Doç. Aytar: Rojava diplomasisi başarılı

Doç. Dr. Osman Aytar, Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin, Türk devletinin işgal saldırılarını başlatmasından sonra çok başarılı bir diplomatik çalışma yürüttüğünü söyledi.

İsveç'te yaşayan Doç. Dr. Osman Aytar, Türk devletininin Rojava ve Kuzey Suriye'ye yönelik işgal saldırılarının, Kürtleri birleştirdiğini belirtti.

ANF'ye konuşan İsveç-Mälardalen Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Osman Aytar, Türk devletinin Rojava'ya yönelik işgal saldırılarından sonra Kürtlerin her tarafta harekete geçtiğini ve işgale karşı en geniş çevrelerin desteğini aldığını söyledi. “30-40 yıldır İsveç'te bir araya gelemeyen Kürt örgüt ve partileri, Rojava için bir araya geldi ve platform oluşturdu. Bu Kürtler açısından bir ilk oldu ve oldukça önemli” diyen Aytar, bunun önemli ölçüde Rojava’nın başarısından kaynaklandığını kaydetti.

OLUMLU GELİŞMELER VAR

QSD ile YPG/YPJ'ye eleştirel yaklaşanların bile Rojava'ya destek verdiğini, herkesin Rojava'nın yanında durduğunu belirten Doç. Aytar, “İsveç'te de önemli gelişmeler oldu. Dışişleri Bakanı Ann Linde, Türk devletinin işgalini protesto etmek için Kürtlerin düzenlediği gösteriye dayanışma mesajı gönderdi. Rojava'yla dayanışma için düzenlenen galaya katıldı ve konuşmasında ‘ben Kürtlerin dağıyım’ diyerek destek verdi. Türk devletine de açık mesaj gönderdi. Rojava'dan gelen temsilciler, Parlamento’da milletvekilleri ve bakanlarla rahatça görüşüyor. Tüm bunlar Kürtler açısından çok olumlu gelişmeler” dedi.

Doç. Aytar, Türk devletinin işgal saldırılarından sonra Kürt güçlerinin uluslararası ilişkilerini devreye koyarak büyük katliamlarının önünü aldığını savunarak, “Oradaki Türk güçleri işgalcidir. İşgal ettiği yerlere Arapları yerleştirse bile bir süre sonra çekilmek zorunda kalacak” şekinde konuştu.

TÜRKİYE'NİN KORKULU RÜYASI AMED'DİR

Türkiye'nin korkulu rüyasının Rojava değil, Amed olduğunu söyleyen Doç. Aytar, şöyle izah etti: “Türk devletinin esas korkutan Rojava'daki olumlu gelişmelerin Amed, Van, Hakkari, yani Kuzey Kürdistan'a yansımasıdır. Rojava'dan bir çakıl taşı bile atılmadığını herkes bildiği halde Türkiye saldırılara uğradığı yalanını söylüyor. Ulusal çıkarlarının tehdit altında olduğunu öne sürüyor. Türkiye ve Erdoğan'ın esas korkusu Amed ve Kuzey Kürdistan'dır.”

Rojava'nın Rusya, ABD, Çin başta olmak üzere pek çok ülkeyle diplomatik ilişkilerini rasyonel olarak sürdürmesini önemsediğini belirten Doç. Aytar, şunun altını çizdi: “NATO’nun 2. büyük ordusuna sahip Türkiye, isteklerini hiçbir ülkeye kabul ettiremiyor. Bu, Rojava ve tüm Kürtler için önemli bir başarıdır.”

TC’NİN KİMYASI BOZULDU

Rojava yönetiminin tepkici değil, akılcı hareket ettiğini; HDP’nin de doğru bir konsept uyguladığını kaydeden Doç. Aytar, HDP projesinin, TC'nin kimyasını bozan ilk proje olduğunu belirtti. Doç. Aytar, “Onların alanına girip orada onları teşhir ediyor, kimyalarını bozuyor. Rojava'nın tutumu da aynı şekilde TC'nin kimyasını bozuyor. Özerk Yönetim statüsü veya federasyon statüsü kazansa da Kürtlerin bölge ülkeleriyle ilişkileri olacak. Rojava yönetimi bu bilinçle davrandığı için Türk devletinin manevralarını boşa çıkarıyor. HDP de aynı şekilde rasyonel davranıyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kürtler Parlamento’dan çekilmediği için çok üzüldü. Çekilmeleri için her türlü saldırı ve kışkırtmayı yapıyor” şeklinde konuştu.

BÜYÜK MESAFELER ALINDI

HDP'nin parlamento kürsüsünü kullanarak Türk devletinin işgalci olduğunu yüzüne vurmasının önemsenmesi gerektiğini dile getiren Doç. Aytar, şunları ekledi: “Kürtler siyasette çok önemli aşamalar kaydetti. Ben kayıplara, işgal girişimlerine rağmen gelecekten umutluyum. Tüm dünya ülkeleri Kürtlerin yanında yer aldı. Kuzey Kıbrıs bile işgale destek vermedi. Bu Kürtler açısından önemli bir başarıdır.”