‘Federal Savcılık, Efrîn soruşturması açabilir’

Türk devletinin Efrîn’deki suçlarına ilişkin Almanya’da Federal Savcılığa başvuran avukatlardan Patrick Kroker, yasa dışı gözaltı, tutuklama, zorla kaybetme ve işkenceye dikkat çekerek, soruşturma açılabileceğini söyledi.

Avukat Patrick Kroker, Efrîn’de insanlığa karşı suçlar işlendiğini belirterek, suç faillerinin yargılanması konusunda savcıların sessizliğini eleştirdi, uluslararası yargının Kürtlere yönelik suçlarda kör kaldığını söyledi. 

European Center for Constitutional and Human Rights (Avrupa Anayasal ve İnsan Hakları Merkezi -ECCHR) ve Syrians for Truth and Justice (Hakikat ve Adalet için Suriyeliler-STJ), Almanya Federal Savcılığına suç duyurusunda bulundu. ECCHR, Efrîn’de 2018’den uluslararası hukuka aykırı suçlar işlendiğini vurguluyor.

ECCHR’nin Uluslararası Suçlar ve Hesap Verebilirlik (International Crimes and Accountability) programında yer alan ve ECCHR'nin Suriye ile ilgili çalışmalarından sorumlu olan avukat Patrick Kroker, ANF’nin sorularını yanıtladı.

KÜRTLER YARGININ KÖR NOKTASI

Avukat Patrick Kroker, 2018'de "Zeytin Dalı" adı verilen işgal saldırısıyla birlikte Efrîn'de işlenen suçların faillerinin; ne Türk yetkilileri ne de bağlı çetelerin yargılanması için yasal bir başvuru yapılmadığını hatırlattı. Uluslararası savcıların bu zulüm karşısındaki sağır edici sessizliğinin, su duyurusunda bulunmalarının nedenlerinden olduğunu belirten Av. Kroker, “Bize göre Efrîn'de çoğunluğu Kürt olan nüfusa yönelik ihlaller, kesinlikle Suriye'de işlenen en ciddi suçlar arasında yer alıyor. Şimdiye kadar El Nusra ve DAİŞ gibi gruplara ve rejim yetkililerine yönelik soruşturmalar gördük ancak Suriye'nin kuzeyinde işlenen suçlar söz konusu olduğunda büyük bir boşluk var ve bu da soruşturmaların kör noktası. Bunun haksız ve aynı zamanda gerekçesiz olduğunu düşünüyoruz, çünkü insanlığa karşı suçlar işleniyor.”

SAVCININ SORUŞTURMA AÇMASINI UMUYORUZ

Alman makamların Avrupa'da Suriye ile ilgili "yapısal soruşturma" açan ilk makamlar olduğunu belirterek, Alman Federal Savcılığında devam eden ilk yapısal soruşturmanın, Eylül 2011'de başlatıldığını ve Esad rejimi tarafından işlenen suçları kapsadığını; ikincisinin ise Ağustos 2014'te açılıp Suriye'deki diğer tüm devlet dışı silahlı aktörleri kapsayan geniş soruşturma olduğunu hatırlatan Av. Kroker, şöyle devam etti: “Federal Savcılığa 18 Ocak'ta yaptığımız suç duyurusu ikinci yapısal soruşturmanın kapsamına giriyor. Bu, ilk adım. Ceza hukuku açısından soruşturma yapamayız. Suç duyurumuzla yaptığımız şey, kanıt sunmak ve soruşturma talep etmektir. Savcının bu delilleri kabul edeceğini, tanıkları sorgulamaya başlayacağını ve sunduğumuz tüm bilgileri analiz edeceğini umuyoruz.

TUTUKLAMA KARARI DA ÇIKARABİLİR

Özellikle El-Hamza Tugayı, Ahrar el-Şarkiye, Sultan Murad Tugayı ve Süleyman Şah Tugayı'ndan 6 failin ismini verdik. Dolayısıyla bu belirli kişiler hakkında soruşturma açabilirler. Bu kişiler aleyhinde yeterli delil bulmaları halinde, bu kişiler hakkında tutuklama kararı bile çıkarılabilir. Umudumuz bu yönde. Şüphelinin Almanya'da gıyabında yargılanması söz konusu olamaz ama uluslararası bir tutuklama emriyle Almanya ile adli yardımlaşma ve suçluların iadesi anlaşmaları olan ülkelere seyahat etseler bile en azından kolayca tutuklanabilirler.”

TÜRKİYE DESTEKLİ ÇETEBAŞILAR

Suç duyurusunda 2018'den beri Efrîn bölgesinde sistematik olarak zulüm işleyen ve yerel nüfusun yaygın bir şekilde yerinden edilmesine neden olan Türkiye destekli çetelerin liderlerine odaklandıklarını vurgulayan Av. Kroker, “Bu suçları Türkiye'nin desteği ve bilgisi dahilinde işliyorlar, ancak bu şikayetin merkezinde ‘milisler’ yer alıyor. Çünkü bu suçlar Suriye'nin Kürt bölgesinde işleniyor ve dolayısıyla bizim anlayışımıza göre, bildiğimiz üzere Suriye topraklarında işlenen uluslararası suçlarla ilgilenen ve halen devam etmekte olan Suriye yapısal soruşturmalarının da açık bir parçası” şeklinde konuştu.

KORKU VE TERÖR İKLİMİ

Avukat Patrick Kroker, başvurularında Kürt nüfusa ait binlerce ev ve tarım arazisinin sistematik olarak sürülmesi ve yağmalanması; yasa dışı tutuklama ve gözaltılara işaret ettiklerini belirterek, şunları ekledi: “İşkence, zorla kaybetme ve cinselleştirilmiş şiddete maruz kalıyorlar. ‘Milisler’ keyfi bir yönetim uygulayarak, Kürt nüfusun yerinden edilmeye devam etmesine yol açan bir korku ve terör iklimi yaratmıştır. 6 yıl önceki işgalle başlayan bu uluslararası suçlar, bugün de devam ediyor.