Almanya’da ‘Bijî Serok Apo’ davası

Almanya’nın Braunschweig kentinde 2017 yılında Öcalan’a özgürlük talebiyle yapılan eyleme ilişkin açılan davanın duruşmaları başladı.

NAV-DEM Eşbaşkanı Tahir Köçer’in yargılandığı davanın duruşmaları 18 Mart günü Braunschweig yerel mahkemesinde başladı. Tahir Köçer ve avukatı Dündar Kelloğlu duruşmada hazır bulundu.

20 Ekim 2017’de Braunschweig, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a özgürlük talebiyle düzenlenen yürüyüş ve mitingde, yasaklı olduğu iddia edilen fotoğraflar ve sloganlar nedeniyle dava açılmıştı. Sözkonusu eylemde polis bayrakların indirilmesini isteyerek müdahale tehdidinde bulunmuştu. Ancak eylemciler, polisin dayatmalarını kabul etmeyerek, bayrakları indirmeyi reddetmişti.

Aynı eylemde bir konuşma yapan Köçer, “Öcalan sağlığına kavuşana kadar biz eylemlere devam edeceğiz. Bizim eylemlerimiz güçlü olunca, devletlerin ve polislerin renkleri de bu şekilde olacak. Eğer biz bugün 20 bin kişi ile Başbakan’ın bayrağı ile burada olsaydık, yine bize saldırırlardı. Fakat biz bugün yaklaşık 500-600 kişi buradayız ve flamaları kabul ettirdik ve savunduk” ifadelerini kullanmıştı.

Duruşmaya seyirci olarak katılan Kuzey Almanya Demokratik Kürdistanlılar Federasyonu yürütme üyesi Letif Karakaş, mahkemenin bekleme salonunda yaptığı açıklamada, “Alman hükümeti bilerek aktivist ve halk hizmetinde bulunan arkadaşlarımızı mahkemelik ediyor ve korkutmak için mektup gönderiyorlar. Bizim davamızdan vazgeçmemizi istiyorlar, fakat bu davamız kendimiz için değildir, biz halkımızın hizmetini yapıyoruz ve hakkımızı arıyoruz” dedi.

Şehit Meryem Kadın Komünü Hildesheim üyesi Xeco Donma da duruşma başlamadan önce yaptığı açıklamada, “Alman hükümetini kınıyorum. Tahir Köçer’in hiçbir suçu yoktur. Kendi sembollerimizi ve renklerimizi taşıdığımız için Tahir Köçer’i mahkum etmek istiyorlar” diye tepki gösterdi.

Duruşma salonunda hakim, Köçer’in daha önceki ifadesini kabul etmeyerek, yeniden bir ifade bekledi. Tahir Köçer’in avukatı Dündar Kelloğlu, olayı detaylı bir şekilde anlattıktan sonra hiçbir suç unsuru olmadığını belirtti.

Daha sonra hakim Köçer’e soru yöneltmek istedi ancak Köçer yanıtlamayı reddetti. Hakim bu kez, tanık Alman polis komiseri Ben Mensour’u salona çağırdı. Tanık polis, ellerine üç görüntü geçtiğini ve buna göre davacı olduklarını belirtti. Polisin tanıklığı ardından avukat Kelloğlu, sorular yöneltti. Polis, görüntülerdeki konuşmaları anlamadığını ve yanında tercüman bulundurmadığını kabul ederken, atılan sloganlardan PKK eylemi olduğuna karar verdiklerini söyledi.

YPG ve YPJ’nin Almanya’da yasak olmadığını da kabul eden polis komiseri, buna rağmen PKK’nin YPG ve YPJ adı altında varlığını sürdürdüğü, Suriye’de de insanların “Bijî Serok Apo” sloganı attığı gerekçesine sığındı.

Başsavcı, polis komiserinin tanıklığını yeterli görerek, Köçer’in eylemcilere Öcalan lehine slogan attırdığı, yasaklı bayrakların indirilmemesi için çaba harcadığı sonucuna vardı. Ancak avukat Kelloğlu itiraz ederek, görüntülerin Kürtçeyi bilen bir kişi tarafından tercüme edilmesini istedi. Avukat, tanık polisin ifadesinin yeterli olmadığı, tutarlı ifadeler kullanmadığını söyledi.

Hakim, bir sonraki duruşmayı 26 Mart tarihine erteledi.

Duruşma ardından bir açıklama yapan Kuzey Almanya Demokratik Kürdistanlılar Federasyonu yürütme üyesi Letif Karakaş, başsavcının hukuksuz bir şekilde Köçer’i cezalandırmak istediği tepkisinde bulundu. Karakaş, “Hiç bir arkadaşımızın bu şekilde cezalandırılmasına boyun eğmeyeceğiz” dedi.

Tahir Köçer ise şimdiye kadar üç duruşma yapıldığını ancak halen de içinden çıkılamadığını belirterek, “Bize verilecek en küçük cezayı bile kabul etmeyeceğiz. Kanunda böyle bir şey yok” dedi. Semboller gerekçe gösterilerek hiçbir cezayı kabul etmeyeceklerini ifade eden Köçer, “Sonuna kadar direneceğiz” diye belirtti.