PKK: Her ev, her sokak savaş mevzisi olacak!

PKK Yürütme Komitesi, Türk devletinin işgal saldırılarına karşı her evin bir karargah, her sokağın bir savaş mevzisi haline getirileceğini belirtti. PKK, HPG ve YJA Star güçlerini de Kuzey Kürdistan’ın her alanında eylemlerini yoğunlaştırmaya çağırdı.

Yazılı bir açıklama yapan PKK Yürütme Komitesi, “Tarih bir kez daha onuru, insanlığı ve özgürlüğü temsil etme görevini bizlere vermiş bulunuyor” dedi.

Açıklamada, şu vurgular dikkat çekti: “Başta Kürtler ve Araplar olmak üzere tüm Kuzey-Doğu Suriye halklarının ve savunma güçlerinin, Demokratik Özerk Yönetimin seferberlik çağrısını esas alarak bir kez daha özgür insanlık savunmasını üstleneceğine, kadın-erkek eli silah tutan herkesi bir savaşçı, her evi bir karargah ve her sokağı bir savaş mevzisi haline getirerek barbar AKP-MHP faşistlerine karşı muzaffer bir direniş geliştireceğine ve sömürgeci-soykırımcı TC zihniyetini ve siyasetini Rojava topraklarına gömeceğine inanıyoruz.”

BARBAR TÜRK ORDUSU

PKK’nin açıklamasının tamamı şöyle:

“Faşist-sömürgeci Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplo saldırısının 21. Yıldönümü olan 9 Ekim 2019 günü saat 16.00’dan itibaren Rojava Kürdistan’a yönelik tüm sınır boyunca bir işgal ve soykırım saldırısı başlatmış bulunuyor. O tarihten itibaren Kuzey ve Doğu Suriye’nin sınır boyundaki Kürt köyleri ve kasabaları barbar Türk ordusunun tankları, topları ve uçakları tarafından bombalanıyor. Kuzey ve Doğu Suriye toprakları faşist-sömürgeci Türk ordusu tarafından işgal ediliyor. 15 Eylül 2014 tarihinde Kobani’ye saldıran DAİŞ çetelerinin başaramadığını, şimdi Kürt ve insanlık düşmanı AKP-MHP faşist diktatörlüğü başarmak istiyor.

DAİŞ ÇETELERİNİ DİRİLTEREK DÜNYA’YI TEHDİT ETMEK İSTİYORLAR

Çok açık ki, sömürgeci-soykırımcı TC saldırıları Rojava Özgürlük Devrimini yıkmayı, Kuzey ve Doğu Suriye topraklarını işgal ederek Demokratik Özerk Yönetimi ortadan kaldırmayı, tıpkı Afrin’de olduğu gibi Rojava Kürtlüğü üzerinde soykırım uygulamayı, bu topraklardaki diğer halkları köleleştirmeyi ve bu temelde Suriye’yi bölüp parçalamayı hedefliyor. Bu bakımdan tüm Kürt varlığına ve özgürlüğüne, Suriye’nin demokratik birliğine ve halkların kardeşliğine, Türkiye ve Ortadoğu demokrasisine ve tüm insanlığa yöneltilmiş bir saldırı oluyor. YPG, YPJ ve QSD güçleri tarafından yenilgiye uğratılmış olan DAİŞ çetelerini yeniden diriltmeyi ve tüm dünyayı bu güçlerle tehdit etmeyi amaçlıyor.

İŞGALİN SORUMLULARI...

Sömürgeci ve soykırımcı TC ordusunun işgalci saldırıları, ABD Başkanı Trump’ın 7 Ekim sabahı ABD askerlerini söz konusu sınır alanından çekme kararı ardından başlamış bulunuyor. Yine Rusya ve İran devlet başkanlarının işgalci-diktatör Tayyip Erdoğan ile bir süre önce Ankara’da yaptığı toplantı ardından gerçekleşiyor. İşgalci-soykırımcı TC ordusu, Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan Kürt, Arap, Asuri-Süryani, Ermeni, Türkmen ve Çerkez halkları üzerine NATO silahları ile, ABD, Almanya, Rusya ve Çin’den aldığı silahlarla saldırıyor. Söz konusu silahlar, 9 Ekim günü saat dörtten sonra Kuzey ve Doğu Suriye halkları üzerinde katliam ve işgal gerçekleştiriyor. Dolayısıyla Kuzey ve Doğu Suriye’nin işgalinden, bu topraklarda yaşanacak katliam ve soykırımlardan başta ABD ve Rusya olmak üzere BM ve TC’ye destek veren bütün devletler sorumlu bulunuyor. Sömürgeci-soykırımcı TC Devleti, tüm bu güçlerin desteği ile 21. Yüzyılın başında Kürtlere yönelik açık bir soykırım uyguluyor. Yani soykırım gibi bir insanlık suçu işliyor ve diğerlerini de bu suça ortak ediyor.

ZAFER KARARLILIĞINDA EN KÜÇÜK ZAYIFLAMA YOK

Çok açık ki, işgalci Türk saldırılarının başlangıç anından itibaren tüm Kuzey ve Doğu Suriye halkları ve savunma güçleri olan YPG, YPJ ve QSD kuvvetleri kahramanca direniyor. İnsanlığın baş belası olan DAİŞ çetelerini yenme başarısını göstermiş olan bu halklar ve devrimci kuvvetler, şimdi de DAİŞ’in akıl hocası olan AKP-MHP faşizmini yenme kararlılığını en üst düzeyde taşıyor. İşgale karşı direnişin başladığı ilk andan itibaren birçok şehit ve yaralı vermelerine rağmen, söz konusu zafer kararlılığında en küçük bir zayıflama görülmüyor. Daha şimdiden özgür ve demokratik insanlığın onur direnişi olmayı hak etmiş olan tarihi Rojava ve Kuzey-Doğu Suriye direnişini selamlıyor, kahraman şehitlerini saygıyla anıyor, tüm halklara ve direniş kuvvetlerine üstün başarılar diliyoruz. Nihai zaferin mutlaka kendilerinin olacağına yürekten inanmalarını istiyoruz.

TARİHİN EN ZORBA VE BARBAR GÜCÜ

Çünkü haklıdırlar, tarihin en haklı direnişini yürütüyorlar. Hak, hukuk ve adaleti temsil ediyorlar. Kendi topraklarında özgür, eşit ve demokratik bir yaşamı sürdürmek istiyorlar. Kimsenin toprağına ve yaşamına göz dikmemiş ve kimseye zarar vermemiş bulunuyorlar. Buna karşılık işgalci Erdoğan-Bahçeli faşizmi ise, tarihin en haksız ve adaletsiz duruşunun sahibi durumundadır. İnsanları on bin yıllık topraklarından sökerek, buralara DAİŞ ve El Nusra çetelerini yerleştirmek istemektedir. Kendi varlığını ve yaşamını, başkalarının yok edilmesi üzerinde kurmaya çalışmaktadır. Dolayısıyla tarihin en zorba ve barbar gücüdür. Ömrünü Zalim Dehak gibi başkalarının kanını içerek uzatmaktadır.

TC ZİHNİYETİ ROJAVA TOPRAKLARINA GÖMÜLECEK

Bu temelde tarihin en zalim gücü ile en haklı gücü arasında bir ölüm-kalım savaşı başlamış durumdadır. Başta Rojava Kürtleri ve Kuzey-Doğu Suriye halkları olmak üzere dört parça Kürdistan’daki ve yurtdışındaki halkımız bilmeli ki, tarih bir kez daha onuru, insanlığı ve özgürlüğü temsil etme görevini bizlere vermiş bulunuyor. Çok zor ve bedeli çok ağır da olsa, söz konusu bu tarihi görevin gereğini başarıyla yerine getirmek bizim boyun borcumuzdur. Geçmişte on binlerce şehit vererek bu onurlu görevin gereğini nasıl ki yiğitçe yerine getirdiysek, şimdi de Önder Apo’nun çizgisinde ve kahraman şehitlerimizin izinde yürüyerek söz konusu görevi daha Agitçe ve Zilanca yerine getireceğiz. Bundan kaçınamayız, bu bizim için halk olarak var olmanın ve özgür yaşamanın tek yoludur. Unutmayalım ki, sadece ve mutlaka direniş zafere götürecektir.

Bu esaslar temelinde, başta Kürtler ve Araplar olmak üzere tüm Kuzey-Doğu Suriye halklarının ve savunma güçlerinin, Demokratik Özerk Yönetimin seferberlik çağrısını esas alarak bir kez daha özgür insanlık savunmasını üstleneceğine, kadın-erkek eli silah tutan herkesi bir savaşçı, her evi bir karargah ve her sokağı bir savaş mevzisi haline getirerek barbar AKP-MHP faşistlerine karşı muzaffer bir direniş geliştireceğine ve sömürgeci-soykırımcı TC zihniyetini ve siyasetini Rojava topraklarına gömeceğine inanıyoruz.

HPG VE YJA STAR’IN SAVAŞÇI GÜCÜ HER ALANA YAYILMALI

HPG ve YJA-Star’ın tüm yiğit komutan ve savaşçı gücünü Kuzey Kürdistan’ın her alanında faşist TC ordusuna karşı gerilla eylemlerini daha da yoğunlaştırmaya, başta kadınlar ve gençler olmak üzere dört parça Kürdistan ve yurtdışındaki tüm halkımızı, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetiminin ilan ettiği seferberlik çağrısına sahip çıkarak Rojava Direnişi etrafında kenetlenmeye ve bulunulan her yerde TC işgaline karşı direniş eylemlerini yükseltmeye, yiğit Kürt gençlerini bu onur savaşında seferberlik halinde cepheye koşarak direniş birliklerinde yerini almaya ve dört parça Kürdistan’daki parti ve örgütleri de böyle tarihi bir süreçte ulusal-demokratik birlik içinde hareket etmeye çağırıyoruz.

KÜRESEL DİRENİŞ İÇERİSİNDE KENETLENME ÇAĞRISI

Yine başta aydınlar ve siyasetçiler olmak üzere tüm Arap aleminin TC Devletinin Suriye’yi işgal saldırılarına karşı çıkacağına inanıyor, başta devrimci-demokratik güçler olmak üzere tüm Türkiye ve Suriye halklarını AKP-MHP işgaline karşı birlikte direnmeye ve dünyanın tüm devrimci-demokratik güçlerini, tüm kadın ve gençlik örgütlerini, tüm insanlığı faşist TC işgal ve soykırımına karşı direnen Kuzey ve Doğu Suriye halklarıyla bir kez daha küresel direniş içinde kenetlenmeye çağırıyoruz!

HERKESE TUTARLILIK ÇAĞRISI

Ayrıca basit çıkarlar uğruna TC Devletinin Rojava işgaline göz yuman, gizli veya açık destek veren herkesi de tutarlı olmaya ve bu temelde DAİŞ’e destek verir konuma düşmemeye davet ediyoruz!

Zalimler ve barbarlar kaybedecek, hak ve adalet savaşçıları kazanacaktır."