Berlin’de düzenlenen bir etkinlikle, PKK’nin efsanevi komutan Mahsum Korkmaz (Egîd) şahsında Kürdistan devrim mücadelesinde hayatını kaybedenler anıldı.

Berlin NAVDEM merkezinde yapılan anmaya Almanya’da, tecride karşı açlık grevindeki dört eylemci de katıldı. Farklı bölgelerde açlık grevine başlayan dört eylemci, bundan sonra eylemlerine Berlin’de devam edecek.

Anmaya, şehit aileleri, NAV-DEM ve DEST DAN Kadın Meclisi üyeleri katıldı. Cuma akşamı düzenlene ve saygı duruşuyla başlayan anma etkinliğinde konuşan NAV-DEM Eşbaşkanı Yeko Ardıl, “Şimdi yüzbinlerce Egîd yanı başımızdaysa bu Mahsum Korkmaz’ın asla ölmeyeceğinin ispatıdır” dedi.

Özgürlük mücadelesinde hayatını kaybeden Davut Özsular’ın (Navdar Serhat) babası İbrabim Özsular, “Şehitlerimizi anarken her zaman için bir yanımız gurur ve sevinç, bir yanımızda onların acısını hissederiz. Komutan Egit için de böyledir. Yitirdiğimiz bu büyük kahramanların acısını yaşarken onlar sayesinde başımız dik olarak da yaşıyoruz. Sonsuza kadar onlarla olacağımıza dair söz veriyoruz” dedi.

Şehit annesi Şemse Bilgin, “Konu şehitler olunca insan söyleyecek kelime bulamıyor. Canlarını feda etmiş kahramanların ardından ne söylenebilir ki, sadece onların gösterdiği yolda yürüyeceğimize ve de layık olacağımıza dair söz veriyoruz” ifadelerini kullandı.

Rojava’daki devrim mücadelesinde iki çocuğunu kaybeden Salih Haji, “Komutan Egid’i Rojava’da görme şansım oldu. Daha ilk geldiği günlerde bile tüm halk bu gencin tarihe damga vuracak bir kişiliğe sahip olduğunu anlamıştı. Ben de bu yolda iki evladını vermiş bir baba olarak gururluyum. Onlar sonsuza dek yolumuzu aydınlatıyor” diye konuştu.

Anmaya katılan gazeteci Cihan Özgür, ulusal kahramanlık haftasını şu ifadelerle değerlendirdi: “Ulusal Kahramanlık Haftası 1982’de PKK’nin kurucularından Mazlum Doğan ile başlayan ve ölümsüz komutan Egîd ile doruğa ulaşan, içinde binlerce şehidi de barındıran bir dönemi ifade ediyor. Önderliğin ‘hayalim ve yarım kalan projem’ dediği militan kişilik ve savaşan halk gerçekliğini de bu bağlamda ele almamız lazım. Militan kişilik Egîdlerin, Mazlumların, Fikri Baygeldilerin, Semaların ve son direniş sürecinde Uğur Şakar, Zülküf Gezen, Medya ve Zehraların şahsında en üst düzeyde gerçekleşmiştir. Diğer yandan kendini Apocu olarak adlandıran bir halk, ki şehitlerini an be an yüreğinde hisseden halktan bahsediyoruz.

Mehmet Tunçlar, Fatmalar ve Seveler şahsında da halklaşmanın ne kadar ileri aşamaya vardığı ispat edilmiştir. ‘PKK halktır halk burada’ şiarı da bu şekilde ete kemiğe bürünmektedir. Bu anlamda önderliğin ve şehitlerin yoğun çabalarıyla yaratılan militan kişilik ve savaşan halk gerçekliği bir gelenek olarak son açlık grevi direnişinde de gördüğümüz gibi Leylaların ve Aytenlerin şahsında devam etmektedir.”

Anmaya Kassel, Nürnberg ve Duisburg’dan gelen açlık grevi direnişçileri de katıldı. Sık sık duygusal anların yaşandığı anmada konuşan direnişçilerden Mele Mustafa Tuzak, “Tüm şehit ailelerini saygıyla selamlıyorum. Evet günümüzde milyonlarca Egîd var. Bir mezarı bile olmayan bu kahramanlar Kürdistan ve insanlık için umuda dönüşmüşlerdir. Bu gün bizimde Leyla ve Nasır hevaller öncülüğünde yürüttüğümüz önderliğimiz üzerindeki tecridin kalkmasını, faşizmin yıkılmasını hedefleyen eylemimiz de mayasını ve gücünü Çağdaş Kawa Mazlum Doğan’dan ve Komutan Egîdlerden almaktadır” dedi.

Kassel’den gelen direnişçi Ömer Bağdur, “Moralimiz son derece yüksek ve biz de Egitlerden aldığımız güçle kanımızın son damlasına kadar bu direnişi sürdüreceğimizi belirtiyoruz. Onlara layık olma çabamız sonsuz olacaktır. Hepimiz önder Apo’nun etrafında kenetlenmeye ve onun özgürlüğünü sağlayıncaya kadar direnmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Açlık grevi direnişçisi Şiyar Xelil, “Önderliğimiz felsefesi sayesinde insanlığa rehber oldu. Bizde insan olarak insanlığın düşmemesi ve ölmemesi için bu direnişe katıldık. Bu uğurda şahadet bizim için en büyük ödüldür. Komutan Egîd’in patlattığı ilk merminin ışığında direniyoruz. Bunun için daha fazla çaba ile önderliğimize sahip çıkmalıyız” ifadelerini kullandı.

Son olarak Cemal Kobani şunları ifade etti: “Ben de şehit kardeşi, şehit dayısı ve şehit amcası olarak karşınızdayım. Bizler Leyla ve Nasır yoldaşlarımız ölüme giderken seyirci kalamazdık. Bundan sonra da Berlin’ de siz değerli yurtseverlerle el ele, kol kola mücadele vermek için buradayız. Dost ve düşman herkes görmeli ve Alman hükümetinin tavrını da unutmayalım. Son etkinlikte önderlik posteri ve flamaların yanında zafer işaretini dahi Kürtlere yasaklamak istiyor. Kadınların parayla pazarlarda satıldığı bir sistemi yıkan PKK, YPG ve YPJ’dir. İnsanlığı bu beladan kurtaran önder Apo’nun felsefesidir. Bu nedenle önderlik üzerindeki tecrit insanım diyen herkesi ilgilendirmektedir. Sonuna kadar bu mücadele ile Egîdlere layık olmaya devam edeceğiz.”

Açlık grevi direnişçileri Almanya Federal Parlamentosu ve Başbakanlık arasında bulunan Paul-Löber-Allee 10559 bir karavana içinde eylemlerine devam edecekler.

Başta NAVDEM Berlin, DESTDAN Kadın Meclisi ve Berlin’de bulunan diğer Kürt kurumlarının yanı sıra Türkiyeli devrimci hareketler de direnişe destek olmaya çağırdı.

Bu amaçla bu Cumartesi 16.00’da aynı yerde kitlesel bir miting düzenlenecek.

MANNHEİM’DE TAZİYE

Öte yandan Almanya’nın Mannheim kentinde özgürlük mücadelesinde hayatını kaybeden Doğan Zınar için bir taziye verildi. Ludwishafen derneğinde verilen taziye, Pazar günü de sürecek.