Suruç Katliamı'nın duruşması görüldü

Suruç Katliamı Davası'nın 8'inci duruşması görüldü.

33 gencin yaşamını yitirdiği Suruç Katliamı'na ilişkin açılan davanın 8'inci duruşması, Urfa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. 

Urfa T Tipi Cezaevi Kampüsü içerisinde bulunan mahkeme salonunda görülen duruşmayı, yaşamını yitirenlerin aileleri ve Suruç Gazileri’nin yanı sıra HDP Urfa milletvekilleri Ayşe Sürücü, Ömer Öcalan, Nusrettin Maçin ve parti yöneticileri, Urfa ve Diyarbakır baroları, ESP MYK üyesi Deniz Aktaş ve Fransa Anti-Kapitalist Parti Temsilcisi izledi.

Duruşma öncesinde mahkeme salonunun etrafında askerler tarafından abluka kuruldu. Salona gireceklerin üzerlerini didik didik arayan askerler, yine cep telefonlarını kapattırmak istedi ancak aileler ve izleyicilerin tepkisi ile karşılaştı.

Davanın tek sanığı Yakup Şahin’in bulunduğu cezaevinde Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile katıldığı duruşmada, taraf avukatları da bulundu.

'DEVLET YAPTIYSA BİLELİM...'

Katliamda oğlu Uğur Özkan'ı kaybeden Mehmet Özkan, konuştuğu sırada sanık Yakup Şahin’e dönerek, “Neye hizmet edip, yaptın bu katliamı? Seni kullandılar ve içeri attılar. Seni bitirecekler. O nedenle artık konuş, sana bu katliamı kim yaptırdı?” diye sordu.

Ardından katliamdan yaralı kurtulan Yasin Can’a söz verildi. Can, mahkeye heyetine “Söyleyin bu katliamı devlet yaptıysa bilelim. Eğer yapmadı ise, kim yaptı bulun. Artık sorumluları yargılayalım” dedi. 

'NEDEN BURADA DEĞİL' TEPKİSİ

Katliamda yaşamını yitiren İsmet Şeker’in kızı Dilek Kaya da, sanığın duruşmada hazır edilmemesi nedeniyle şunları söyledi: “Ben 7 aylık bebeğimi bırakıp, geldim. O katil bombacı neden burada değil” sözleriyle heyete tepki gösterdi. Suruç Gazisi olan Çağla Seven ise, heyete yönelik “Ben genç bir hekimim ve 32 ameliyat geçirdim. Ben giydiğim önlüğün hakkını veremediğim zaman, o önlüğü çıkarırım. İşinizi layıkıyla yapamıyorsanız, bu dosya bu hali ile kapanırsa, bu acı ile nasıl yaşayacağız..."

SORUŞTURMAYA TEPKİ

Aileler ve mağdurların ardından avukatlara söz verildi. Taraf avukatları adına ortak savunma yapan Urfa Barosu Başkanı Avukat Abdullah Öncel, saldırı günü olay yeri yakınında halk tarafından yakalanıp, sırt çantasında siyah bez üzerine Arapça yazılı bir bayrak çıkan imam olduğunu belirten Abdullah Ömer Arslan’ın üzerinde durdu. 

Davada “tanık” olarak dinlenen Arslan’ın, “şüpheli” olarak ifadesinin alınması için mahkemeden hakkında suç duyurusunda bulunması yönündeki taleplerini yineleyen Baro Başkanı, Ömer Arslan’ın olay günü kullandığı motosikletin daha sonra çalındığını söylediğini, motosikleti bulunduktan sonra da Gölbaşı’na gidip, bir polise vekâletname vererek sattığını hatırlattı.

Baro Başkanı Öncel, şöyle konuştu: “Tarihi bir sorumluluk ile karşı karşıyayız. Bunun sorumluluğunu yerine getireceğinize inanıyorum. Olay yaşanmadan önce ve sonrasındaki aşamada kolluk birçok ihmalde bulunmuş, ancak bu dizinde aynı ihmallerde bulunmanız gerektiği anlamına gelmez. Ömer Arslan mahkemede bizimle ve sizinle dalga geçen ifadelerde bulundu. Kim bu Ömer Arslan? Gerçekten imam mı, etkili bir araştırma dahi yapılmadı. Neden Ömer Arslan hakkında suç duyurusu talebimiz reddedildi? Buradaki insanların sizden beklentisi var, lütfen bunları boşa çıkarmayın."

Baro Başkanı, mahkeme heyetinden ayrıca Abdullah Ömer Arslan’ın imam olup, olmadığının araştırılması, olay günü kullandığı cep telefonuna dair HTS kayıtlarının çıkarılması, katliamla ilgili 2 polisin “görevi ihmal” suçlaması ile Suruç Asliye Mahkemesi’nde yargılandığı dava iddianamesinin bu dava dosyası ile birleştirilmesi, saldırının azmettiricisi olduğu belirtilen firari İlhami Balı’nın eşi Hülya Balı’nın Suriye’den Türkiye’ye geliş aşaması ve sonrasının araştırılması taleplerinde bulundu. 

ERTELENDİ

Bunun üzerine duruşmaya kısa bir ara veren heyet, sonrasında ara kararlarını açıkladı. Avukatların, İlhami Balı’nın eşi Hülya Balı’nın Suriye’den Türkiye’ye geliş aşaması ve sonrasının araştırılması talebi dışındaki tüm talepleri reddeden heyet, duruşmayı 9 Mayıs’a erteledi. 

AİLELERİN AÇIKLAMASINA ENGEL

Duruşmanın ardından Suruç aileleri, HDP’li vekiller ile birlikte mahkeme önünde basın açıklaması yapmak istedi, ancak askerler izin vermeyince milletvekilleri ile Jandarma komutanı arasında tartışma yaşandı.