HDP’ye yönelik baskılar konusunda Belçika’nın tutumu ne?

Belçikalı Milletvekili Samuel Cogolati, HDP yönetici ve üyelerine yönelik tutuklamaları Belçika hükümetine sordu. Dışişleri Bakanı endişelerini ifade ederek, yakından takip ettiklerini belirtti.

Soru, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Sophie Wilmes’e soruldu. Cogolati, özellikle Kobanê Davası gerekçe gösterilerek, 25 Eylül’de 82 HDP’linin gözaltına alınmasını hatırlatarak, “2015 yılından beri 16 bin dolayında HDP üyesi gözaltına alındı, bunların 5 bini tutuklandı” dedi.

İnsan hakları örgütlerinin Türkiye’deki duruma ilişkin tespitlerine de yer veren Cogolati, şu soruları yöneltti:

-Belçika’nın HDP’lilere yönelik son tutuklamalar karşısındaki tutumu nedir?

-Belçika, Türkiye'yi 6-8 Ekim 2014'teki gösterilerin gerçeklerini araştırmak için bir sivil komisyon kurmaya teşvik etmeyi planlıyor mu?

Belçika, Türkiye'nin evrensel periyodik gözden geçirme tavsiyeleri ile İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Af Örgütü gibi STK'ların yürütme ve yargı arasındaki anayasal ayrıma ilişkin tavsiyelerini kabul etmesi için ne yapmayı planlıyor?

Belçikalı Bakan Sophie Wilmes bu sorulara verdiği yanıtta, HDP’ye yönelik baskı ve tutuklamalar, eski eş genel başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın tutukluluğunu hatırlatarak, “HDP'ye ve genel olarak siyasi muhalefete yönelik bu eylemler, Türkiye'deki terörle mücadele mevzuatının geniş tanımlarının ve eylem alanlarının Türk yargısı tarafından aktif olarak kullanılmasının sonucudur” dedi.

Wilmes, “Aynı zamanda Türkiye’deki insan hakları durumunda yaşanan kötüleşmeyi de yansıtıyor” diye eklerken, siyasi ve sivil haklar dahil insan hakları ve temel özgürlüklere ilişkin sorunların Dışişleri Bakanlığı ve Türkiye’deki diplomatik temsilcilikler tarafından yakından izlendiğini kaydetti.

Türkiye’deki Belçika ve Avrupalı ortaklarının diplomatik temsilcilerinin muhalefet partileri, insan hakları savunucuları ve avukatlarla düzenli temas halinde olduğunu belirten Wilmes, “Bu, üç yönlü bir amaca hizmet eder: onları teşvik etmek, ilk elden bilgi toplamak ve son olarak, Türk makamlarına ülkedeki insan hakları konusunda endişelendiğimizi bildirmek” ifadelerini kullandı.

Belçika’nın insan hakları ve özgürlüklere konusunda dile getirdiği endişeleri ve çeşitli uluslararası platformlarda bu yönlü çabalarına yer veren Wilmes, şunları belirtti:

“Önceki Evrensel Periyodik İnceleme ile ilgili olarak insan haklarının ve özgürlüklerinin bozulmasıyla ilgili endişelerimizi dile getirdik. Ülkeye, özellikle yargı bağımsızlığı, terörle mücadele yasasının kullanılması ve zorla evlendirme konularında gerekli tedbirleri alması önerildi.

Sizin de haklı olarak işaret ettiğiniz gibi Türkiye tavsiyeleri reddetti. Türklerin tavrından dolayı üzüntü duyuyorum, ancak bu durum beni bu konuları tekrar tekrar gündeme getirmekten alıkoymayacak. İnsan Hakları Konseyi'ndeki çalışmalar, bazı ülkelerde diğerlerinden daha hızlı ve kolay sonuçlara götüren devamlı bir süreçtir.

Belçika, Türkiye ile ikili ve Avrupa düzeyindeki ilişkilerimizin bir parçası olan bu konulara dikkat etmeye devam edecek.”