ADHK, Devrimci Parti ve AvEG-Kon: 3 Mart’taki eylemlere katılalım

ADHK, Devrimci Parti ve AvEG-Kon, 3 Mart’ta Almanya’nın başkenti Berlin’de yapılacak Efrîn direnişini sahiplenme yürüyüş ve mitingine katılım çağrısında bulundu.

Yazılı birer açıklama yapan Avrupa Demokratik Haklar konfederasyonu (ADHK), Devrimci Parti-Avrupa ve Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu (AvEG-Kon) yarın Berlin’de yapılacak eyleme katılım çağrısı yaptı.

ADHK: 3 MART’TA AVRUPA SOKAKLARINDA EFRİN DİRENİŞİNİ SAHİPLENELİM

“ADHK (01-03-2018) tarihi geçmişi halklarımıza karşı işlediği katliam ve soykırımlardan ibaret olan faşist Türk devleti; 20 Ocak 2018 tarihinde, ülkede uyguladığı şiddet, zülüm ve katliam politikalarını, sınırlarının da dışına taşıyarak, Efrîn’de yaşayan halklara kaşı, tüm insanlık değerlerini hiçe sayıp ayaklar altına alarak, ağır insanlık ve savaş suçu işlemeye ve katliamlarına devem etmektedir.

Bu ağır insanlık ve savaş suçu karşısında, tüm emperyalist-kapitalist devletler (bazıları açık destek vererek) üç maymunları oynayarak faşist Türk devletinin suç ortaklığını yapmaktadırlar.

Bugün Türkiye-Kuzey Kürdistan coğrafyasında ağır faşizm koşullarında; işçilere, emekçilere, ilerici, devrimci, sosyalistlere ve başta da Kürt ulusuna karşı kan kusturanlar, ülkeyi adeta yarı-açık cezaevine çevirenler, cezaevlerinde her türlü zulmü ve tek tip dayatmasında bulunarak politik tutsakları ve tüm toplumu teslim almaya çalışanlara karşı ve bugün Efrîn’de ağır bombardıman ve şeriatçı çeteleriyle giriştikleri katliamlara karşı dur demek, tüm bu ağır saldırılara rağmen 41 gündür tarihi bir direniş sergileyen Efrîn halkını ve direnişini sahiplenmek için, başta ADHK, federasyonlarımız, tüm üye ve taraftarlarımızı ve halkımızı 3 Mart’ta sokaklara çıkmaya çağırıyoruz.”

DEVRİMCİ PARTİ: SAVAŞA, KATLİAMLARA KARŞI GÜCÜNÜ GÖSTER

“Emperyalistler, siyonistler ve sömürgeciler yeni Ortadoğu haritasını çizmek için Irak’ın işgalinden beri on beş yıldır bölgede aralıksız savaş yürütüyorlar, savaş kışkırtıyorlar. Emperyalistlerin doğrudan kendi orduları ya da DAİŞ, Nusra gibi yarattıkları çeteler eliyle Irak’ta ve Suriye’de yürüttükleri savaşlarda artık insan ölümleri üzerine istatistik tutulmuyor. Gene de bir milyon ölüm ve üç milyon göçmen hemen bu savaşlarla ilgili veri olarak ileri sürülebiliyor.

Amerikan emperyalistleri ve İsrail siyonistleri bu kez AKP iktidarı eliyle Türk sömürgeciliğini ve ÖSO çetelerini barış içindeki Kürt kantonu Efrîn üzerine saldılar. Dinci gerici ve Türk sömürgeci Erdoğan ÖSO çetelerine ‘milli güç’ derken, bu çetelerin bir kısmı Suriye’nin güneyinde İsrail’le birlikte saha tutmaya çalışıyor. Amerika bölgede kurduğu üslerinde, örneğin Al Tanf’ta bu çeteleri eğitiyor.

Türk ordusu ve gerici çeteler Efrîn’de Kürt özgürlükçülüğünün direnişini kırabilmek için sivil, kadın, çocuk demeden katliamlarını yaygınlaştırıyor. Sivillere gıda yardımı ulaştıran konvoyları pervasızca vuruyor.

Türk sömürgeciliği ve gerici çeteler saldırganlıklarındaki bu pervasızlığı başta Almanya olmak üzere Avrupalı emperyalistlerin sessizliğinde ve Rusya, İran gibi bölge ülkelerinin etkisizliğinde buluyorlar.

Emperyalistlerin, siyonistlerin ve sömürgecilerin halk düşmanlığına ve halk katliamlarına karşı bir tek samimi ve gerçek muhalefet cephesi vardır, o da bütün ülkelerden işçi ve emekçilerin, demokrat ve ilerici insanlığın cephesidir. Ancak bu cephe güçlü muhalefetiyle emperyalistlerin, Siyonistlerin ve sömürgecilerin sivil halk ve çocuklar üzerindeki katliamcı politikalarına dur diyebilir.

Bu cephe giderek örgütleniyor, mücadeleye yöneliyor. Avrupalı işçi örgütleri, devrimci ve demokrat kurumları, parlamenterleri ve aydınları AKP-Erdoğan yönetimindeki Türk sömürgeciliğine ve gerici çetelere karşı Efrîn’le dayanışmayı geliştiriyor.

3 Mart’ta Avrupa’nın birçok ülkesinde emekçiler, ilerici, demokrat ve devrimciler Türk sömürgeciliğine, gerici çetelere, emperyalizme ve siyonizme karşı Efrîn’le dayanışmak üzere sokağa çıkıyor.

3 Mart’ta Almanya’nın emekçileri, ilerici, demokrat ve devrimcileri Efrîn’le dayanışmak üzere Berlin’de sokağa çıkıyor.

Halklarımızı Savaşa, sivil halkın ve çocukların katledilmesine karşı 3 Mart’ta başta Berlin olmak üzere Avrupa’da yapılacak eylemlere çağırıyoruz…”

AvEG-Kon: ÖLÜM KARŞISINDA YAŞAMI SAVUNMAK İNSANLIK GÖREVİDİR

“20 Ocak 2018 tarihinde Türk devleti kendi sınırları içinde halklara dayattığı şiddet ve zulüm politikasını sınırlarının dışına taşıyarak Efrîn de barış içinde yaşayan halkların yaşam hakkını, kültürel ve tarihi mirasını yok etmeye başlamıştır. Uluslararası hukuku çiğneyen Türk devleti bugüne kadar onlarca çocuk, kadın ve sivil halkın ölümüne yol açarak, sistematik olarak savaş suçu işlemektedir.

Başta Rusya olmak üzere emperyalist devletler Türk devletinin Efrîn işgal saldırısında bu kirli ve kanlı savaş oyununun bir parçası oldular. Halklarımızı savaş batağına çekmek için her türlü yolu deneyen faşist AKP, emekçi Türk halkını milliyetçilikle zehirlemiş olmanın rahatlığıyla hareket ediyor. DAİŞ, El Nusra ve daha birçok katliamcı çeteyi Türk ordusuna yedekleyerek Efrîn’de yürüttüğü kirli savaş, emekçi halklarımızın savaşı değildir. Bu savaş, Saray diktatörlüğünün halklarımıza karşı savaşıdır.

Başta Alman devleti olmak üzere, sömürgeci işgal savaşını görmezden gelen uluslararası kurumlar ve devletler, Türk devletinin işlediği savaş suçlarına açıktan ortak olmuşlardır. Uluslararası kurumların ve devletlerin bu kirli ortaklığı karşısında dünya halkları Efrîn halkını ve direnişini sahiplenerek, dayanışmayı büyütüyor.

İngiltere’de en büyük işçi sendikalarının ve birçok İngiliz örgütünün işgale karşı tutum alması Fransa’nın en büyük işçi sendikasının da aralarında bulunduğu birçok Fransız kurumun 24 Şubat’ta Paris’te Efrîn’le dayanışma eylemi, 3 Mart’ta Berlin’de onlarca Alman kurum ve şahsiyetin öncülüğünde düzenlenecek olan Türk devletinin işgal savaşına karşı büyük buluşma, Avrupalı yerli emekçilerin Efrîn halkıyla dayanışma örneklerindendir.

Efrîn’de çocuk, kadın, sivil halkın katledilmesine izin vermemek ve yok edilen tarihi, kültürel mirasa sahip çıkmak için, 3 Mart’ta Avrupa ülkelerinde düzenlenecek olan yürüyüş, miting ve eylemlere bütün gücümüzle katılalım.”