İsveç Parlamentosu'ndan Kürtlerin fişlenmesine tepki-YENİLENDİ

İsveçli Sosyalist Milletveklili Amineh Kakabaveh, İsveç Güvenlik Polisi'nin Kürtlere dönük fişleme politikasına tepki gösterdi.

Sosyalist Milletveklili Amineh Kakabaveh, İsveç Parlamentosu'nun dünkü oturumunda daha önce verdiği önergenin tartışılması sırasında İsveç Güvenlik Polisi'nin (Säpo) Kürtlere yönelik fişlemele ve baskılara son vermesini istedi.

“Kürtler ve İsveç Güvenlik Polisi'nin pratik ve yönelimi” başlıklı önergede Kakabaveh, geçtiğimiz yılın 1 Mart'ında yürürlüğe giren ve terör örgütlerine uygulanacağı söylenen yasanın tartışmaya başlandığı andan itibaren eleştirilmeye başlandığını hatırlattı.

Suriye ve Irak'ta katliamlar gerçekleştiren DAİŞ çetelerine karşı çıkarıldığı iddia edilen yasanın Suriye ve Irak'ı teröristlerden özgürleştiren Kürtlere uygulanmasına tepki gösterildi. Kobanê ve Rojava'ya saldıran DAİŞ çetelerinin YPG ve YPJ saflarında savaşan Kürt kadın ve erkeklerin savaşımları sonucu yenilgiye uğratıldığına değinildi.

'KÜRTLER DAİŞ'E KARŞI SAVAŞTI, ERDOĞAN ROJAVA'YA SALDIRDI'

Kürtler DAİŞ çetelerine karşı savaşırken bölge ülkelerinin ne yaptıkları sorusuna cevap verilmesini isteyen Kakabaveh, Kürt güçlerinin müttefikleriyle birlikte DAİŞ çetelerini bozguna uğratmasından sonra Erdoğan rejiminin Efrîn ve Rojava'ya saldırmaya başladığını hatırlattı. Kürtlerin tüm baskı ve saldırılara rağmen Rojava'da 3 kanton oluşturmayı başardıklarını ve kendi kendilerini yönettiklerini söyledi.

Kakabaveh, DAİŞ'e karşı koalisyonun bir parçası olan İsveç'in Rojava ve Irak'ta DAİŞ çetelerine karşı savaşan Kürtlere destek vermesini önemsediğini belirtti.

Kürtlerin Rojava'da kamp ve cezaevinde tuttukları DAİŞ çeteleri arasında İsveç'ten gelenlerin de bulunduğunu hatırlatan Kakabeveh, İsveç Güvenlik Polisi'nin Kürtlere yönelik tutumunu “İsveç Güvenlik Polisi kimlerin demokrasinin düşmanı ve kimlerin dostu olduğunu ve kimlerin terörist olarak damgalanacağını ve onları nerede bulacağını bilmeli” diyerek eleştirdi.

İsveç Güvenlik Polisi'nin Kürtlere yönelik baskı ve saldırılarını somut örnekler vererek eleştiren Kakabaveh, İsveç'in Türkiye'ye özel bir uçakla gönderdiği 20'li yaşlarındaki Resul Özdemir'in işkenceden geçirildiğine ve hâlâ cezaevinde tutulduğuna dikkat çekti.

'İNSANLARI DÜŞÜNCELERİNDEN DOLAYI FİŞLEMENİN ZAMANI GEÇTİ'

DAİŞ çetelerine karşı savaşan örgütlere sanal medya hesaplarında yer verdikleri için Kürtlerin İsveç Güvenlik Polisi tarafından fişlendiklerini hatırlatan Kakabaveh, “Kürt olmak ve Facebook'ta düşüncelerini açıklamak bir Kürdün sınır dışı edilmesi için yeterli. İnsanların düşüncelerinden ötürü fişlenmenin zamanı geçti” dedi.

İsveç Güvenlik Polisi'nin “gizlilik” gerekçesine sığınarak Kürtleri neden fişlediğini açıklamamasına tepki gösteren Kakabaveh, “Gizliliğin arkasına sığınan güvenlik polisi İsveç için utanç verici. Teröre karşı mücadele Kürdistan ve diğer ülkelerde kökleri olan özgürlük savaşçıları ve namuslu göçmenlere karşı ayrımcılığa yol açmamalı” dedi.

Avrupa Birliği'nin uzun yıllar önce PKK ve PJAK gibi Kürt örgütlerini terör örgütleri listesine aldığını hatırlatan Kakabaveh, Türk devletinin terör listesini bahane ederek halkın seçilmiş temsilcilerini tutukladığına ve görevden aldığına dikkat çekti.

Hükümetin siyasi ilticacıları baskıcı hükümetlerin güvenlik güçlerine teslim edilmemesi için önlem almasını isteyen Kakabaveh, bakana PKK'ye vurulan terörist damgasının kaldırılması için ne yapmayı düşündüğü sorusunu yöneltti

'HDP'Yİ DESTEKLEMEK SUÇ OLARAK GÖSTERİLİYOR'

Kakabaveh, İsveç Güvenlik Polisi'nin iki küçük çocuk annesi Zozan Büyük'ü sorguya çekmesi sırasında HDP'yi desteklemenin suç olarak gösterildiğini gündeme getirdi. Polisin hangi Kürt derneğine üye olduğunu öğrenmek için Büyük'e baskı yaptığını belirtti.

Parlamentoyu yöneten Üçüncü Başkan Yardımcısının kişilerin özel durumlarının parlamentoda tartışılamayacağını hatırlatması üzerine Kakabaveh, Büyük'ün durumunun kişisel olmadığını ve en az 30 Kürdün değişik gerekçelerle fişlendiğini, haklarında sınır dışı edilme kararları alındığını ve bazılarının işe alınmadıklarını dile getirdi.

12 yıldan beri milletvekili olduğunu hatırlatan Kakabaveh, İsveçli parlamenterlerin kurumları eleştirilmelerini engelleme girişimiyle ilk kez karşılaştığını belirtikten sonra, “Biz tabii ki eleştirmeliyiz. Bu özel bir durum değil. 30 kişi zarar gördü. Bunlardan 9'unun dosyası yanımda. Bu insanlar bu ülkede doğdu ve iş aradı ama İsveç Güvenlik Polisi'nden dolayı işe alınmadılar” dedi.

Bakanın sınır dışı etme kararlarının mahkemeler tarafından alındığını öne sürerek sorumluluktan kurtulmaya çalıştığını söyleyen Kakabaveh, mahkemelerin haklarında sınır dışı etme kararı verdiği DAİŞ yanlısı 3 imamın sınır dışı edilmesinin hükümet tarafından engellendiğine dikkat çekti.

'TÜRKİYE'NİN YAPTIĞINI BURADA İSVEÇ GÜVENLİK POLİSİ YAPIYOR'

Türkiye'nin Kürtler, HDP ve diğer muhaliflere baskı yaparken İsveç'te Güvenlik Polisi Säpo'nun aynı baskıları İsveç'te yaşayan Kürtlere yaptığına dikkat çeken Kakabaveh, İsveç'in tutumuna “Etnik İsveçliler DAİŞ'i protesto gösterileri yaptı. Onlara ne diyeceğiz?  Säpo, İsveç'in de desteklediği milyonlarca kahraman kadın ve erkekleri de mi damgalayacak” diyerek tepki gösterdi.

DAİŞ'li 30 kadının çocuklarıyla birlikte Suriye'deki kamplardan Dışişlerinin yardımıyla İsveç'e geldiğini söyleyen Kakabaveh, “Ben bunların gerçek olmamasını dilerdim ama daha kötüsü Säpo Avrupa'da Türkiye ile iş birliği yapıyor. Resul'un durumu tam da böyle oldu. Bizim güvenlik polisi ve Türk polisinin destekleriyle sınır dışı edildi” dedi.

İsveçli Sosyalist Milletveklili Amineh Kakabaveh, Resul Özdemir'i Türkiye'ye teslim eden İsveç Güvenlik Polisi Säpo'yu Recep Tayyip Erdoğan'ın ayakçısına benzetti.