Önergede, özellikle Saitama Eyaleti'ndeki Warabi ve Kawaguchi kentlerinde yaşayan Kürt ve Alevi göçmenlerin sosyal medya üzerinden hedef gösterildiği, sınır dışı tehdidiyle karşı karşıya kaldığı ve güvenlik birimlerinin keyfi uygulamalarına maruz kaldıkları ifade edildi.
Öcalan, Türkiye’nin yalnızca vatandaşlık işlemleriyle sınırlı kalmaması gerektiğini vurgulayarak, devletin yurtdışındaki yurttaşların kültürel haklarını ve inanç özgürlüklerini koruma yükümlülüğü olduğunu hatırlattı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere atıf yapılan gerekçede, nefret söylemi ve ayrımcılığın insanlık suçu olduğuna dikkat çekildi.
Araştırma önergesi kapsamında özetle şu adımların atılması istendi:
* Japonya’nın Ankara Büyükelçiliği’nden resmi açıklama talep edilmesi,
* Türkiye’nin Tokyo Büyükelçiliği ve konsolosluklarının daha etkin bir şekilde çalışması,
* İkili diplomatik ilişkilerde bu konunun gündeme taşınması,
* TBMM’den bir heyetin Japonya’ya giderek sahada inceleme yapması.
Önergede “Japonya’da yaşayan Kürt ve Alevi yurttaşlara yönelik nefret söylemi, ayrımcı pratikler ve olası hak ihlallerinin tüm boyutlarıyla araştırılması, Türkiye Cumhuriyeti’nin yurt dışındaki yurttaşlarını koruma kapasitesinin ve diplomatik tutumunun yeniden değerlendirilmesi amacıyla bir Meclis Araştırması açılması elzemdir.” denildi.