‘Almanya Türkiye’ye silah satıyor, yasak ithal ediyor’

Sol Parti milletvekili Helin Evrim Sommer, Mezopotamya Yayınevi ve Mir Müzik’ün İçişleri Bakanlığı tarafından yasaklanmasını kınadı. Sommer “Almanya Türkiye’ye silah ihraç ediyor, Türkiye’den de yasak ithal ediyor” tepkisini gösterdi.

İçişleri Bakanı Horst Seehofer’in talimatıyla Kürtlerin ülkedeki iki önemli kurumu olan Mezopotamya Yayınevi ve Mir Müzik önceki gün yasaklanmıştı. Her iki kurumun kapılara mühür vurulan ve her türlü faaliyetlerinin yasaklanmasına siyasetçilerin tepkileri sürüyor.

Konuya ilişkin yazılı açıklama yapan Sol Parti milletvekili Helin Evrim Sommer de iki Kürt kurumunun yasaklanmasını kınadı. Alman devletinin her seçim öncesi Türkiye yönetimine Kürtler ve insan hakları ihlalleri üzerinden destekte bulunduğuna dikkat çeken Sommer “Son uygulamalar artık bunun Almanya’nın bir dış politikası haline getirdiğini gösteriyor” diye konuştu.

‘YASAK MAZLUM BİR HALKA KARŞI DÜŞMANCA BİR TAVIR’

Mezopotamya Yayınevi ve Mir Müzik şirketinin İçişleri Bakanlığı’nın kararıyla kapatılması bunun yeni bir göstergesi olduğunu belirten Sommer, Seehofer’in Türk İçişleri Bakanı Süleyman Soylu gibi aynı dili kullanmasına da tepki gösterdi. Sol Partili politikacının açıklaması devamla şöyle:

“Almanya ve Türkiye içişleri bakanlarının kullandıkları dilin neredeyse birebir örtüşmesi, bu konuda bir eşgüdümün de belirtisi olmaktadır. Bir yayınevinin ve müzik ajansının kapatılması, bir yönüyle, kısıtlı imkanlarla kendi varlıklarını sürdürmeye çalışan mazlum bir halka karşı düşmanca bir tavrı ifade ederken; diğer yönüyle de tarihinde ‘kitap yakma’ gibi kara bir leke taşımaktan yeterince ders alınmadığını göstermektedir.

Anti-demokratik yöntemlerini, Türkiye'de İslami giysi altında günlük rutin uygulamalara dönüştüren Erdoğan rejimine verilen bu destek sadece ticari çıkarlarla izah edilemez; burada bir zihniyet uyumundan da söz etmek gerekir. Bu zihniyetin Almanya'da da özgürlükleri temsil edemeyeceği, özgürlük düşmanın yeni sağ akımlarla mücadele edemeyeceği açıktır. Bu nedenle Almanya'daki duyarlı tüm kesimlerin, duruma tepki göstermeleri sadece mazlum bir halkla dayanışma değil, kendi özgürlüklerine de sahip çıkma anlamı taşımaktadır.”