Temelli: İktidardan düşersen, faizler zaten düşer!

HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli, ekonomik krizin, AKP'nin iktidardan düşmesiyle biteceğini söyledi. Temelli, "Farklılıklarımızın ötesinde buluşacağımız bir demokrasi ittifakını yaratalım. Çözüm 3. yolda" dedi.

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Serhat Örgütlenme Konferansı, Van Berivan Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Konferansa HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli, DBP il eşbaşkanları, DBP Eşbaşkanı Mehmet Arslan, DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, HDP Eş Sözcüsü ve Milletvekili Filiz Koçyiğit, HDP Kürdistan milletvekilleri, Barış Anneleri, TJA aktivistleri ve Serhat Bölgesi il-ilçe yöneticileri katıldı.

ÖNLÜ: ÖRGÜTLENME ACİL İHTİYAÇ

Konferansın açılış konuşmasını yapan HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü, "Aciliyetli görevimiz bir örgütlenme hamlesini başlatmak ve bu fikriyatın ideoloji, paradigmasına uygun bir örgüt ve buna dair kadroların oluşması temel hedefimizdir. Batıda 'demokratik siyasetle faşizmi yıkalım', Kürdistan’da 'demokratik siyasetle toplumu özgürleştirelim' şiarıyla bu toplantıları yapıyoruz" dedi.

TEMELLİ: KÜRT MESELESİNE YAKLAŞIM DEMOKRASİYE YAKLAŞIMDIR

HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli de şu değerlendirmeleri yaptı:

“Örgütlenme modelimiz Türkiye toplumuna bir seçenek sunma modelidir. Bu kutuplaşmış siyaset, Türkiye halklarını, emekçilerini bu gerilime mahkûm ederek, en temel haklardan yoksun bırakıyor. Buna karşı toplumu mücadeleye çağıracağız, siyasete davet edeceğiz. Bunu başarabiliriz çünkü güçlü bir fikriyatımız var. Türkiye buna ihtiyaç duyuyor. Türkiye bu kutuplaşmış siyasetle bu cenderede soluksuz kalmaktadır. Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu şey toplumsal barış ve demokrasidir, demokrasi ve barış mücadelesinde buluşmaktır. Bu engellerin aşılması büyük önem taşıyor. Bugün bu iktidar çözümsüzlükten besleniyor, çözümsüzlüğü kendisi için elverişli bir ortam olarak değerlendiriyor. Sorunların çözümü ve çözümsüzlüğü için en önemli faktör Kürt meselesidir. Kürt meselesi aslında demokrasi meselesinin turnusol kağıdıdır. Kürt meselesine yaklaşımınız sizin demokrasiye ve barışa yaklaşımınızı ortaya çıkartır. Bugünkü iktidar 'Kürt meselesi yoktur' diyor, tıpkı Sayın Öcalan’ın görüşlerinin, sesinin toplumla buluşmasını engelleyerek, bunu kalıcı kılmaya çalışması gibi. 4 yıldır mutlak tecrit uygulandı ve Türkiye adaletten, barıştan uzaklaştı.

‘TEK ÇIKIŞ YOLU 3. YOL’

Kutup siyaseti 3. yol ile ortadan kalkacaktır. Toplumla örgütlenmeyi buluşturan zihniyet bunu başarmış olacaktır. 3. yol, barışın, demokrasinin seçeneğini yaratmaktır. Bunu yapamazsak bu ceberrut iktidar şiddeti ve baskıyı arttıracaktır. Bunca yıllık mücadeleden çıkardığımız gelenekle diyoruz ki, gelin, herkes herkesle konuşsun, müzakere edelim ve toplumun genel iyisini birlikte üretelim. Hakikat güzeldir ve güzel olanı var etmek bizim vazifemizdir.

Bu mücadelenin eksikliğini, Türkiye’nin nereye varacağını işte SETA ile görüyoruz. Siz hiçbir araştırma kurumunun gazetecileri fişlemek için araştırma yaptığını gördünüz mü? Ama bu iktidar bunu yapmış, talimatla servis edilmiş bir araştırma.

'ADALETİ KATLETTİLER'

Adalet ve basın özgürlüğü bu iktidar tarafından katledilmiştir. Bugün Türkiye üniversitelerinin çok değerli  hocaları cezaevinde, yüzlerce gazeteci cezaevinde. Barış ve demokrasi mücadelesinin ne kadar önemli olduğu burada ortaya çıkıyor. Çözüm üretemez bir siyaset ile karşı karşıyayız. Üniversite, basın, demokratik siyaset… Bütün sorunların nasıl bir bileşke oluşturduğunu görüyoruz. Van ve diğer kentlerimize baktığınızda sorunları görüyorsunuz. Bu ceberrut iktidar tarafından ortaya çıkan en büyük çözümsüzlük işte kayyumlardır, kayyumcu talan bir vesayettir ve bu talan zihniyeti önümüze büyük sorunları çıkardı.

Yönetemedikçe savaş politikalarına daha fazla sarılıyorlar. Savaş politikalarıyla Ortadoğu’yu bu cenderede sıkıştırmaya çalışıyorlar. Savaş politikalarıyla Ortadoğu halklarının geleceğini yok etmeye çalışıyorlar. Biz de buna karşı halkların kendi kaderini tayin hakkını savunuyoruz, Başur, Rojhilat, Türkiye ve Rojava’da bunu savunuyoruz. Bu politikalarla olduğumuz her yerde karşı çıkmalıyız.

‘FAİZLERİ DÜŞÜRMEK İSTİYORSAN...'

Kayyum zihniyeti şimdi Merkez Bankası başkanını görevden alıyor ve yerine kayyum atıyor. Kayyumcu zihniyet görevden alır, göreve atamalar yapar. Ancak bu yaptığı OHAL’de ısrardan başka bir şey değil. Toplumsal uzlaşma zemininde buluşalım, o zaman OHAL hukukuna karşı çıkabiliriz. Merkez Bankası Başkanı faizleri düşürmediği için görevden alınmış. Neden önemli faizlerin indirilmesi, çünkü müteahhitleri kurtarma operasyonu. Bu gidişle her şey daha da kötü olacak. Bu zihniyet ekonomiyi de siyaseti de çöküşe sürüklüyor. Faizlerin düşmesini istiyorsan, iktidardan düş!

'TÜM PARTİLERE ÇAĞRIDA BULUNUYORUZ...'

Faşizme karşı mücadele bir hak mücadelesidir, ama tek başına mücadele etmek yetmez, toplumu siyasetle buluşturmak lazım. O yüzden 31 Mart stratejimizde faşist bloku gerilettikten sonra demokrasi ittifakı çağrısında bulunduk. Bir anayasa çalışması yapalım dedik. Anayasa zemininde bir uzlaşı zemini yaratalım, 12 Eylül Anayasası ile baskılanmış bütün hakların gasp edildiği, bu yamalı bohçadan kurtulalım. Büyük bir toplum sözleşmesi düzenleyelim. Çözümün ilk adımı anayasal uzlaşma zeminidir. Kürt meselesinin çözümü bu buluşmadan geçiyor. Ben parlamentodaki tüm siyasi partilere çağrıda bulunuyoruz: Tabii ki siyasette farklı düşüncelerimiz olacak, farklılıklarımızın ötesinde buluşacağımız bir demokrasi ittifakını yaratalım. ‘Benim de sözüm var’ diyen herkese bu zeminde yer var. Acil çözüm bekleyen sorunlar var. Yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitirmiştir. Binlerce insan suçsuz yere cezaevindedir. Demokratik siyaset yaptı diye on binlerce insan cezaevindedir. Bütün fezleke ve iddianamelere baktığınızda bir tane delil bulamazsınız. Tüm bu karanlık tabloya karşı büyük bir umudumuz var, umudumuzu Türkiye’nin her yerine taşıdık. Türkiye’de herkes geleceğe umutla bakıyor. 31 Mart’ta bunun önünü açtık…"