AP: Türkiye karşısında söz değil, eylem zamanı

Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu’nda, rehin alınan HDP’li seçilmişler başta olmak üzere Türkiye’deki insan hakları durumu tartışıldı.

Bu Perşembe günü parlamentoda yapılan tartışmalar, “Türkiye'de başta Selahattin Demirtaş ve diğer düşünce mahkumları olmak üzere insan haklarının durumu” başlığı altında yapıldı.  

Toplantıda tüm siyasi gruplardan milletvekili ve temsilciler ile Eşitlik Komiseri Helena Dalli konuştu.

Oturumum ardından gün içinde “Selahattin Demirtaş ve diğer düşünce mahkumları davası başta olmak üzere Türkiye'deki insan hakları durumuna ilişkin” Avrupa Parlamentosunun karar tasarısı oylanacak. Tasarıda, Demirtaş ve diğer tutsakların serbest bırakılması, AİHM kararlarına, temel haklara ve uluslararası hukuka uyulması, baskılara son verilmesi isteniyor.

Oturumda yapılan konuşmalarda da Demirtaş ve diğer tutsakların durumu ile Türkiye’deki genel insan hakları durumuna dikkat çekilerek, artık söze değil, eyleme ihtiyaç olduğu belirtildi. Konuşmacıların çoğu Türkiye’ye karşı yaptırım uygulanmasını istedi.

SERT TEPKİYE İHTİYAÇ VAR

İlk konuşmayı yapan GUE/NGL’den Miguel URBÁN CRESPO, AİHM’in kararına rağmen Demirtaş’ın “tutuklu kalmaya” devam ettiğini belirterek, “Öyle görünüyor ki, AKP durdurulmadan tutuklamalar durmayacak” dedi.

Crespo, “Sıkı tepkilere ihtiyaç var (…) Tüm siyasi tutukluların bırakılmasını dayatmak gerekiyor” dedi.

Aşırı sağcı Kimlik ve Demokrasi Grubu’ndan Thierry Mariani, özellikle Almanya’nın Türkiye ile ilişkilerine tepki göstererek, “Merkel’in Türkiye’nin diplomatik zaferini” sağladığı söyledi.

‘TÜRKİYE AVRUPA İÇİNBİR TEHLİKEDİR’

Mariani, “Türkiye Avrupa için bir tehlikedir. Almanya liderliğindeki AB, bizi Türkiye önünde teslim aldırdı” dedi.

Yeşiller Grubu’ndan Sergey Lagodinsky, “Demokrasi kahramanları için çok az şey yapıyoruz” ifadelerini kullandı.  Lagodinsky, “Bizim tutumumuz açıktır, Türkiye’nin geleceği Avrupa’dadır, normalleşmeye ihtiyaç var, bu normalleşme insan haklarına ve hukuk devletine saygıyı gerektiriyor. Türkiye’den beklediğimiz budur yoksa normalleşme gerçekleşemez” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE YENİ SAYFA AÇMAK İSTİYORSA NE YAPACAĞINI BİLİYOR!

Renew Europe Grubu’ndan Hilde Vautmans, “Selahattin Demirtaş, 4 yılı aşkın bir süredir cezaevinde. AİHM’in iki kararına rağmen bırakılmadı” diye hatırlattı.

Vautmans, “Bizim Türkiye’ye temel mesajımız, kararlarımızı hatırlayın, (…) eğer Avrupa ile yeni sayfa açmak istiyorsanız, ne yapacağınızı biliyorsunuz” diyerek, temel insan hakları ilkelerine saygıya çağırdı.

Sosyalist Demokratlar İlerici İttifakı Grubu’ndan Nacho Sanchez Amor, Demirtaş’ın durumunun önemli olduğunu kaydederek, uluslararası hukuka saygı duyulması ve Demirtaş’ın serbest bırakılmasını istedi.

ARTIK KONUŞMAKLA YETİNİLEMEZ

Hristiyan Demokrat Halk Partisi grubundan Peter van Dalen, Türkiye’de gazetecilere, muhaliflere ve dini azınlıklara yönelik baskılara dikkat çekerek, “Artık konuşmakla yetinemeyiz, eylemlere ihtiyacımız var (…) Rejime karşı sıkı yaptırımlar gerekiyor” ifadelerini kullandı.

 Halk Partisi grubu temsilcisi Tamislav Sokol, “Karşımızda AB’ye adaylık statüsüne uymayan bir ülke var” diyerek, özellikle Demirtaş’ın durumuna dikkat çekti. Sokol, Türkiye’nin AİHM kararlarına da uymadığını vurguladı.

TUTUKLU HDP’LİLER AB’NİN ÖNCELİĞİ OLMALI

Sosyalist Demokrat İlerici İttifakı Grubu’ndan Kati Piri, Demirtaş’ın dört yılı aşkın bir süredir tutuklu olduğunu hatırlatarak, “Suçu, sesi duyulmayanların sesi olmak” dedi. Piri, tutuklanan HDP’liler ve belediye başkanlarını hatırlatırken, bu durumun Avrupa Birliği’nin birinci önceliği olması gerektiğini kaydetti.

Renew Europe Grubu’ndan Ramona Strugariu, “daha ne zamana kadar Türkiye’deki yargının durumu karşısında sessiz kalınacağını” sorarak, temel insan haklarına saygı duyulduğundan ancak Türkiye ile diyaloga geçilebileceğini belirtti.

‘BATI DÜŞMANINI FİNANSE ETMEKTEN VAZGEÇİLMELİ’

Aşırı sağcı Kimlik ve Demokrasi Grubu’ndan Susanna Ceccardi, Türkiye’ye yapılan parasal yardımlara dikkat çekerek, “Batı’nın düşmanını finanse etmekten vazgeçmek gerekiyor” dedi. Ceccardi, “Bazı diktatörler diplomasi, insan hakları dilini anlamıyor (…) Türkiye hiçbir zaman Avrupa ülkesi olmadı, olmayacak” diye ekledi.

PKK LİSTEDEN ÇIKARILMALI

Yeşiller/Avrupa Özgür İttifak’ından François Alfonsi, Demirtaş gibi çok sayıda tutsağın durumuna işaret ederken, özellikle PKK’nin terörist örgütler listesinden çıkarılmasını istedi. Alfonsi, Belçika’da bu yönlü alınan mahkeme kararını da hatırlatarak, “Avrupa’nın böylece Türkiye’deki tüm demokratik muhalefete olumlu bir sinyal vermiş olacağını” kaydetti.  

Avrupa Muhafazakâr ve Reformist Grubu’ndan Angel Dzhambazki, Erdoğan’ın temel haklar ve demokrasiyi ayaklar altına aldığını söyleyerek, “Konuşmayı bırakıp, eyleme geçmek, yaptırım uygulamak gerekiyor” dedi.

MAAS, ANKARA İLE NE PAZARLIK YAPTI?

Solcu GUE/NGL’den Özlem Demirel, “Biz tutuklu değil, rehineyiz, amaç muhalefeti yok etmek” şeklindeki Demirtaş’ın sözlerini hatırlattı. Demirel, Alman Dışişleri Bakanı Heiko Maas’ın Türkiye ile neyin pazarlığını yaptığını sorarak, Almanya’nın Türkiye ile ilişkilerini eleştirdi. Demirel, serbest bırakılması gereken çok sayıda siyasi tutsak olduğunu ifade etti.

İtalya’dan sağcı 5 Yıldız hareketinden Fabio Massimo Castaldo, “Türkiye uluslararası çağrılara sağırdır, uluslararası hukuku küçümsüyor. Söz yeterli değil, yeni bir yaptırım enstrümanına ihtiyaç var” dedi. 

Muhafazkar Halk Partisi grubundan Stelios Kympouropoulos, Erdoğan kendisiyle aynı düşünmeyenleri ilk kez tutuklamadığını belirterek, onbinlerce kişinin hapsedildiğini söyledi.

Kympouropoulos, “Türkiye’de güçler ayrılığı yok, insan hakları ayaklar altına alınıyor” dedi.

‘KÜRDİSTAN’ YAZILI TİŞÖRTLE ÇIKTI

Sosyal Demokrat parlamenter Evin İncir, üzerinde “Kürdistan” yazan siyah bir tişörtle dikkat çekti.

İsveç’ten İncir, Demirtaş ile Türk devletinin bir halkın hakkını reddettiğine işaret ederek, Avrupa Birliği yetkililerden Demirtaş ve diğer siyasi tutsakların serbest bırakılması için çağrıda bulunmasını istedi. İncir, “Aşk mektuplarının artık zamanı değil, eylem zamanı” dedi.

Renew Europe Grubu’ndan İrlandalı Barry Andrews, Türk devleti ile Türk halkı arasında ayrım yapmak gerektiğini savundu.

TÜRKİYE İSTİKRARSIZLIK FAKTÖRÜ

Aşırı sağcı Kimlik ve Demokrasi grubundan Almanyalı Bernhard Zimniok, kendilerinin de Almanya’da baskı gördüğünü savunurken, demokrasinin önce Avrupa’da başlaması gerektiğini söyledi.

Avrupa Muhafazakar ve Reformist Grup’tan Polonyalı Ryszard Czarnecki, “Türkiye bölgesinde bir istikrarsızlık faktörüdür” diyerek Irak ve Suriye’deki duruma işaret etti.

Hristiyan Demokrat Halk Partisi’nden İsabel Wiseler-Lima, “Türk makamları, bağlı olduğu AİHM’in kararlarını bile uygulamıyor” tepkisinde bulundu. Wiseler-Lima, “Eğer adaylık sürecini başlatmak istiyorsa, önce AİHM kararlarını uygulamalı ve Demirtaş’ı serbest bırakmalı” dedi.

DEMİRTAŞ, ERDOĞAN’IN REHİNESİ

Sosyalist Demokrat İlerici İttifakı’ndan Yunanistanlı Nikos Androulakis, Demirtaş’ın dört yıldan fazladır “Erdoğan’ın rehinesi” olduğunu belirtti. Androulakis, HDP’ye yönelik “acımasız” baskılarını hatırlattı.

Sosyalist Demokrat İlerici İttifakı’ndan Avusturyalı Andreas Schieder, “Demirtaş’ın koşulsuz ve derhal serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi.  Schieder, diğer siyasi tutsaklar, gazeteciler ve belediye başkanlarını da serbest bırakılmasını istedi.

‘İNSAN HAKLARI, İLİŞKİLERDE KÖŞE TAŞIDIR’

Eşitlik Komiseri Helena Dalli, “Avrupa Birliği, birçok kez bu ağır endişelerini iletti (…) Bir dizi özel talepte bulunduk. AİHM de kararları ile bu endişeleri doğruladı” dedi ve Demirtaş’ın, AİHS’in maddelerine aykırı olarak tutuklu olduğunu belirtti.

Dalli, belediye başkanları ve muhalif partilere yönelik baskıların da “endişe verici olarak kalmaya devam ettiğini” ifade ederken, “Türkiye hızlı bir şekilde temel haklar yönünde ilerlemeli, insan hakları iki taraf arasındaki ilişkiler için köşe taşıdır” dedi.