İsveçli vekiller: Türkiye yanlış yolda; direnenlere destek olmalı
AKP'nin kardeş partisi Moderat Parti Milletvekili ve AGİT (Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı) Delegasyonu Başkan Yardımcısı Cederfelt, Türkiye'nin yanlış yolda olduğunu belirtti.
AKP'nin kardeş partisi Moderat Parti Milletvekili ve AGİT (Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı) Delegasyonu Başkan Yardımcısı Cederfelt, Türkiye'nin yanlış yolda olduğunu belirtti.
İsveç'in başkenti Stockholm'de 'Türkiye nereye gidiyor?' temalı bir konferans düzenlendi. Uluslararası Af Örgütü'nün ev sahipliğini yaptığı konferansa örgüt bünyesinde yeni oluşturulan Türkiye Grubu'nun üyeleri ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri de katıldı. İsveç hükümetinin büyük ortağı Sosyal Demokrat İşçi Partisi Milletvekili ve Parlamento İnsan Hakları Grubu Başkanı Serkan Köse, hükümetin küçük ortağı Çevre Partisi Milletvekili Stefan Nilsson ve muhalefetteki Moderat (Muhafazakar) Parti Milletvekili Margerata Cederfelt de konuşmacı olarak konferansa katıldı.
CEDERFELT: OLUMLU BULAN KİMSE YOK
Erdoğan'ın AKP'yi kurduktan ve 2002 yılında yapılan genel seçimleri kazandıktan sonra demokrasi ve insan haklarını geliştirme sözünü verdiğini hatırlatan Cederfelt, “Benim partimin de aralarında bulunduğu pek çok parti ve kişi Erdoğan'a inanmıştı. Günümüzde yaşadıklarımız bunun böyle olmadığını gösterdi. Gelişmeler ürkütücü. Bugün Türkiye'deki gelişmeleri olumlu bulan tek bir parti ve kuruluşun olduğunu sanmıyorum” dedi.
Cederfelt'in sözleri bir zamanlar Dışişleri Bakanlığı görevini yürüten Moderat Partili Carl Bildt'in “Erdoğan'ın Türkiye'si doğru yolda” başlıklı makalesini hatırlattı. Onlarca gazeteci ve binlerce Kürt siyasetçinin cezaevinde tutuldukları bir dönemde Dagens Industri adlı ekonomi gazetesinde yayımlanan makalesinde Bildt'in AKP ve Erdoğan'dan övücü cümlelerle söz etmesi tepki ve eleştirilere neden olmuştu.
KÖSE: DİRENENLERİ DESTEKLEMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ
Sosyal Demokrat İşçi Partisi Milletvekili Serkan Köse, 1 Kasım 2015 tarihinde yapılan seçimlerin özgür bir ortamda yapılmadığını ve usulsüzlükler olduğunu, başkanlık sistemi kurmayı hedefleyen Erdoğan’ın Kürdistan’ın birçok yerleşim birimini yerle bir ettiğini, binlerce kişinin öldürüldüğünü ve halkı topraklarından sürüldüğünü söyledi.
Erdoğan’ın 15 Temmuz'daki darbe girişiminden sonra muhaliflere yönelik büyük bir saldırı başlattığını ve on binlerce kamu çalışanının işine son verdiğini söyleyen Köse, ordunun yüzde 30’unun, hukuk mekanizmasının çoğunluğunun Gülenci olduğu gerekçe gösterilerek tasfiye edilmesine rağmen darbenin arkasındaki gerçek gücün, siyasi ayağın ortaya çıkarılmadığına dikkat çekti.
'ERDOĞAN'A KARŞI BÜYÜK BİR MUHALEFET VAR'
Köse, Erdoğan’ın kendi partisine zarar vereceği için darbenin siyasi ayağının üzerine gitmediğini belirterek “Çünkü bunun içinde kendi bakanları ve milletvekilleri var. Bu yüzden darbenin siyasi ayağının ortaya çıkarılmasını isteyen sesleri susturmaya çalışıyor” dedi.
Aralarında HDP eş başkanlarının da bulunduğu 12 milletvekilinin cezaevlerinde tutulduğunu hatırlatan Köse, eşitsiz koşullarda yapılan referandumdan Erdoğan’ın istediği sonucu alamamasının ve halkın yarısının yeni Anayasa önerisine 'Hayır' oyu vermesinin umut verici olduğunu vurguladıktan sonra şunları kaydetti:
“Erdoğan referandumda yeni Anayasaya yüzde 60-70 civarında destek olmasını bekliyordu. Ama böyle olmadı. Sonuçlar Erdoğan’a karşı olan büyük bir muhalefetin olduğunu gösterdi. Ülkedeki askeri, milliyetçi ve karanlık gidişe karşı ilerici ve direnen güçler var. Değişimi isteyen pek çok insan var... Türkiye’deki gelişmeleri yakından izliyoruz ve izlemeye devam edeceğiz. Türkiye ve Kürdistan’da direnen ve gelecek için umut veren güçleri desteklemeyi sürdüreceğiz. En azından ben İsveç Parlamentosu’nun bir üyesi olarak desteğimi sürdüreceğim.”
YEŞİLLER: ERDOĞAN DİKTATÖR GİBİ DAVRANIYOR
Hükümet ortağı Çevre Partisi Yeşiller Milletvekili Stefan Nilsson, 12 Eylül 1980 tarihinde gerçekleşen askeri darbeden beri Türkiye’deki gelişmeleri yakından izlediğini ve son yıllardaki gelişmeleri oldukça kaygı bulduğunu söyledikten sonra Erdoğan ve AKP hakkında şu değerlendirmeleri yaptı.
“Erdoğan bir diktatör gibi davranıyor. OHAL'in ilan edilmesinden sonra çıkardığı Kanun Hükmündeki Kararnamelerin çoğu Anayasa ve uluslararası yasalara aykırı. Bunlar Türkiye’nin altına imza atarak uymayı taahhüt ettiği sözleşmelerle çelişiyor. Yüz binlerce insan muhalif ya da Gülen Hareketi’yle ilişkisi olduğu gerekçesiyle işten atıldı. 50 bin kişi adil bir yargılama yapılmadan tutuklandı...Türkiye gazetecileri tutuklamada dünya lideri. Pek çok muhalif medya kuruluşu kapatıldı.”
Nilsson, İsveç'in Türkiye’deki olumsuz gelişmelerden derin kaygı duyduğunu belirterek, “Biz, Avrupa Birliği’nin kötü gidişata karşı hukuk devletinin ilkelerinin uygulanması için devreye girmesini istedik. Bu kolay değil. Kararlı bir çaba göstermesini gerektiriyor. İsveç, ayrıca sivil toplum ve medya kuruluşlarına destek veriyor. Daha fazla destek vermemiz gerekir” dedi.