İşte Türk devletinin Libya’daki çete trafiği

ANF ateşkes ve uluslararası güçlerin çağrılarına rağmen Libya’dan çetelerini çekmeyen Türk devletinin çete trafiğine ilişkin bilgilere ulaştı. Türkiye 1 yılda Libya'ya 18 bin çete gönderirken, bunun en az 12 bin 835'i Efrîn-Ezaz hattından gönderildi.

Birleşmiş Milletler’in gözetiminde yapılan müzakereler sonucunda oluşan geçici birlik hükümeti ve ateşkes sürecinin ardından Libya’da siyasi açıdan ciddi ilerlemeler sağlanırken, askeri açıdan hala gözle görülür bir kıpırdama yok. Bunun başlıca nedenini Türk devleti oluşturuyor. Çünkü Erdoğan rejimi her ne kadar ateşkesi ve bununla beraber gelişen siyasi süreci destekleyeceği görüntüsü verse de bugün Libya’da bulunan yabancı güçlerin ezici çoğunluğunu elinde bulunduruyor.

Alınan bilgilere göre Türk devleti “yabancı askerler Libya’dan çekilsin anlaşmasına uyuyorum” mesajı vermek için Libya’daki güçlerinin bir kısmını Suriye’ye geri getirdi, ancak sayıları 15 bin dolayında olan çeteleri hala Libya’da tutuyor. Suriyeli çeteler bir yandan Libya’daki işgalci Türk askerlerinin nöbetini tutuyor, diğer yandan da kamplarda askeri eğitim alıyor.

ANF’ye konuşan bölgedeki güvenilir kaynaklar, Suriye-Türkiye-Libya hattındaki çete trafiğini ve son duruma ilişkin ayrıntılı bilgi verdiler. Buna göre İstanbul’dan hava yoluyla Trablus’a ulaştırılan çetelerin güvenlik amacıyla alınan tüm kişisel eşyaları ve telefonları Libya’ya ulaştıktan sonra verildi. Ardından da Libya’da ayrı gruplar halinde kamplara yerleştirilen çeteler ihtiyaca göre cepheye aktarıldı. Savaşın durmasının ardından Libya’da ölü ve yaralı çeteler Türkiye üzerinden tekrar Suriye’ye getirildi. Sınırlı bazı gruplar Suriye’ye geri çekilirken bazı çete güçleri ise değiştirildi.

Aynı kaynakların bilgilerine göre ateşkesin ilan edilerek çatışmaların son bulmasıyla Libya’ya gönderilen yeni grupların çoğunluğu Yermuk Kampı’nda ve Türk devletinin belirlendiği sivillerin alındığı otellerde ayrı gruplar halinde kalıyor. Türk askerlerinin bulunduğu kamplarda kalan çeteler ise bu kamplarda Türk noktalarının nöbetini tutuyor. Yermuk Kampı’nda tüm gruplar ayrı birlikler halinde başta çöl ve şehir savaşı olmak üzere özel askeri eğitimlerden geçiriliyor.

ÇETELERİN LİBYA DURAĞI DEVAM EDECEK

Kaynaklar Libya’ya gönderilen “Milli Ordu” çetelerinin sözleşmeleri gereği 2000 dolar almaları gerekirken, Türk devletinin bu parayı çoğunlukla yarı yarıya kestiği ve çetelerin maaşlarını geciktirdiğine dikkat çekiyor. Libya’dan Suriye’ye geri getirilen çetelerin çoğunun sözleşmesinin bittiğini ifade eden bir başka kaynak ise şu bilgileri verdi:

“Suriye’ye geri dönmek isteyenler ancak komutanlara 500 dolar rüşvet vererek bunu gerçekleştirdiler. Libyalılar Suriyelilerden nefret ediyor, Suriye Milli Ordusu elemanlarını ülkelerinde istemiyorlar. Geri dönmek isteyen birçok kişi var. Fakat Türk devlet yetkilileri ve grup komutanları, askeri güçlerini Libya’da tutmaya devam edeceklerini söylüyorlar.”

Türk devletinin çetelerini Libya’ya aktarmaya başladığı günden bu yana Efrîn, Ezaz hattından en az 12 bin 835 çeteyi Libya’ya aktardı. Bunlardan sadece 1226’sını Suriye’ye geri getirildiği öğrenildi. Efrîn- Ezaz hattından toplanan ve Hawar Kilis Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye, oradan da Libya’daki iç savaşa gönderilen 2 bin 700 çete üyesinin isim listesine ise ulaştık. Hangi çete grubunun ne kadar üyesini hangi süreyle Suriye’de tuttuğuna dair yaptığımız araştırmadan derlediğimiz bilgiler şu şekilde:

Sultan Murad Tümeni ve Hamza Tugayı: Kendilerini “tümen” ve “tugay” olarak adlandıran bu çete grupları, Türk devletinin Libya’ya konumlandırdığı işgalci gücün önemli bir kısmını oluşturdu. Sultan Murad Tümeni’den 1722 ve Hamza Tugayı’dan 1810 ise çete üyesinin Libya’ya taşındığı öğrenildi.

Bunlardan 40 kişilik bir grup 25 Temmuz 2020 günü Hawar Kilis Sınır Kapısı’ndan giriş yaptıkları Türkiye’de 12 gün boyunca eğitime tabi tutulduktan sonra Libya’ya gönderildi. Aynı şekilde 75 kişilik grup da 23 Şubat 2021’de, 35 kişilik grup ise 14 Mart 2021 tarihinde Hawar Kilis Kapısından Türkiye’ye, oradan da Libya’ya aktarıldı.

Süleyman Şax Tugayı: Bu çete grubu 1910 elemanını Libya’ya gönderdi. Bunlardan 125’i 26 Şubat 2021, 90’ı da 11 Şubat 2021 tarihlerinde Hawar Kilis Kapısından Türkiye’ye geçirilerek Libya’ya gönderildi.

Mutasım Billah Tugayı: 22 Haziran 2020 günü Türkiye’ye geçirilen bu çete grubundan 150 kişi Kırıkhan’da bir kampta 1 haftalık eğitim aldıktan sonra Libya’ya götürüldü. Ayrıca bu çete grubundan Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetim Alanlarından Fırat Bölgesi için hazırlanan 150 çete, Türk devletinin elindeki El Watiya Hava üssüne yapılan hava saldırısı sonrası Libya’ya aktarıldı. Bu grup 9 Temmuz 2020 günü Hawar Kilis kapısından Türkiye’ye oradan da Libya’ya aktarıldı.

Siqur El Şimal Tugayı: Bu çete grubu 430 üyesini Libya’ya gönderdi. Bunlardan 45’i 17 Temmuz 2020 günü Türkiye’ye geçerek Kırıkhan’da gördükleri 10 günlük eğitimden sonra Libya’ya götürüldü.

El Tesha (9): Bu çete grubu 150 üyesiyle Libya’daki savaşa katıldı. Bunlardan 50 kişi 17 Aralık 2020 günü Hawar Kilis Kapısı’ndan Türkiye’ye giriş yaparak Kırıkhan Kampında 10-13 günlük bir eğitimden ardından Libya’ya aktarıldı. Bölgedeki kaynaklar, bu grubun o süreçte Sirte için hazırlandığını belirtiyor.

Feyleq El-Mecid: Bu çete grubu 978 elemanını Libya’ya gönderdi. Bunlardan 40 kişilik bir grup 20 Temmuz 2020 tarihinde Hawar Kilis Kapısı’ndan Türkiye’ye geçirilerek burada belli bir süre eğitim aldıktan sonra Libya’ya gönderildiği tespit edildi. 16 Temmuz 2020 günü Hawar Kilis Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye gönderilen 65 kişilik grup ise diğer bazı gruplar gibi Kırıkhan’da eğitim aldıktan sonra Libya’ya aktarıldı.

Ayrıca El-Mutasêm Tugayı’ndan 1170, Cêş El-Watanî’den 600, Feyleq El-Rehmen’den 790, Ehrar El-Şerqiyê’den 600, Cêş El-Islem’den 585, Lîwa El-Weqas’tan 400, Lîwa Semerqend’den 350’den, Feyleq El-Şam’dan 365, Heyêt Tehrîr El-Şam 80, Foc 113’den 25 çete üyesi Libya’ya gönderildi.

Ebu Yeqzan El Misri komutasındaki Suriyeli olmayan 150 çete elemanını Hawar Kilis Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye, oradan da Libya’ya götürüldü. Türkiye güdümünde yer alan ve Libya’ya gönderilen Suriye Milli Ordusu (SMO) adlı çete gurupları içerisinde daha önce DAİŞ’te yer almış çok sayıda çete üyesi olduğuna belirten kaynaklar, özellikle Ebu Yeqzan Misri komutasındaki bu guruba dikkat çekiyor. Adı geçen bu çete grubunun tamamının DAİŞ’te yer alan ve Suriyeli olmayan kişilerden oluştuğu ifade ediliyor.

LİBYA’YA KARMA GRUPLAR DA GÖNDERİLDİ

Türk devleti “Milli Ordu” çetelerini ayrı gruplar halinde Türkiye’ye oradan da Libya’ya aktarırken birkaç gruptan meydana gelen karma gruplar da hazırlayıp Hawar Kilis Sınır Kapısı üzerinden Türkiye’ye oradan da Libya’ya aktardı. 2020 yılının Temmuz ayında dikkat çeken çete aktarımına ilişkin trafikte yer alan çete gruplarının bilgileri ise şu şekilde:

Fırqat Hamza/ Süleyman Şah/ Firqa Sultan Murat’tan 150 kişi, Sultan Murat Tümeni/ Hamza Tugayı/Süleyman Şax Tugayları’ndan 150 kişilik ek bir grup, Sultan Murat Tümeni/ Hamza Tugayı/ Fatih Sultan Mehmet Tugayı/ Siqur El Şimal Tugayı/ Süleyman Şax Tugayı’ndan oluşan 150 kişilik karma bir grup, Firqa Hamza/ Süleyman Şax 150 kişilik karma bir grup, Liwa Siqur el Şimal/ Fırqa Hamza’dan oluşan 120 kişi.

DÖNENLERİN YERİNE YENİLERİ GİTTİ

Türk devleti tarafından Libya’dan Türkiye’ye geri getirilerek Hawar Kilis Sınır Kapısı’ndan Suriye’ye giriş yapan çeteler Libya’da kalanların yanında oldukça sınırlı. Tıpkı Libya’ya gidişte olduğu gibi Suriye’ye dönüş yapan çeteler de bazen karma, bazen de tek bir grup esas alınarak Suriye’ye geri taşındı.

Bu arada Türk devleti bir yıl içerisinde bazı çeteleri Libya’dan çekip yerlerine yeni çeteler gönderdi. Libya’ya çete götüren uçaklar oradan da aynı sayıdaki çeteyi Türkiye’ye getirip yeniden Suriye’ye aktardılar. Örneğin 24 Şubat 2021 günü 150 kişi, 9 Şubat 2021’de 60 Hamza Tugayı çetesi Libya’ya aktarılarak onların yerlerine aynı sayıda Hamza Tugayı çetesi Hawar Kilis Sınır Kapısından Suriye’ye geçirildi. Geçtiğimiz yıl ise 28 Temmuz 2020’de 400 kişi Cindires hattından Türkiye’ye oradan da Libya’ya gönderildi. Gönderilen bu 400 Süleyman Şax Tugayı çetesi yerine Libya’dan aynı gruptan 400 çete Suriye’ye getirildi.

1 YILDA SURİYE’DEN 18 BİN ÇETE GÖNDERİLDİ

Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile 27 Kasım 2019 günü imzalanan anlaşmaların ardından Türkiye Libya’daki iç savaşa müdahil oldu. 2 Ocak 2020’de Libya’ya asker gönderme tezkeresini geçiren AKP-MHP iktidarı hemen ertesinde Suriye’de işgal ettiği bölgelerden “Milli Ordu” isimli çetelerini göndermeye başladı. Öncesinde Türk devletinin isteği üzerine Efrîn, Ezaz’da bulunan çete gruplarının liderleriyle yapılan toplantıda her grubun Libya’ya ne kadar çete göndereceği karara bağlanmıştı. Libya’ya gidecek çetelerin kaydı için Efrîn’de açılan 4 merkezin dışında da kayda gerek duymayan komutanlar, belirledikleri çeteleri Libya’ya gönderdi.

2020 yılının başından bu yana Türk devleti, Libya’ya toplam 18 bin civarında “Milli Ordu” üyesi çeteyi gönderirken, bunlardan en az 12 bin 835’i Efrîn-Ezaz hattı üzerinden önce Türkiye’ye oradan da Libya’ya aktarıldı. İdlib’in yanı sıra işgal edilen Serekaniye ve Girê Spî’den de Libya’ya çetelerin gönderildiği belirtiliyor. 600 üyesi öldürülen Hamza Tugayı ise en fazla kayıp veren çete grubu olarak kayıtlara geçti.

LİBYA’DA SEÇİM TARİHİNE RAĞMEN BELİRSİZLİK SÜRÜYOR

Türkiye destekli Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi arasında 23 Ekim 2020’de, BM çatısı altında ateşkes imzalanmıştı. Bu süreç çerçevesinde aynı yıl 9-13 Kasım tarihleri arasında Tunus'ta bir araya gelen siyasi temsilciler yeni seçim tarihinde uzlaşmıştı. 24 Aralık 2021’de öngörülen genel seçimlere kadar da ortak bir hükümet kuruldu. Şubat ayında hayata geçirilen geçici birlik hükümeti için Libya Siyasal Diyalog Forumu (LSDF) tarafından Başbakan ve Başkanlık Konseyi'nin üç üyesi seçildi.

Siyasi ve askeri krize son vermenin temel koşullarından biri olan yabancı birlikler ve paralı askerlerin çekilmesi konusunda hala gözle görülür ciddi bir adım atılmış değil. Birlik hükümeti, ABD, AB ve Mısır gibi bölge ülkelerinin çağrılarına rağmen, Libya’da hali hazırda on binlerce yabancı asker ve çete gruplarının bulunduğu tahmin ediliyor. Bu güçlerin önemli bir kısmını ise Türk devletine bağlı olan çeteler oluşturuyor.