Karayılan: Türk işgalciliğiyle hesabımız tarihidir

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan: Bu devlete karşı, yer altında, üstünde gökyüzünde de, ne yaparsa yapsın, direneceğiz ve gücünü kıracağız. Bizim Türkiye işgalciliğiyle hesabımız tarihidir.

Gerillada derinden bir değişim yaşandığını; son iki-üç yılda değişim ve dönüşüm olmasaydı bu kadar büyük savaşamayacağını kaydeden PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, “Esasen Türk devleti bizim karşımızda düşmüş, yenilmiştir. Teknik ve istihbaratla yenilgisini gizlemeye çalışıyor. Teknik araçlarla bizi darbeleyip yenilgilerini hafifletmeye çabalıyor. Biz de ona karşı insan tekniği, sanatı ve yeteneğini geliştirmeye çalışıyoruz. Onunla da sınırlı kalmayacağız, tekniği de geliştireceğiz” dedi.

Sıcak gelişmelerin yaşandığı, bölge güçleri ve uluslararası güçler arasında farklı görüşme ve ittifakların öne çıktığı, Kürtlere ilişkin çeşitli pazarlıkların masada olduğu bugünlerde, Stêrk TV’de yayınlan özel bir programa katılan PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, gazeteci Ciwan Tunç’un sorularını yanıtladı.

KÜRT KARŞITI KONSEPT

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, Kürtlerin Ortadoğu ve Mezopotamya topraklarında bir hakikat olduğunu ve özgür yaşama hakkının bulunduğunu vurgulayarak, öldürme, şiddet ve saldırılarla bitmeyeceğini söyledi. Türk devletinin devreye koyduğu Kürt karşıtı konseptin tehlikeli olduğunu dile getiren Karayılan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öyle anlaşılıyor ki, ne kimi Kürt çevreleri ve bölge güçleri ne de Türk halkı uygulanmak istenen konsepti tam olarak biliyor. AKP, Ergenekon ve MHP gibi gizli ve derin güçler, yeni bir konsept çerçevesinde anlaşmıştır. Bu konseptin birinci hedefi, engel olarak gördüğü Kürt Özgürlük Hareketi’ni tasfiye etmektir. Sorun salt PKK değil, bütün Kürt kazanımları hedef alınmaktadır. Bu gerçeklik kuşkuya yer bırakmayacak kadar nettir. İkincisi; Türk devleti, sadece kendi sınırları içinde değil sınırlarının dışında da bölgede ultra ya da hegemon bir devlet olma çabasında. Yani Ergenekon, MHP, AKP ve El Kaide ittifakıyla bölge üzerinde uygulanmak istenen plan, sadece PKK ve Kürtler için değil, başta Arap, Fars, Süryani, Ermeni halkı olmak üzere bütün bölge halkları için tehlikeli bir girişimdir.

JÖN TÜRKLERİN TURANCILIĞI

Bunlar, Jön Türkler gibi Turancılığı esas alıyor. Türk devletinin bölgede daha fazla büyüme hayalleri var. Hatırlanırsa Erdoğan, bundan bir süre önce ‘Lozan’ı yeniden ele almamız gerekir’ dedi. Yani daha önce Misak-ı Milli olarak belirlenen sınırları; Güney Kürdistan’ı, Rojava’yı işgal etmek istiyorlar. Zaten bunu açık bir biçimde dile getiriyorlar.”

BU İTTİFAKA DAHİL OLMAYIN

Bölge güçlerinin, Türk devletinin bu konseptini görüp birlikte hareket etmemeleri gerektiğini belirten Karayılan, bu konseptin temel amacının Kürt halkına yönelik soykırım siyasetini hayata geçirmek olduğunu kaydetti. Daha önce Ermeni halkına uygulanan soykırım siyasetinin şimdi değişik yöntemlerle Kürtlere karşı uygulanmak istendiğini ifade eden Karayılan, şöyle devam etti: “Örneğin son dönemde İran ve Türkiye arasında gelişen diyalogun içeriğine ilişkin kimi kaygı ve kuşkularımız oluştu. İran devleti, Astana sürecinin devamı niteliğindeki Tahran toplantısından sonra Kürtlere yönelik bir saldırı başlattı. Koyê’ye saldırı oldu, idamlar gerçekleşti, KODAR ve PJAK’a karşı saldırılar gelişti. Bu gelişmeler kaygı uyandırıyor. İran devleti, bir yandan Kürtlere karşı saldırı geliştiriyor, öte yandan Kürtlere yakınlık gösteriyormuş gibi hareket ediyor. Eğer gerçekten Kürtlerle olumlu bir yakınlık gösterecekse Türklerin milliyetçi konseptiyle bir olmamalıdır.”

HAKİM OLMA HAYALLERİ VAR

Aslında Türkiye’nin uyguladığı konseptin İran için de tehlikeli olduğunu, çünkü Türkiye’nin hedefinin bölgeye egemen olmak, mesela Suriye’yi kontrolü altına almak olduğunu hatırlatan Karayılan, elbette İran’ın da bölgeye egemen olma hayali olduğunu söyledi. İran ile Türkiye’nin neredeyse 600 yıldır birbirleriyle yarıştığını anımsatan Karayılan, “Onun için esasta belirtmek istediğimiz birbiriyle çelişkisi olan güçlerin Kürt karşıtlığı üzerinde ittifak yapmamalıdır. Bu yine kendilerine karşı döner” dedi.

KÜRTLERİN KANI ÜZERİNDEN OLMAZ

Doğu Kürdistan’daki sorunun şiddetle değil, tartışma, diyalog ve siyasi yollarla çözülebileceğini belirten Karayılan, şunları ifade etti: “Bilindiği gibi günümüzde İran’a karşı uluslararası güçler ortak tutum göstermektedir. Yine İran’a yönelik ekonomik ambargo uygulanıyor. Kürtler olarak bu konuda taraf olmadık, olmamız da gerekmiyor. Hiç kimse çelişkilerini bizim üzerimizden, Kürt halkının kanı üzerinden çözme arayışında olmamalıdır. Ne Türkiye ile İran ne de İran, Amerika ve diğer güçler, kendi aralarındaki çelişkileri Kürtler üzerinden çatıştırmalı. Kürtler olarak gasp edilen doğal haklarımızın iadesini; bu topraklarda insan olarak özgür yaşamak istiyoruz. Yaşam hakkımız bile elimizden alınmış. Sorunumuz bu. Yoksa şu tarafı, bu tarafı tutacağız gibi bir derdimiz yok. Bunun için İran devleti Kürt sorununda zor ve şiddeti uygulamamalı. Böyle bir durum İran’ın da faydasına olmaz. Evet, Kürtler taraf olmamalı fakat karşıdaki güç de Kürtleri şiddet yoluyla taraf olmaya zorlamamalıdır. Bizim yaklaşımımız Kürt sorunun diyalog yoluyla çözüme kavuşabileceğine ilişkindir. Öyle Kürt yöneticilerini katletmek, baskı ve şiddet uygulamakla sorun çözülmez. Bu yöntem doğru değil, Kürtleri karşıya almakla kazançlı çıkılmaz. Ergenekon, MHP ve AKP’nin İhvan-ı Müslim ile El Kaide çizgisindeki ittifakının ciddi tehlikeleri var. Bu tehlike Fars ve İran halkları için de geçerlidir.”

İMRALI POLİTİKASI KÜRTLERE YÖNELİKTİR

Türk devletinin İmralı’ya yönelik politikasının kapsamlı olduğunun altını çizen Karayılan, “Oradan başlatıp dalga dalga yayıldı. İmralı’da yaptığını tüm zindanlar ve Kürtler üzerinde uygulamak istiyor. Tüm Kürtleri tecrit etmek istiyor. İmralı politikaları bir kişiye yönelik değildir. Önder Apo şahsında, Kürt halkına yöneliktir. O Kürt halkının önderidir. 11 milyon imza toplandı; noter tasdikli imzalardır ve Brüksel’de uluslararası güçlere sunuldu. Böyle bir iradeye psikolojik işkence ve mutlak tecrit uygulanıyor. Bu onların Kürtlere yaklaşımını ifade ediyor” şeklinde konuştu.

HALK VE HAREKETİN EKSİKLİKLERİ VAR

Tecrit konusunda kendi sorumluluklarının olduğunu teslim eden Karayılan, şöyle anlattı: “Bu Kürtlere uygulanan bir zulümdür. Bu tecrit uluslararası hukuka aykırı olduğu gibi, Türkiye’nin hukuk sistemine de aykırıdır. Aynı zamanda hiçbir ahlaki ölçüye de sığmaz. Erdoğan bunu yapıyor. Üç yıldır İmralı’da ne oluyor kimse bilmiyor. Halk ve Hareket olarak bu konuda sorumluluklarımızı görüp eksikliklerimizi ortadan kaldırmalıyız. Bunlar bizim için mücadeleyi büyütme gerekçesidir.”

BÜYÜK BİR SAVAŞ YAŞANIYOR

Gerillanın verdiği amansız mücadeleyi ve yarattığı sonuçları değerlendiren Karayılan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizimle Türk devleti arasında yoğun bir savaş yaşanıyor. Yaşananları dile getirmede ve etkili yansıtmada eksikliklerimiz var. Her şeyi konuşmuyoruz. Basını hızlı ve etkili bir şekilde işletmiyoruz. Değerli yoldaşlarımız da şehit oluyor, bir intikam hamlesi başlatmamız gerektiğini biliyoruz. Karadeniz’den Zagroslara kadar Türkiye işgalciliğine karşı savaşıyoruz. Türk medyası her gün ‘Karadeniz’de iki kişi kalmış’ yalanını tekrar ediyor. Oysaki iki-üç gün önce arkadaşlarımız düşmanı vurmuş, çok sayıda asker ölmüş, Çiyager isminde bir arkadaşımız kahramanca savaşıp şehit olmuş. Kaç yıldır aynı şeyleri söylüyorlar. Aramızda büyük bir savaş yaşanıyor ve bu savaş sadece Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da yürütülmüyor. Aynı zamanda Güney Kürdistan yürütülüyor. Yine Efrîn’de halkımız Türk devletine karşı büyük bir savaş veriyor.”

İŞGALCİLER TUTUNAMAYACAK

Başta Efrîn olmak üzere bütün Kürdistan işgalden kurtulmadıkça ve özgürleşmedikçe kendilerine zamanın devrimcisi diyemeyeceklerini vurgulayan Karayılan, Efrîn’deki halkın çektikleri acıların ve zorlukların farkında olduklarını dile getirerek, Apocu düşünceye ve ruha sahip tek bir Kürt olduğu müddetçe işgalcilerin tutunamayacağını söyledi.

TEKNİĞİ DE GELİŞTERECEĞİZ

Gerillada derinden bir değişim yaşandığını; son iki-üç yılda değişim ve dönüşüm olmasaydı bu kadar büyük savaşamayacağını kaydeden Karayılan, şunların altını çizdi: “Esasen Türk devleti bizim karşımızda düşmüş, yenilmiştir. Teknik ve istihbaratla yenilgisini gizlemeye çalışıyor. Teknik araçlarla bizi darbeleyip yenilgilerini hafifletmeye çabalıyor. Biz de ona karşı insan tekniği, sanatı ve yeteneğini geliştirmeye çalışıyoruz. Onunla da sınırlı kalmayacağız, tekniği de geliştireceğiz. Bu devlete karşı, yer altında, üstünde gökyüzünde de o ne yaparsa yapsın direneceğiz ve gücünü kıracağız. Bizim Türkiye işgalciliğiyle hesabımız tarihidir. Önderlik bu konuda bize gerekli perspektifi vermiştir. Önderlik ideolojisi, felsefesi, insana arşa çıkabilme yeteneği kazandırmaya yeterlidir. Bu teknik ve taktikle düşman yenilecektir. Bu konuda çalışmalarımızın sürdüğü bilinmeli, yoğunlaşmalarımız sürecek ve devrimci hamleler geliştireceğiz.”

İŞGALİN SONUNA GELİNECEKTİR

Hassas bir süreçten geçtiklerini dile getiren PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, sözlerini şöyle noktaladı: “Bu zorlu bir süreçtir. Zaten zorlu süreçler insanların ne olduğunu kanıtlar. Kolay zamanlarda herkes konuşup bir şeyler yapabilir. Ama bu süreçte iradeli, kararlı kişiler kendilerini göstermeli, elini taşın altına koymalı. Bu süreçte kadınların ve gençlerin daha fazla sorumluluklarına sahip çıkması gerekir. Savaş zirveseldir. Bu savaş bu seviyede başarılırsa artık Kürdistan’da zulmün ve işgalin sonuna gelinecektir.”