Katalonya’nın Barselona şehrinde 9 ile 11 Haziran 2017 tarihleri arasında yapılan ‘Korkusuz şehirler’ buluşmasında Rojava ve Kuzey Kürdistan’daki katılımcılar büyük ilgi gördü. Bir yıldır hazırlığı yapılan buluşmanın ev sahipliği Barselona belediye başkanlığını elinde tutan ‘Barcelona en Comu’ tarafından düzenlendi.

Barselona, Madrid, İtalya’nın Napoli, Fransa’nın Grenoble ve ABD’nin Berkeley’nin de aralarında bulunduğu; güçlü demokratik, sosyal ve katılımcı niteliği olan şehirler bir yıl önce uluslararası düzeyde alternatif bir oluşumun arayışına girdiler.

Kapitalizme ve onun yarattığı sosyal, kültürel ve ekolojik tahribatlarına karşı demokratik şehirlerin seslerini yükseltmeleri gerektiği fikrine çok zaman geçmeden Kuzey ve Batı (Rojava) Kürdistan şehirleri de ilgi gösterdiler. Konferansın ‘korkusuz şehirler’ (fearless cities) olarak adlandırılmasının amacı şehirlerin ulus-devlet, büyük şirket ve faşistlere karşı cesaretli duruşu ifade etmekti.

Rojava’dan davet edilen Derik Belediyesi Eş Başkanı Dicle Hemo ve Cizîrê Kantonu Belediyeler Komitesi Eş Başkanı Hezna Yusiv’ın başvuruları İspanya hükümeti tarafından ret edilince Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu dış ilişkiler sorumlusu Sinem Muhammed katıldı.

Kuzey Kürdistan’dan davet edilen DBP Eş Başkan Yardımcısı Emine Özmen’in de vize başvurusu da aynı şekilde reddedildi.

Tarihi Barselona Üniversitesi’nde düzenlenen buluşmaya; aralarında belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, sosyal hareketler aktivistleri, araştırmacılar ve yazarların bulunduğu 68 ülkeden 600 kişi katıldı. Üç gün boyunca panel, atölye, seminer gibi 35 farklı etkinlik düzenlendi.

Açılış konuşmasını 9 Haziran akşamı Barcelona Belediye Başkanı Ada Colau ve Madrid Belediye Başkanı Manuela Carmena bir diyalog şeklinde yaptı.

Konuşmacılar arasında Şili’nin Valparaiso, ABD’nin Berkeley, Fransa’nın Grenoble, Atina Büyükşehir Bölge Belediye Başkanları ile ABD’li yazar ve düşünür Debbie Bookchin vardı.

‘MİLLİYETCİLİĞİ AŞARAK BİR ARADA YAŞAMAYA BAŞLADI ROJAVA HALKI’

10 Haziran akşamı yapılan büyük panelde konuşan Sinem Muhammed, Rojava Devrimi’nin Suriye ve kuzeyinde yarattığı etkilerden ve kurtarılan alanların nasıl kurtarıldığını aktardı. Ayrıca Muhammed, Rojava Devrimi’nde kadınların nasıl önlük ettiğini, hakların milliyetçiliği aşarak bir arada yaşamaya başlamalarını ve şehirlerin karşılaştığı zorluklara da değindi.

Kısıtlı imkanlara rağmen yerleşim yerlerini yaşanabilir hale getiren demokratik yönetimler, bazı sorunları zorluklardan dolayı aşamadıklarına dikkat çeken Muhammed, en büyük zorluğun savaş, ambargo ve Türk devletinin uluslararası düzeyde yürüttüğü düşmanca politikalar olduğunu, söyledi.

Buna rağmen Suriye Demokratik Güçleri (QSD) DAİŞ’in başkentini kadınların öncülüğünde kuşatmaya almayı başardığını belirten Sinem Muhammed konuşmasının sonunda aldığı alkışla buluşmanın en duygusal anını yaşattı.

DEMOKRATİK ÖZERKLİK MODELİ FARKINI ORTAYA KOYDU

Aynı gün öğlen saatlerinde Sinem Muhammed ve Diyarbakır Belediyesi'nden kayyumla işinden atılan Dış İlişkiler Departmanı çalışanı katıldıkları atölyelerde yaptıkları konuşmalarda şehirlerin yönetimlerinde, geniş demokratik katılımının önemli ve belediyeleri aşan bir olgu olduğu belirtildi.

Demokratik Konfederalizm konsepti ile uygulama modeli olan demokratik özerklik ile daha bütüncül yaklaşımın pratik ile ortaya konulabildiğini kanıtlandığı vurgulandı. Barcelona, Napoli gibi şehirlerde demokratik ve dayanışmacı bir yönetim ortaya çıkmasını bir yeni demokratik sisteme nasıl dönüştürüle bilineceği tartışmaları bu iki panelde Kürtlerin özgürlük mücadelesi de dahil edilerek üç gün boyunca tartışıldı.

11 Haziran öğlen sonrası yapılan kapanış tartışmasında ‘korkusuz şehirler’ buluşmasının bir ağa dönüşmesi gerekliliği bütün katılımcılar tarafından vurgulanırken, nasıl bir ağın kurulmasına dair ortaya atılan somut önerilerin tartışılmasıyla yola devam edilmesi kararı alındı. Kürdistan’ın şehirleri de bu yolda rolünü alacağı ifade edildi.