan direnişle gösterilen irade, kazanımlar elde edecektir. Sağlık sorunlarının da direnişimi kırmasına izin vermeyeceğim” dedi.

HDP’li Nasır Yağız, Hewlêr’de 74 gündür süresiz-dönüşümsüz açlık grevinin sürdürüyor. Yağız, sağlık sorunlarına rağmen kararlı olaracak devam edeceğini söyledi. Annesi Muazzez Yağız ise oğlunun durumunun giderek ağırlaştığını ifade ederek, “Bu çığlığı duyun” çağrısında bulundu.

Nasır Yağız ile 2014’te Batman’ın Sason kırsalında düzenlenmek istenen askeri operasyona karşı yapılan canlı kalkan eyleminde tanışmıştık. O gün Türk devletinin, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’la sonlandırmak istediği müzakereler için düzenlediği bir provokasyon boşa düşürülmüştü. Bu barışçıl eylemin duyulmaması için 87 canlı kalkan eylemcisiyle Sason Tabur Karakolu’nda 3 gün gözaltında kaldık. Gözaltındaki Nasır Yağız, barışın tecrit edilemeyeceğini ve operasyonlarla provoke edilemeyeceğini söylemişti. O günden bugüne neredeyse 5 yıl geçti. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılması amacıyla Leyla Güven öncülüğünde başlayan süresiz-dönüşümsüz açlık grevine katılan Nasır Yağız, direnişinin 74. gününde. “İnanın ki, zafer yakındır. Hiçbir şey inancın karşısında duramaz. İnancın altında toplanan direnişle gösterilen irade, kazanımlar elde edecektir. İnancımız net olsunda, sağlık sorunları yaşayayım. Şu ana kadar moralimde bir kırılma söz konusu değil. Sağlık sorunlarının da direnişimi kırmasına izin vermeyeceğim. Bu anlaşıyla zafer halkın olacaktır” sözleriyle karşıladı.

BİRBİRİMİZDEN GÜÇ ALIYORUZ

Leyla Güven, Strasbourg, Galler ve Kanada’da açlık grevinde olan eylemcilerle her gün görüşen Yağız, şunları ifade etti: “Hepimiz birbirimizden sorumluyuz. Birbirimizden güç ve moral alıyoruz. Yoldaşlar, kendi sağlık sorunlarını unutarak benim sağlık sorunlarımı soruyor ve yanımda olduklarını hissettiriyor. Kerem yoldaşın, rahatsızlığına çok üzüldüm. Ancak yaşadığı sağlık sorununa rağmen iradesinden ödün vermeyerek eylemimizi onurlandırdı. Tedaviyi reddetti. Tecride karşı duruşumuz nettir. Kürt halkının ve partimizin ruhu bu eylemde bir daha kendisini gösterdi. İdeolojimiz bu esaslar üzerinde kurulmuştur. Bu şekilde Rêber Apo’ya olan sahiplenme ve bağlılık kendisini göstermiştir.”

EYLEMİMİZ YETERSİZ KALIYOR

87. gününde olan Güven’in durumunu dikkat çeken Yağız, “Cezaevinden serbest bırakılması bize moral oldu. Evet sağlık durumu iyi değil. İkimizin yaşadığı sağlık sorununa rağmen moralimiz yerinde. Artık zaferin kokusunu alıyorum. Bunu eriyen bedenimle görüyorum. Zayıfladım. Bugün bademciklerim şişmiş. Bedenen yaşadığım acı, beni bu felsefeye, Rêber Apo’ya ve halka daha fazla yakınlaştırıyor” ifadelerini kullandı. Kamuoyundan demokratik eylemlerin büyütülmesini talep eden Yağız, “Gördüğüm kadarıyla eylemimiz yaşanan tecride karşı yetersiz kalıyor” dedi.

PARLAMENTO GÖRMEZDEN GELİYOR

Federe Kürdistan Hükümeti’ne ağır eleştiriler yönelten Yağız, eyleminin Almanya, Fransa veya İngiltere’de değil, Güney Kürdistan’ın Hewlêr kentinde yapıldığını hatırlatarak, şunları söyledi: “KDP dışında tüm Kürt partilerinde bir sahiplenme var. KDP’den beni ziyaret etsin diye bir talepte bulunmuyorum. Lakin Kürt Parlementosu halen, ‘Bir Kürt’ümüz açlık grevinde bunu görelim’ demedi! Bu yaklaşımla Türk devletiyle olan ilişkilerinin ne boyutta olduğunu gösteriyorlar. Goran’dan iki kadın milletvekili parlemento önünde Leyla Güven’in bir Kürt parlementeri olduğunu bildirmiş. Ulusal bilinçle hareket ediyoruz. Kürt halkın birliğini sağlayacağız.”

TAVRINIZI ORTAYA KOYUN

Tüm Kürtlerin tecride karşı tavırlarını net bir şekilde göstermesi gerektiğini belirten Yağız, “Herkes geleceğine, gençlerine ve ulusal değerlerine sahip çıkmalıdır. Fikirler, partiler farklı olabilir. Söz konusu Kürdistan olanca birlik olmalıyız. Düşman Kuzey veya Güney diye ayırmıyor” dedi.

SELAMLARINA LAYIK OLACAĞIM

Yağız, KCK Yürütme Konseyi ve PKK Yürütme Komitesi üyelerinin açlık grevi eylemlerine ilişkin yaptıkları açıklamalardan moral aldığını vurgulayarak, şöyle devam etti: “Onlar ömürlerini bu mücadeleye adadı. 40 yıldır kesintisiz geleceğimiz için mücadele veriyorlar. Kürt halkına karşı yürütülen faşizme karşı direnişleri devam ediyor. Özellikle onlardan aldığım her bir selamdan güç alıyorum. Selamın benim için ne kadar özel olduğunu anlatamam. Bu anlamda talebimin ulasal mücadelemiz gereği olduğuna inanıyorum. Son derece özgürlükçü ve barışçıl bir talep. İnsani olarak kavmime yönelik yapılan haksızlığa verilen bir yanıttır. Bu iradeyi yanımda duran arkadaşlardan alıyorum. Bu 40 yıllık mücadelenin temsilidir. Bu kutsallık toplumumuzundur. Mücadele eden tüm yoldaşların önünde saygıyla eğiliyorum. Onların bu inancına, bu mücadeleye layık olacağım.”

AİLEMİN VE HALKIMIN GELECEĞİ

Yağız, ailesinin eylemine yönelik yaklaşımlarına ilişkin de şunları paylaştı: “Annem ziyaretime gelmeden önce, bu süreci onlarla konuştum. Mücadele hayatım boyunca ailemden kopmadım. Bu saate kadar ailemin eylemime karşı negatif bir yaklaşımı olmadı. Onlar, benim ölümlerin önüne geçebileceğime inandı. Eğer bir şehadet olursa da bu ölümlerin önüne geçsin, diyedir. Ben, Yağız Ailesi’nin bir neferiyim. Ailemle onur duyuyorum. Eylem; ailemin, Kürt halkının geleceği içindir. Ortadoğu halklarının geleceği, Öcalan’la yapılacak görüşmelere bağlıdır.”

YÜREĞİM GÖZLERİMİN ÖNÜNDE ERİYOR

Nasır Yağız’ın annesi Muazzez Yağız ise oğlunun durumunun giderek ağırlaştığını ifade ederek, “Bu çığlığı duyun” çağrısında bulundu. Anne Yağız, şöyle devam etti: “Allah hepimize yardımcı olsun. Allah bu mücadeleyi zaferle taçlandırsın. İnşallah bu tecrit kırılacak. Bunu Allah’ın izniyle başaracağız. Nasır’ın eylemiyle başım diktir. Bu eylemi benim için çok zor. Oğlum bu kararı aldığında, ağır olduğunu söyledim. Yapamayacağını söylesem de o yapabileceğini kanıtladı.”

Anne Yağız, oğlunun gözleri önünde eridiğini belirterek, buna şahitlik etmenin acısını yaşadığını kaydetti ve “Yüreğim gün geçtikçe zayıflıyor. Nasır, toplumuna, mücadelesine aşık olan biridir. Halkımız, milletvekillerimiz Nasır ve arkadaşlarına ses olsun. Aydın ve demokratlar şehadetler olmadan seslerini yükseltsinler. Gün geçtikçe durumları kötüleşiyor. Leyla ile Nasır’ın günleri artık sayılıdır. Artık tecrit kırılsın. Bu çığlığın biran önce duyulmasını istiyorum” diye seslendi.

DOKTORU UYARDI

Yağız’ın durumuna ilişkin doktoru ise halsizlikle birlikte unutkanlığın da başladığını bildirdi. Yağız’ın kemik, baş ve çeneden tutalım beline kadar çok yoğun ağrılar yaşadığını belirten doktoru, şunları anlattı: “Artık ayakta durmakta, yatmakta zorlanıyor. Aşırı ağrılar çekiyor. Mide bulantısı sıklaştı. Bazen günde 7 defayı bulan kusma yaşanıyor. Sıvı almakta zorlanıyor. Mide bulantıları sırasında kan kusmaları görüldü. Kılcal damarlar ve boğazı tahriş olmuş durumda. Tansiyonu düşük. Halsizliği çok yoğun yaşıyor. Sabah uyandığında neredeyse 2 saat ayaklarını rahatça kullanamıyor.”

Kaynak: Yeni Özgür Politika