Almanya’dan Kürt siyasetçi Öcalan için tutuklama kararı

Alman Federal Başsavcılığın talebiyle önceki gün Heilbronn kentinde göz altına alınan Kürt siyasetçi Abdullah Öcalan hakkında tutuklama kararı verildi.

Geçtiğimiz hafta Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun başkent Berlin’de yaptığı temaslar ve görüşmelerin ardından Alman devleti Kürtlere yönelik baskılarını artırdı. Cuma gün Nürnberg’de bulunan Medya Halk Evi ve Makbule Kartal'ın evinin ardından önceki gün de Heilbronn kentinde Kürdistan Topluluklar Federasyonu (FCK-BW-BAYERN) Eşbaşkanı Sait Öztürk’ün evine polis tarafından basılmıştı.

Öztürk’ün evinden çıkarken yere yatırılıp darp edilerek gözaltına alınan Kürt siyasetçi Abdullah Öcalan hakkında ise merkezi Karlsruhe’deki Federal Başsavcılığın iki yıldır soruşturma yürüttüğü ortaya çıktı. Öcalan hakkında 2019 yılında açılan soruşturmaya ilişkin açıklama yapan Federal Başsavcılık, Kürt siyasetçinin bugün çıkartılan nöbetçi mahkemenin ardından tutuklandığını bildirdi.

AÇLIK GREVİ DİRENİŞÇİLERİNDENDİ

129b maddesinin gereğince açılan soruşturmada “Yabancı terör örgütü” üyesi olduğu iddia edilen Öcalan’ın PKK’nin Almanya’da güneyinde yer alan birçok kenti kapsayan “bölge sorumlusu” olduğu ve PKK adına çalışmalar yürüttüğü öne sürüldü. 1993 yılında İçişleri Bakanlığı’nın kararıyla PKK’nin Almanya’daki faaliyetlerinin yasaklanmasına rağmen, şu ana kadar çok sayıda Kürt siyasetçi ve aktivist PKK adına çalışmalar yürütmekle suçlandı.

Uzun yıllardır sürgünde yaşayan Abdullah Öcalan ise 2007 yılında Türk devletinin İmralı adasında esir tuttuğu Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın zehirleme girişimi ardından Strasbuorg’da gerçekleşen açlık grevi eylemcilerinden biriydi. 39 gün süren açlık grevine Öcalan ile birlikte 18 Kürt siyasetçi ve aktivist katılmıştı.

KÜRT ÖZGÜRLÜK HAREKETİNE DAYATILAN 129B

11 Eylül 2001’deki saldırıların ardından “anti terör yasası” olarak çıkartılan ve “129b” olarak adlandırılan yasa El Kaide üyelerinin Almanya’da yakalanıp yargılanmasını kolaylaştırmak için çıkartılmıştı. Ancak yasa “yabancı terör örgütlerini kapıyor” şeklinde ifade edilmiş ve zamanla başta Kürdistan Özgürlük Mücadelesi, Türkiyeli, Filistinli ve Tamilli devrimciler olmak üzere diğer sol/sosyalist hareketlere karşı da devreye konulmuştu.

2010 yılında Adalet Bakanlığı’nın talimatıyla PKK’nin “129b” kapsamına alınmasının ardından Kürtlere yönelik soruşturmalar rahatça ve hiçbir delile dayandırılmadan peş peşe açıldı. Ardından Almanya’nın sığınma talebini kabul ettiği yirmiye yakın Kürt siyasetçi ve aktiviste “terörist” muamelesi yaparak hapis cezalarına çarpıtırdı.

Almanya’da Kürtlerin hukuk sorunlarına yardımcı olmak için kurulan Azadî Hukuki Bürosu, hali hazırda açılan siyasi soruşturma ve davalardan dolayı toplam 11 Kürt aktivist/siyasetçinin tutuklu veya hükümlü olduğunu bildirmişti. Açıklamada Kürt siyasetçi ve aktivistlerin adeta kopya edilerek hazırlanan iddianamelerle yargılandıklarına dikkat çekilmişti.