Arap halkının 19 Temmuz’u: Geç tanıdık ama yüreğimize bastık

Tarihteki en büyük Kürt-Arap ittifaklarından birinin temelinin atıldığı 19 Temmuz Rojava devrimine ilişkin konuşan Arap yurttaşlar, devrimi geç tanıdıklarını ancak tanıdıktan sonra da yüreklerine bastıklarını kaydediyor.

Büyük bedeller ödenerek ilmek ilmek örülen ve bugün tüm bölge halkları için umut ışığı olan Rojava devrimi yedi yaşında. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın önerdiği "üçüncü yol" stratejisi ve Demokratik Özerklik modeliyle örülen bu devrim çoktan Rojava sınırlarını aştı ve bölgedeki Kürt-Arap-Süryani-Asuri-Ermeni-Çerkes halkları ile farklı inançların devrimi oldu.

Ulus-devletçi sistemin tekçi yapısına karşı demokratik ulus modeliyle örülen bu devrimin en büyük başarılarından biri de başta Türk devleti olmak üzere bazı bölge güçlerinin tüm fitne ve çatışma gayretlerine rağmen bölgede geliştirdiği Kürt-Arap ittifakı oldu. Rojava devrimi olarak başlayan ve bugün artık Kuzey-Doğu Suriye devrimi olarak biçimlenen bu 7 yıllık süreçte QSD'nin resmi açıklamasına göre, 2 bini aşkın Arap savaşçı, devrimi korumak için canlarını feda etti.

"Devrimi geç tanıdık ama tanıdıktan sonra da bağrımıza bastık" diyen bir Arap yurttaş, bu devrim için bir kavmin, bir taife ya da inancın değil “hepimizin devrimi” diyor.

Devrimin geliştirdiği modelin tüm Suriye için çözüm modeli olduğunu belirten Arap yurttaşlar, devrimin kazanımlarını ise sonunda kadar savunacaklarını vurguluyor.

'DEVRİMİ GEÇ TANIDIK'

19 Temmuz 2019'da tarihe "Rojava devrimi" olarak geçen devrime ilişkin ANF'ye konuşan Sirîn Şehit Aileleri Meclisi Eşbaşkanı Emel Elî Mistefa, daha önce Rojava devriminden habersiz olduklarını belirterek, sadece kısıtlı bazı bilgileri televizyonlardan öğrendiklerini kaydediyor.

Minbic'te şehit düşen eşi sayesinde devrimi tanıdığını dile getiren Emel Elî Mistefa, "Bizler devrimden habersizdik. Bazen televizyondan duyuyorduk ama o da çok kısıtlıydı o da. Fazlasını bilmiyorduk" diyor.

'BÜYÜK BİR ÖZLEMLE KUCAKLADIK'

Devrim öncesini "kara bir örtü çekilmişti üzerimize" sözleriyle tarif eden Emel Elî Mistefa, şunları dile getiriyor: "Bizler ne zaman özgürleştik ve devrimi tanımaya başladık o zaman büyük bir özlemle kucakladık. 19 Temmuz'u geç tanıdık ama tanıdıktan sonra da yüreğimize bastık. 19 Temmuz devrimini etnik, dini ya da kesimin devrimi olarak görmüyoruz. Halkların kardeşliği üzerine inşa edildi ve şimdi de kendi devrimimiz olarak görüyoruz ve içerisinde yer alıyoruz."

'SURİYE HALKININ DEVRİMİ OLABİLİR'

Rojava devrimini kendi devrimleri olarak gördüklerini belirten Emel Elî Mistefa, "Bizler bu devrimi kendimiz için büyük bir fırsat olarak görüyoruz. Bu fırsatı ise binlerce şehit vererek elde ettik. O yüzden herkesin bu devrime sahip çıkması gerekir. Mesela şimdi hala Türkiye'nin tehditleri devam ediyor. Bu devrim, Suriye için çözüm yolu olabilir. Suriye halklarının devrimi olabilir. O yüzden dört elle bu devrime sahip çıkmalı ve büyütmeliyiz" diye kaydediyor.

'DEVRİME YAKINDIK AMA DOKUNAMIYORDUK'

Devrim savunmasında eşini kaybeden Ferdos Salih Kino isimli Arap kadın da daha önce devrime çok yakın olmalarına rağmen çetelerden dolayı ona dokunamadıklarını dile getirerek, "19 Temmuz devrimi Kobanê'de başlayınca çok yakın olmamıza rağmen habersizdik. Ama bizler daha sonra devrimle tanıştığımızda özgürlükle tanıştık. Bunun için bedeller de verdik ama bu bedeller kerametimizi korumak içindi" diyor.

ARAP HALKININ DA DEVRİMİ

"Bizler bu devrimin sadece Kürtlerin devrimi olmadığını çok sonradan öğrendik. Önder Abdullah Öcalan'ın felsefesinin derinliğini ve büyüklüğünü tanıdıkça bu devrimin aynı zamanda Arap halkının da devrimi olduğunu gördük, kadınların devrimi olduğunu da gördük" diyen Ferdos Salih Kino, o felsefeyi sonuna kadar savunacaklarını vurguluyor.

'DEVRİMİ TANIDIM VE ONA DÖRT ELLE SARILDIM'

Eşinin YPG ile tanışması ve katılmasıyla devrimi tanıdığını dile getiren Semîra Ethem Welo isimli Arap kadın ise devrimi ve getirdiği özgürlükleri tanıdıktan sonra dört elle sarıldıklarını kaydederek, şunları belirtiyor: "Öncesinde devrimden habersizdim ama eşim arkadaşları tanıdıktan sonra ben de onları tanımaya ve devrimde yer almaya başladım. Önder Abdullah Öcalan'ın felsefesiyle de o şekilde tanıştım. Bizim devrimimiz sadece bir halkın devrimi değil, tüm halkların devrimidir. Kürtler, Araplar, Çerkesler, Hrıstiyanlar ya da Müslümanların devrimi değil, herkesin devrimidir."