Mültecileri kurtaran kuruluşlar sindirilmek mi isteniyor?

İtalya'da bir savcının mültecilere yardım eden kuruluşları hedeflemesi gündeme oturdu.

İtalya’da bir savcının Akdeniz’de mültecileri kurtaran yardım kuruluşlarına yönelik ‘insan kaçakçılarıyla birlikte çalışıyorlar’ suçlaması gündeme otururken, yardım kuruluşlarını sindirmeye yönelik olduğu sanılan iddiaya karşı birçok kuruluştan tepkiler yükseliyor.

Son yıllarda büyük çoğunluğu Libya’dan olmak üzere Akdeniz üzerinden İtalya’ya yüz binlerce mülteci gelirken, binlercesi yaşamını yitirmişti. İnsani yardım kuruluşlarının çabaları sayesinde İtalya ve Libya arasında her hafta binlerce mülteci kurtarılırken, şimdi ise bu kuruluşları sindirmeye yönelik iddialar gündemde.

Sicilya’nın Catania kenti savcısı Carmelo Zuccaro, Akdeniz’de mültecileri kurtaran yardım kuruluşlarının Libya’daki insan kaçakçılarıyla bağlantılı olduklarına dair ‘kanıtlar’ olduğunu savunmuştu. Şubat ayından bu yana gündemde olan bu iddianın benzeri Ocak ayında Avrupa Sınır Koruma Ajansı (Frontex) tarafından ortaya atılmıştı.

Frontex’in raporunda Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Save the Children ve Seawatch gibi yardım kuruluşlarının ‘istemeden de olsa’ insan kaçakçılarına ‘yardımcı oldukları’ iddia edilmişti. Ancak bu iddiaya herhangi bir açıklık getirilmediği gibi yardım kuruluşlarının ne tür bir işbirliği içinde olduklarına değinilmemişti.

İtalyan savcı Carmelo Zuccaro ise bir adım daha ileri gitmiş ve yardım çalışanlarının Libya’daki şebeke elemanlarıyla telefonlaştıklarını iddia etmişti. İddiasını soruşturma açarak pekiştiren savcı tarafından Çarşamba günü Senato’ya bilgilendirme yapılmıştı.

Savcı, Frontex’in kendisine bilgiler verdiğini ancak ‘bu bilgileri soruşturma için kullanamayacağını’ iddia etmiş ve yardım kuruluşlarına ait her bir gemiye en az 1 polis yerleştirilmesini talep etmişti. Savcı, bunun yanı sıra insani yardım çalışanlarının telefonlarının dinlenmesi ve ‘finans kaynaklarının aydınlatılması’ gibi taleplerde de bulunmuştu.  

Carmelo Zuccaro, birçok telefon takibinden elde ettiği bilgiler ışığında, insan kaçakçılarının yardım kuruluşlarıyla ilişkiye geçtikleri ve mültecilerin Akdeniz’de hangi noktada teslim alınacaklarının dahi konuşulduğunu iddia ediyor.

NE SAHİL GÜVENLİK NE DE POLİSİN BİLGİSİ YOK

Ancak Frontex ve sonrasında savcı Carmelo Zuccaro tarafından gündeme getirilen iddialar yardım kuruluşları ve kiliselerin sert tepkisini çekerken, İtalyan sahil güvenlik birimi Guardia Costiera’nın ‘hiçbir bilgilerinin olmadığı’ yönündeki açıklaması dikkat çekiyor.

İddiaları aydınlatmak üzere İtalyan hükümetinin çalışmaları devam ederken, hafta içinde Senato’da görüşlerine başvurulan güvenlik uzmanları, gizli servis çalışanları ve sınır koruma polislerinin de ‘dikkat çekici bir bulguya’ sahip olmadıkları ortaya çıktı.

POPÜLİST SİYASİLERE MALZEME ÇIKTI

İnsani yardım kuruluşlarına dair bu iddialar popülist siyasetçiler için tam bir fırsat niteliğinde. Komedyen Beppe Grillo liderliğindeki Beş Yıldız Hareketi’nin seçimlerdeki başbakan adayı Luigi Di Maio gibi politikacılar, Akdeniz’deki yardım faaliyetlerini ‘Akdeniz taksisi’ olarak yorumlarken, yardım kuruluşlarının ‘kimlerce finanse edildiğinin’ ortaya çıkarılmasını istiyorlar.

Avrupa ve göçmen karşıtı söylemleriyle bilinen Kuzey Ligi’nin lideri Matteo Salvini ise, ordunun bizzat görevlendirilmesini savunuyor. Salvini, mültecilere yardım eden tüm ‘bireylerin ise tutuklanması’ çağrısı yapmıştı. Salvini, İtalyan sahil güvenlik ve deniz birliklerinin de mültecilerin İtalya topraklarına gelişine yardım ettikleri gerekçesiyle ‘hesap vermesi’ gerektiğini savunuyor.