Alman polisinin Mannheim'daki uzun yürüyüşe saldırısında yaralanarak Karlsruhe Städtisches Klinikum hastanesine kaldırılan Ali Çetin, açıklama yaptı.

"Uzun yürüyüşümüze Almanya hükümetinin yasaklayıcı tutumunu kınıyoruz" diyen  Çetin, şunları söyledi:

"Yürüyüşümüze uzun süreli provokasyon girişimleri zaten uzun zamandır sürüyordu. Alman polisi bizi mola vereceğiz bahanesiyle kuytu bir alana koydu ve vahşice saldırdı. Sadece yürüyüşün değil, Mezopotamya Yayınevi'nin ve birçok noktanın hedefte olması, Önderlik üzerindeki tecridin ne kadar derinlikli olduğunu gösteriyor. Almanya hükümetinin uluslararası komplodaki rolünü bir kez daha göstermiştir.

Halk olarak Avrupa'ya ilk çıktığımızda, demokrasi olmadığı için geldiğimizi söyledik. Sözde oturum verdiler, sözde demokrasinin olduğunu söylediler. Demokrasinin olmadığını, ilişkilerin çıkar ilişkileri olduğunu görüyoruz. NATO'nun ve Almanya'nın NATO'daki misyonunun bir daha açığa çıktığını, Türkiye üzerindeki konsepti bir daha görüyoruz."

'BAYILTANA KADAR SALDIRDILAR'

Alman polisi ve doktorlarının tutumlarına dikkat çeken Ali Çetin, şunları da kaydetti:

"Yürüyüşte darp girişimi sırasında Alman polisinin ve doktorların tavır ve konuşmaları enteresandı. "Burası Almanya, polis işini yapıyor" dediler. İkincisi, çembere alındığımızda rahatsızlığımı dile getirdim. Epilepsi olduğumu dile getirdim. Yanıma doktor getirdiler. Doktorlar sürekli Alman polisi gibi yaklaştı. Buna rağmen iki tane polis sürekli gelip sıkıştırdı, şiddet uyguladı. Görüntülerdeki darp olayından sonra arkaya götürüp iyice darp etmeleri sonucu bayıldım. Eylemdeki arkadaşlarımdan birinin burnu kırıldı, birçok arkadaşımın farklı yaralanmaları var. Alman devletinin Türk devletinden farkı olmadığını gördük. Sonu ölüm olsun, zindan olsun, sınır dışı olsun; biz yürüyeceğiz, direnişimize devam edeceğiz."

'ALANLARDAN VAZGEÇMEYELİM'

Hastanede tedavi gören Kürt genci Çetin, açıklamasının sonunda şöyle dedi:

"Kürdistan gençliğine ve dostlarına sesleniyoruz; tecrit kırılana kadar alanlardan bir kere olsun vazgeçmeyelim ve açlık grevindekilerin talebi talebimizdir, diyelim, eylemselliğimizi çoğaltalım."