Fransa’daki Insoumise-Fransa Boyun Eğmeyenler Hareketi milletvekillerinden Danièle Obono (Paris) ve Mathilde Panot (Val-de-Marne) ile Grigny Belediye Başkan Yardımcısı Pascal Troadec, 20-23 Ocak tarihlerinde Rojava’ya gitti. Heyet üyeleri dönüşte, Fransa ve Avrupa’nın Kürtlere açık destek vermesini istedi. Ziyaret ardından Fransa Boyun Eğmeyenler Hareketi “Kürtlerin mücadelesi bizim mücadelemizdir” başlığıyla yazılı bir açıklama yaparak, ziyaretin partiyi temsilen gerçekleştiğini kaydetti. 2012 yılından bu yana bölgeyi kontrol eden Kürt güçlerinin özellikle 2014 ve 2015 yılları arasında DAİŞ ve El Nusra’ya karşı silahlı mücadele yürüttüğüne işaret eden Boyun Eğmeyenler Hareketi, Kobanê ve Reqa’da Kürtlerin DAİŞ’e büyük bir yenilgi yaşattığını kaydetti.
TARİH RASTGELE SEÇİLMEDİ
Gezinin tarihinin rastgele seçilmediğine dikkat çeken Hareket şu açıklamada bulundu: “Diktatör Erdoğan’ın, Efrîn kantonundaki Kürtlere yönelik saldırılarını başlatmasından bu yana bir yıl geçti. Erdoğan bunu, dönemin Fransa Dışişleri Bakanı Fabius’un, Esad’a karşı ‘iyi bir iş’ yaptığını söylediği silahlı İslamcı bir örgüt olan El Nusra cephesi ile el ele yaptı. Nitekim, 20 Ocak 2018’de Türkiye, bu sınır bölgesini istila etmek için askeri bir operasyon başlattı.
Operasyonda binlerce Kürt öldürüldü ve yüz binlerce sivil sürgün edildi. Bölgedeki düşmanlarımıza karşı mücadelede ana müttefikimizi zayıflatan bir saldırıydı bu. Ancak bu vesileyle, ne Fransa ne de Birleşik Devletler Efrîn Kürtlerine yardım etmek için gerekeni yapmadı. Türkiye’nin bir NATO üyesi olduğu söylenerek, her şeye göz yumuldu.”
Efrîn işgali ardından Türkiye’de demokratik muhalefet özellikle de Kürtlere yönelik baskının arttığına dikkat çekilen açıklamada, müttefik olarak gördükleri HDP’nin bu süreçte en fazla etkilenen parti olduğu ifade edildi. 26 bin kişininin tutuklandığı, Efrîn işgalini protesto ettiği için 31 Ocak 2018’de tutuklanan Leyla Güven’in açlık grevi yaptığı hatırlatılarak, serbest kalmasında uluslararası baskının önemine vurgu yapıldı.
DESTEĞİMİZİ ASLA KESMEYECEĞİZ
Leyla Güven’in tahliye edildiği mahkeme günü partilerinden Danielle Simonnet ve Jean-Christophe Sellin’in Amed’de hazır bulunduğu ve halen orada temaslara devam ettiği ifade edilen açıklamada, “Desteğimizi asla kesmeyeceğiz” denildi. Rojava’nın emsali görülmemiş bir deneyim olduğu belirtilen açıklamada, feminist, çoğulcu, etnik yapıya dayanmayan, dayanışan bir toplum modeli yaratıldığı ifade edilerek Rojava’nın bölgede kalıcı barış modeli oluşturulduğu hatırlatıldı. “Bu yüzden Kürtlere açıkça destek vermemiz gerekiyor. Özellikle Suriye ile ilgili uluslararası müzakereler sırasında korunmaları gerektiğini söylüyoruz” diyen Hareket şöyle devam etti: “Fransız hükümeti veya Avrupa Birliği bu konuda adım atmalı. PKK, ‘terör örgütlerinin’ resmi listesinde olmaya devam ediyor. Avrupa Birliği’ne gelince, istemediği Suriyeli mültecilere için Türkiye’ye 3 milyar euro ödedi. Avrupa Birliği’nin belirsiz bütün politikaları içerisinde Erdoğan sınırları koruma adı altında NATO üyeliği pozisyonundan yararlanarak diktatörlüğünü sürdürüyor. Sınır bekçiliği konusunda Erdoğan’a sürekli ödeme yapılan politikadan vazgeçilmesi gerekiyor.”
ROJAVA'DA YAPILANLAR ESİN KAYNAĞI
Heyette yer alan Grigny Belediye Başkan Yardımcısı Pascal Troadec, Rojava ziyaretlerini değerlendirdi. Troadec, “1980’lerden bu yana Khaled’i (Rojava Paris Temsilcisi Xalit İsa) tanıyorum.
O da seçildiğim bölgede Grigny’deydi. Yerel seçimlerde birlikte kampanya yaptık. Yıllar geçti. Düzenli olarak Kürt davası gösterilerine katılıyorum. Bu yolculukla, bu özerk bölgeyi keşfetmek istedim. Demokrasi, feminizm, ekoloji ve ibadet özgürlüğü olan bu bölge ilgimi çekiyor. Ayrıca, 20 Ocak tarihinin, Türkiye’nin Suriye’deki Kürt özerkliğini sona erdirmek için Efrîn kentine saldırısının ilk yıl dönümü olması da bu ziyareti anlamlandırıyor” dedi.
İlk olarak Rojava’da yerel makamlar tarafından karşılandıklarını ifade eden Troadec, “Gördüklerimiz tam olarak söylenilen şeydi. Sadece birkaç yıl içinde karma ve ücretsiz okullar kurabildiler, çok eşliliğe karşı bir yasa çıkardılar ve popüler bir eğitim üniversitesi açmayı planladılar. Dünyanın bu bölgesinde kuzeyde Türkiye ile doğuda Irak arasında sıkışmış olan Rojava bir istisnadır. Kültüre verdikleri önemi, halkların kurtuluşunu ve barışı keşfettik. Reqa’da kültürel bir merkez oluşturma projesi var. Grigny’deki gibi birlikte çalışmak gibi fikirler oluştu. Rojava’da yapılanlar bizim için de bir esin kaynağı” dedi.
Kaynak: Yeni Özgür Politika