Lozan'da işgal saldırılarına ilişkin önerge verildi

Lozan Belediye Meclisi'nde işgal saldırılarına karşı tutum alması için önerge sunuldu.

İsviçre'nin Lozan kentindeki belediye meclisi dün gece toplandı. Lozan'da Birlikte Sol Hareketi (Ensemble à Gauche) grubunun adına acil gündem ile verilen önerge, dün Lozan meclisinde görüşüldü. Önergeyi parti adına Sevgi Koyuncu sundu. Önergede Güney Kürdistan ve Rojava'ya yapılan saldırılar gündeme getirildi. Önergenin meclise sunulmasından sonra konuşmalar yapıldı. Belediye başkanına sorular yöneltildi ve 100 kişilik Lozan meclisinde birkaç üyenin çekimser kalması dışında herkesin 'evet' oyuyla önerge kabul edildi.

Birlikte Sol Hareket adına konuşma yapan Belediye Meclis Üyesi Sevgi Koyuncu, sorular yöneltti, Belediye Başkanı Grégoire Junod cevap verdi. Junod, şöyle dedi:

"Lozan Antlaşması uluslararası güçlerin Sevr'den sonra yeniden tartışıp imzaladığı, aylar süren bir Antlaşmadır. Bu antlaşmada Lozan'ın politik rolü yoktur, sadece diplomatik ev sahipliği rolü vardır. Kürtler bu antlaşmayla dört parçaya bölündü. Bu antlaşmada Türk devleti azınlık haklarının garanti altına alınacağını kabul etti. Ama 'Kürtler bir azınlık değildir' diyerek haklarını vermeyi reddetti. Türkiye'de Kürtlere yönelik baskılar sürüyor. Biz Kürt halkı ile dayanışma içindeyiz."

TÜRK İŞGALİNE DİKKAT ÇEKİLDİ

Ensemble à Gauche adına yapılan açıklamada, Türk devletinin işgal saldırılarına değinilerek, "Bugün Zap, Avaşîn, Metîna ve Heftanîn bölgeleri Türk ordusunun yoğun saldırısı altındadır. Bu alanlar son 2 hafta içinde 300'den fazla kez bombalandı. Türk Savaş Bakanı Hulusi Akar'ın 'Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kapsamlı askeri harekatı' olarak nitelendirdiği topyekûn bir savaştır.

Türkiye Halep bölgesinin büyük bir bölümünü ve Suriye'nin Kürt çoğunluklu bölgelerinin, yani Rojava'nın bir parçası olan bölgeleri zaten işgal ediyor. İslamcı milislerini, idari ve polis sistemini buraya yerleştirdi, bu bölgelerin bariz bir etnik temizlik politikasıyla sivil nüfusa gözdağı verdi, saldırdı ve kovdu. Türkiye sadece Efrîn, Ezaz, Bab, Cerablus, Serêkaniyê ve Gire Spi'yi işgal etmekle kalmamış, diğer Rojava bölgelerine de her gün insansız hava araçları ve topçu ateşi ile saldırmaktadır.  Böylece Türk devleti, iki komşu devletin fiili işgalinde binlerce savaşçıyı konuşlandırmak için en şiddetli ve gerici İslamcı terör gruplarıyla iş birliği yapıyor.

Türk Cumhurbaşkanı Kürtleri ve onların demokrasi özlemlerini yok etmek için ideolojik, ırkçı ve milliyetçi bir savaş yürütüyor. Otoriter Türk devleti, cumhurbaşkanının kişiliğine her geçen gün daha da yoğun bir şekilde kapılmakta ve ırkçı, inkarcı, İslamcı ve milliyetçi ideolojilere dayanmaktadır. Çok sayıda gazeteci, sivil toplum aktivisti ve muhalif siyasi aktivistin öldürülmesi ve hapsedilmesiyle ifade özgürlüğüne ve tüm siyasi muhalefete yönelik amansız bir baskıyı sürdürüyor."

'TÜRK DEVLETİ ORTADOĞU'DA İSTİKRARI BOZUYOR'

Verilen soru önergesinde şunlar ifade edildi:

“Bu olaylar Lozan'dan uzak görünebilir ve şehrimizi ilgilendirmiyor. Şehrimiz Lozan Antlaşması'nın imzalandığı yer olmasına rağmen Türkiye'de herkesin bildiği bir semboldür.  Lozan Antlaşması'nın 100. yıl dönümü 24 Temmuz 2023'te tam olarak anılacaktır. Bu, ya Türk milliyetçilerinin kuruluş mitlerini Ermeniler, Rumlar ve Kürtler pahasına tekrarlamak için bir fırsat olabilir ya da bu tarihi ve tarihi sorgulamak için bir fırsat olabilir. Türkiye'yi Türk ve Sünni bir ulus-devlete dönüşmeden önce zenginleştiren kültürel, dini ve siyasi çeşitliliği hatırlayın. Ayrıca Türk devletinin milliyetçi, İslamcı ve yayılmacı politikası Ortadoğu'da istikrarı bozan bir faktör olup, yüz binlerce insanın göç etmesine ve İslamcı terörün sürdürülmesine doğrudan katkı sağlamaktadır.

1- Türkiye'nin Irak ve Suriye topraklarını işgal etmesi konusunda Belediyenin tutumu nedir? Ukrayna halkını desteklemek için yaptığı gibi Kürt halkına desteğini alenen göstermeye hazır mı?

2- Lozan Antlaşması'nın 100. yıl dönümü yaklaşırken Türk devleti ırkçı, inkârcı ve milliyetçi ideolojilerini yaymak için bunu istismar etmeye çalışmaktadır.  Dolayısıyla Belediye, Türk Devleti yetkilileri tarafından düzenlenen veya onun ideolojisini savunan gösterilere katılmamayı taahhüt edebilir mi?  Belediye, Lozan Antlaşması'nın 100. yıl dönümünü anma planlarını bize bildirebilir mi?

3- Diğer diktatörler gibi Erdoğan da kamu kaynaklarını kendi çıkarlarına yönlendiren bir ekonomik oligarşiye güveniyor.  Belediye, Lozan kurumları veya Lozan'a bağlı şirketler ile Türk devleti veya onunla bağlantılı kuruluşlar arasında ne tür bağlantılar olduğunu inceledi mi?  Belediye, Erdoğan aşiretinin Lozan'daki ekonomik çıkarlarını tespit edecek araçları devreye sokmayı taahhüt ediyor mu?"

TASLAK KARARLAR

Önergede şu taslak kararlar yer aldı:

1- Belediye Meclisi, Belediyenin Kürt halkıyla dayanışmasını resmi olarak ifade etmesini ve Irak ve Suriye topraklarının silahlı işgalini ve bunun sivil nüfus üzerindeki etkilerini kınamasını diler.

2- Belediye Meclisi, Lozan Antlaşması'nın 100. yıl dönümü törenleri çerçevesinde, Türk devletine bağlı aktör ve kurumlarla yapabileceği işbirliklerinde Belediyenin azami özeni göstermesini, bunun önüne geçilmesini diler. Bu anmalar Türk devleti tarafından propaganda aracı olarak kullanılmaması için dikkat eder."