Britanya’da aralarında bir buçuk milyon üyeli en büyük sendikası Unite the Union ile 700 bin üyeli GMB sendikalarının bulunduğu Öcalan’a Özgürlük Sendikal Kampanyası (Freedom for Öcalan) PKK’nin 5-7 Mayıs tarihleri arasında düzenlediği 12’inci kongresine ilişkin bir deklarasyon yayınladı.
Freedom For Öcalan Kampnyası, , PKK’nin 12. Kongresi’nde aldığı silahlı mücadele yöntemine son verme ve örgütü feshetme kararları ile tarihi bir adım attığını belirterek, bu adımın uzun süredir devam eden Kürt-Türk çatışmasının sona ermesi açısından büyük önem taşıdığına vurgu yapıldı.
Türkiye ile Kürt temsilcileri arasındaki devam eden barış ve uzlaşı çabalarında yaşanan gelişmeleri memnuniyetle karşıladıklarını belirten Öcalan’a Özgürlük Kampanyası, PKK’nin 5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiği kongre sonuçlarının tarihi olduğunun altı çizdi.
PKK’nin 12 Mayıs’ta açıkladığı kongre kararları ile Önder Apo’nun tarihi çağrısına tam bağlılığını ilan ettiğine dikkat çekilen açıklamada, “Uzun süredir beklenen bu karar, onlarca yıldır süren Kürt-Türk çatışmasının sona ermesi yönünde çok önemli bir adımı temsil etmekte ve uluslararası düzeyde memnuniyetle karşılanmaktadır. Bizler de bu haberi umut ve iyimserlikle karşılıyor; Kürt halkının haklarını ilerleten, Türkiye’de ve daha geniş anlamda Ortadoğu’da demokratik dönüşümün zeminini oluşturan yeni bir barış girişimi için ihtiyaç duyulan ivmeyi yeniden canlandırabileceğine inanıyoruz” dedi.
BARIŞI TAAHHÜT ETMELİ
Abdullah Öcalan’ın başmüzakereci olarak muhatap alınmasını ve özgürlüğünü savundukları hatırlatılan açıklamada, ”Türkiye’yi, Abdullah Öcalan’ın ‘umut hakkı’ çerçevesinde serbest bırakılabilmesi için gerekli yasal ve siyasi koşulları oluşturmaya ve PKK’nin tarihi kararına samimi bir barış taahhüdüyle karşılık vermeye çağırıyoruz. Bu, kadın haklarına, ekolojik adalete ve ilerici temel ilkelere saygı duyan demokratik bir Türkiye inşa etmeyi de içermelidir” denildi.
Kampanya, sürecin ilerlemesi ve kalıcı barışın sağlanması için hem Türk devletine hem Birleşik Krallık ve hem de uluslararası topluma yönelik bir dizi somut talepte bulundu.
Talepler şöyle sıralandı:
*Abdullah Öcalan’a Özgürlük: Öcalan, barış görüşmelerinde merkezi rol oynamalıdır. Bunun için derhal serbest bırakılmalı ve güvenli koşullarda müzakere hakkı tanınmalıdır.
*Siyasi ve Hukuki Reformlar: Türkiye, kalıcı barış için gerekli yasal ve siyasal adımları atmalı, Meclis’i sürece dahil ederek partiler üstü destek inşa etmelidir.
*PKK Yasağının Gözden Geçirilmesi: Birleşik Krallık Hükümeti, PKK’nin silahsızlanma ve siyasi çözüm taahhüdünü tanıyarak örgütün terör listesinde yer almasını yeniden değerlendirmelidir. Mevcut yasak, Kürt toplumunun meşru mücadelesini kriminalize etmektedir.
*Birleşik Krallık’tan Kamuoyu Desteği: Hükümet, barış sürecine açık destek vermeli; diplomatik, parlamenter ve çok taraflı kanallarla Türkiye’yi yapıcı diyaloğa teşvik etmelidir.
*Uluslararası Katılım: ABD, Avrupa Konseyi ve diğer uluslararası aktörler, bu yeni barış sürecini resmen desteklemeli ve Türkiye’yi demokratik ilkelere bağlı kalmaya, çatışmaları durdurmaya ve kapsayıcı müzakerelere katılmaya çağırmalıdır.
Birleşik Krallık’ta Kürtlere Yönelik Baskılar Sona Ersin: İngiltere’deki Kürt topluluğuna yönelik baskı, kriminalizasyon ve sindirme politikalarına son verilmelidir.
‘UMUT VE İYİMSERLİK İÇİNDEYİZ’
Açıklamanın sonunda, Türkiye’nin bu sürece olumlu yanıt vermesi halinde sadece iç barışı değil, aynı zamanda kadın hakları, ekolojik adalet ve demokratik değerler temelinde yepyeni bir toplumsal yapının mümkün olabileceğini kaydetti.
“Umut ve iyimserlik içindeyiz” denilen bildiride, tüm taraflar samimi bir irade gösterdiği takdirde, kalıcı barışın artık ulaşılabilir olduğu vurgulandı.