Almanya'nın başkenti Berlin'de Kürdistanlılar ve Alman dostları, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için Berlin Brandenburger Tor'da bir araya gelerek Başbakanlık binasına kadar yürüyüş gerçekleştirdi.
Eyleme Siyasetçi Faysal Sarıyıldız, Sibel Yiğitalp ve Die Linke Milletvekili Ferhat Koçak da katıldı.
Başbakanlık binası önünde Ferhat Koçak bir konuşma yaptıktan sonra hazırlanan basın metniyle talepler dile getirildi.
Açıklamada Önder Apo’nun 26 yılı aşkın bir süredir, dış dünyayla teması olmadan, kendini ifade etme imkânı olmadan, avukatlarına ve ailesi ile görüştürülmeden İmralı Hapishanesinde tam bir izolasyon içinde tutulduğu belirtilerek, “Bu tecrit sadece insanlık dışı değil, aynı zamanda hedefli bir siyasal baskıdır. Bu, onun fikirlerinden, adil, demokratik ve çoğulcu bir toplum vizyonundan duyduğu korkunun bir ifadesidir. Çünkü Öcalan bir tutsak değil, milliyetçiliğin, ataerkilliğin ve baskının ötesinde demokratik bir toplum modelinin öncüsüdür. 27 Şubat'ta tutukluyken Kürt sorununun barışçıl çözümü için tarihi bir çağrı yaptı. Bir kez daha savaşın sona ermesine ve Kürt sorununun çözümüne giden yolu çizdi. Bu çağrı aynı zamanda Kürtler için, Türkler için, Ortadoğu'daki ve dünyadaki tüm halklar için bir davet ve barışa ve demokrasiye açık bir bağlılıktır” denildi.
Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Bölgesi'nde bu toplumsal modelin, yıllardır en olumsuz koşullarda, her taraftan tehdit altında pratik olarak inşa edildiğine işaret edilen açıklamada, bunun demokratik özyönetime, toplumsal cinsiyet eşitliğine ve farklı nüfus grupları arasında barışçıl bir arada yaşamaya dayalı bir toplumun mümkün olduğunu gösterdiğinin altı çizildi. Açıklamada, “Orada Kürt Hareketi’nin ciddiyetini ve Abdullah Öcalan'ın fikirlerinin gücünü görüyoruz” ifadesi yer aldı.
Bu sürecin sadece askeri saldırılarla değil aynı zamanda Önder Apo’ya uygulanan tecridin devam etmesiyle de engellendiği belirtilerek, “(Önder Apo’nun) Serbest çalışma koşullarına ihtiyacı var. Siyasi çözüme aktif olarak katılma fırsatına ihtiyacı var. Onun sesi olmadan ne adalet ne de barış olur” denildi.
Açıklamada, Kürt Özgürlük Hareketi’nin de demokrasi, barış ve tüm halkların onurlu bir arada yaşaması konusunda ciddi olduğunu ortaya koyduğuna işaret edilerek, baskılara, suçlara ve tek taraflı ateşkeslere rağmen köprüler kurduğu, diyalog arayışında bulunduğu ve barışçıl bir arada yaşam için çalıştığı kaydedildi.
Açıklamada, Önder Apo’nun geliştirmek istediği süreç konusunda Almanya’nın özel bir sorumluluğu olduğuna dikkat çekilerek, şu ifadeler kullanıldı: “Alman hükümeti bu barış sürecini desteklemek istediğini defalarca dile getirdi. İşte bu nedenle bugün soruyoruz; bu vaatlerin ardından ne zaman eylem gelecek? Federal hükümet ne kadar süre geri durmayı planlıyor? Diyalogda baskıyı deneyimliyoruz. Destek yerine sessizlik görüyoruz. Bu konuda Almanya'nın özel bir sorumluluğu bulunmaktadır. Sadece burada milyonlarca Kürt yaşadığı için değil, aynı zamanda Kürt sorununun siyasi çözümüne yönelik gerçek bir destek, tüm bölgede gerginliğin azaltılmasına katkıda bulunabilir. Eğer gerçekten barış istiyorsanız, barışı talep etmelisiniz!”
Açıklamanın devamında şu talepler dile getirildi:
“1. Abdullah Öcalan’ın derhal serbest bırakılması – gerçek bir diyalog sürecine doğru ilk adım!
2. Siyasi çözüm sürecine yönelik uluslararası baskı ve destek (özellikle Federal Hükümet'ten)!
3. Ve Almanya'daki Kürt aktivistlerin kriminalize edilmesine son verilmesi.”
Açıklamanın sonunda “Abdullah Öcalan tecritte olduğu, Kürt Özgürlük Hareketi kriminalize edildiği ve adalet ve barış engellendiği sürece sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz” vurgusu yer aldı.
Açıklamanın ardından kitle, “Bîjî Serok Apo”, “Freiheit für Öcalan" sloganlarıyla eylemlerini sonlandırdı.