İgrek, Avrupa Konseyi (AK) ve İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) tavrını eleştirirken, Êzidîler başta olmak üzere tüm Kürt halkının direnişi sahiplenmesi çağrısı yaptı..

ÖCALAN’IN TALEBİ ÜZERİNE SONLANDIRMIŞLARDI

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı 2016 yılında süresiz-dönüşümsüz açlık grevine giren Şengal Diaspora Meclisi üyesi Êzidîler, o dönemde Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan’la yaptığı görüşmedeki talebi üzerine eylemlerini 21’inci gününde sonlandırmışlardı.

Ağustos 2016’da başlayan ve Eylül ayında sonlandırılan eyleme Êzidî halkının katılımının önemine vurgu yapan Şengal Diaspora Meclisi Eşbşkanı Fikret İgrek, Öcalan’ın Êzidî Kürtler dahil Ortadoğu’da ezilen tüm halklar için rolüne dikkat çekti.

Öcalan’a uygulanan tecrit nedeniyle o dönemde AKP tarafından sona erdirilen çözüm sürecinin yeniden canlandırılması amacıyla açlık grevine gittiklerini hatırlatan İgrek, Ortadoğu’da sorunlara çözümün ancak Öcalan’ın rolünü oynamasıyla mümkün olacağının bilinciyle hareket ettiklerini söyledi.

‘İLK KEZ ÖZGÜRLEŞME FIRSATINI ÖCALAN’IN FELSEFESİYLE YAKALADIK’

Öcalan’ın ne avukatlarıyla ne ailesiyle görüşmesine izin verilmediğini kaydeden İgrek, eylemde kararlaşmaya gittikleri sürece ilişkin, “Şengal Diaspora Meclisi ve Êzidî toplumu olarak, tarihte Öcalan’ın felsefe ve ideolojisi çerçevesinde ilk kez bir özgürleşme fırsatı yakaladık. Êzidî toplumuna sahip çıkan, Sayın Öcalan’ın bu ideolojisiydi. Biz de AK’nin, CPT’nin tecride karşı sessiz kalan tutumunu protesto etmek için bir açlık grevine başlama kararı almıştı” dedi.

Greve başladıkları ilk haftada CPT ile bir görüşmelerinin gerçekleştiğini kaydeden Fikret İgrek, bu gerçeği sıkça dillendirdiklerini ve tecridin halkların iradesine karşı olduğunu vurguladıkları bilgisini paylaştı.

‘TECRİDE KARŞI DİRENİŞ ONUR MESELESİDİR’

Kasım ayında Leyla Güven’in öncülük ederek başlattığı, şu anda başta cezaevleri olmak üzere birçok yerde devam eden tecridi kırmaya yönelik açlık grevlerine de değinen Fikret İgrek, tecride karşı direnişin bir ‘onur meselesi’ olduğuna vurgu yaptı. En başta insani hakların gasp edilmesine karşı bir duruş olduğunu söyleyen İgrek, şöyle devam etti: “2016’dan sonra Sayın Öcalan’a yönelik daha da sert bir şekilde uygulanmaya başlandı. Dışarıyla bağı tümüyle koparıldı. Ne ailesi ne avukatları ne de CPT dahil dışarıdan başka kişilerle görüşmeleri olmadı. Hukuksal açıdan ciddi bir ihlaldir.”

‘HALKLARIN BİRLİKTE YAŞAMASINI SAĞLAYAN ÖCALAN’IN FELSEFESİDİR’

Tecridin uluslararası boyutuna dikkat çeken Şengal Diaspora Meclisi Eşbaşkanı Fikret İgrek, Öcalan’ın Êzidîler başta olmak üzere bölge ve dünya halkları ile inançları için önemini ise şu sözlerle ifade etti: “Bu aslında uluslararası komplonun devamıdır. Çünkü Sayın Öcalan’ın ideolojisi, felsefesi Kürdistan’ın sınırları dışına taşarak, Ortadoğu ve başta Latin Amerika ülkeleri olmak üzere takdir topluyor. Êzidîler başta olmak üzere halkların ve inançların kardeşçe yaşamasına yönelik bir projedir. Özellikle Şengal’de bunu gördük: Şengal’de Êzidî toplumunun örgütlenmesi, tanzim edilmesi ve artık bir iradeye sahip olması, bu ideoloji sayesinde gerçekleşmiştir.”

‘ERDOĞAN REJİMİNİN DİKTATÖRLÜK OLDUĞUNU BİLE BİLE ADIM ATMIYORLAR’

Êzidîlerin tecride karşı her türlü eylemde yerini alacağını ve ‘gereken her türlü fedakarlığı’ yapacağını vurgulayan Fikret İgrek, tüm yaşananlara rağmen Avrupa ülkelerinin sessiz tutumunu da “Bizler Türkiye rejimini çok iyi tanıyoruz. Ancak Kürt halkının dışında da tüm ülkeler Erdoğan rejiminin bir diktatörlük, faşizm olduğunu görüyorlar. Tecride karşı da herhangi bir olumlu adım atmıyorlar” sözleriyle eleştirdi.

‘ZİYARET DİRENİŞİ KIRMAYA YÖNELİK’

İgrek, 2016 yılında yaptıkları süresiz-dönüşümsüz açlık grevinin 20’inci gününde Türk devletinin Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan’la görüşmesine izin verdiğini ve benzeri bir durumun bugünkü eylemler sonrasında da gerçekleştiğini hatırlattı. Mehmet Öcalan’la çok kısa bir görüşme gerçekleştiğini vurgulayan İgrek, bunun açlık grevi direnişlerini kırma amaçlı bir taktik olduğunun altını çizdi.

İgrek, “Ancak Kürt halkı bu direnişi sürdürecek ve her gün alanlarda olmaya devam edecek. Tecrit kaldırılıncaya kadar bu direniş devam edecek. Diğer taraftan, CPT’nin, Avrupa Konseyi’nin halen sessiz olması, bu tecridin devam ettiğini gösteriyor. CPT ve AK harekete geçmeyene ve tecrit kaldırılmayıncaya kadar direniş sürecektir” diye konuştu.

‘KÜRT HALKI DİRENİŞİ SAHİPLENMELİ’

Tecride karşı süren açlık grevlerinin insanlık onurunu kurtarmaya dönük bir eylem olarak gördüklerini söyleyen Fikret İgrek, Kürt halkının da bu direnişe her alanda sahip çıkacağını vurguladı. İgrek, Êzidî Kürtlerin de bu direnişi sahiplenmek için harekete geçmesi çağrısı yaptı.