Prof. Dr. Cavalli: Öcalan’ı savunmak hepimizin görevi olmalı

Uluslararası Kanserle Mücadele Birliği (UICC) Başkanı, İsviçreli Prof. Dr. Franco Cavalli, açlık grevleri eylemlerini selamlayarak, “21. yüzyılın önemli filozofu ve bir halkın lideri Öcalan’ın insani olmayan koşullarda tutulması kabul edilemez” dedi. 

Uluslararası Kanserle Mücadele  Birliği (UICC) Başkanı, hem politik hem de bilim insanı kimliği ile dünyaca ün yapmış İsviçreli Prof. Dr. Franco Cavalli, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a tecridi, açlık grevlerini, Avrupa’nın Türk devleti ve Erdoğan’a karşı siyasetini ANF’ye değerlendirdi. 

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Milletvekili Leyla Güven’in açlık grevi eylemi selamlayan Cavalli, Öcalan’ın insani olmayan koşullarda tutulmasının kabul edilir hiçbir yanının olmadığını söyledi. 

‘AÇLIK GREVLERİNİ SELAMLIYORUM’

“Sayın Güven öncülüğünde hem cezaevlerinde hem de dışarıda sürdürülen açlık grevleri, Sayın Öcalan’ın insani olmayan koşullarda tutulmasına yönelik bir isyandır” diyen Cavalli, şöyle devam etti: “Öcalan’ın büyük bir tecrit altında tutulduğunu herkes biliyor. Ben Sayın Öcalan’ın bu koşullarda tutulmasına karşı birçok yapılması gereken var. Bugünkü açlık grevleri de Öcalan gibi bir liderin bu koşullarının iyileştirilmesine yönelik büyük bir direniş ve büyük moralle yapılan bir eylem.”

Açlık grevlerini aynı zamanda Türk devletinin Kürt halkına yönelik geliştirdiği politikalara karşı bir eylem olarak da değerlendiren Cavalli, “Öcalan’ın içinde bulunduğu koşulların düzeltilmesi aynı zamanda yeniden bir diyalog sürecinin önünün açılması anlamına gelecek. Bu önemlidir. Türk devleti, hem sınır içinde hem sınır dışında Kürtlere karşı büyük savaş yürütürken, Öcalan’ın önünün açılmasına yönelik eylemler önemlidir. Öcalan’ı savunmak hepimizin görevi olmalıdır” ifadelerini kullandı. 

‘ÖCALAN BÖLGE HALKLARI İÇİN BÜYÜK ÖNEMDE'

Öcalan’ın başta Kürtler olmak üzere bölge halklarının geleceği açısından önemli bir role sahip olduğunu dile getiren Prof. Dr. Cavalli, şöyle konuştu: “Özgürlük, bağımsızlık ve demokratik bir ulus inşa etmek isteyen her halk, her zaman kendilerine yol gösterecek bir sembole ve lidere ihtiyaç duyar. Sayın Öcalan da Kürt halkı için tam da budur yani; Kürtlerin sembolü ve yol gösterici lideridir. Aynı durumu biz Mandela’nın durumunda da gördük. Öcalan’ın rolü Mandela’nın rolünün aynısıdır. Mandela Güney Afrika halklarının özgürlük mücadelesi için ne anlam ifade ediyorsa, Sayın Öcalan da Kürt ve bölge halklarının özgürlük mücadelesi için aynı anlamı ifade ediyor. Eğer Mandela özgürleşmeseydi ve ülkenin başına gelmeseydi, bugün Güney Afrika hâlâ o dönemki kaos sürecinin içinde olacaktı."

‘21. YÜZYILIN ÖNEMLİ BİR FİLOZOFU'

“Sayın Öcalan, Mandela’nın ötesinde aynı zamanda 21. yüzyılın önemli bir filozofu özelliğine sahiptir” diyen Cavalli, şöyle devam etti: “Mandela askeri ve politik bir liderdi ama Öcalan askeri ve politik bir lider olmasının yanı sıra aynı zamanda ortaya koyduğu felsefesiyle 21. yüzyılın önemli filozofu rolüne sahip. Sayın Öcalan, bugün ortaya koyduğu 'demokratik cinsiyet özgürlükçü ekolojik bir toplum' paradigmasıyla önemli bir teori inşa etti. Öcalan ortaya koyduğu felsefe ile özgürlük mücadelesini Mandela’nın ötesine gidecek şekilde geliştirdi ve özgürlük mücadelesini yeniledi. Öcalan’ın ortaya koyduğu tezler bugün dünya halkları için büyük bir önem taşıyor. Erdoğan ve Türk devletinin Öcalan’dan bugün bu kadar korkmasının en büyük nedeni tam da Öcalan’ın fikirlerinden korkmasından kaynaklanıyor."

‘ERDOĞAN AVRUPA’DAN GÜÇ ALARAK KÜRTLERE SALDIRIYOR’

Avrupa’nın Türk devleti ve Erdoğan politikasını bir utanç olarak değerlendiren Prof. Dr. Cavalli, Türk devletinin bugün başta Kürtler olmak üzere ülkedeki muhaliflere yönelik saldırısının, Avrupa’nın politikasından da kaynaklandığını ifade etti. Cavalli, “Erdoğan elindeki mülteci kozuyla Avrupa ile oynuyor. Erdoğan her gün Avrupa’yı bu kozla tehdit ediyor. Erdoğan, mülteci kozuyla tehdit ettiği Avrupa’dan aldığı parayla ülkeyi biraz da olsa ekonomik krizden çıkardı. 'Mültecileri Avrupa’ya gönderirim' tehditleri ile adeta Avrupa’daki insan haklarını savunan birçok kurum ve kuruluşun Türkiye’deki anti-demokratik uygulamalara karşı sessiz kalmasını sağladı. Bu durumdan güç alan Erdoğan, başta Kürtler olmak üzere muhaliflere yönelik amansız bir savaş yürütüyor. Aynı zamanda Öcalan’a yönelik uygulanan tecrit politikası da Avrupa’dan alınan güçle yapılıyor” şeklinde konuştu. 

‘ERDOĞAN GERÇEK BİR DİKTATÖR’

Avrupa’nın bir bütün olarak Erdoğan’ın tehditlerinin esiri haline geldiğini söyleyen Cavalli, bu durumun Avrupa için büyük bir utanç kaynağı olduğunu kaydetti. Cavalli, “Öcalan gibi bir lidere karşı ortaya konan politikalara Avrupa’nın sessiz kalması bu politikanın sonucudur. Avrupa bu yanlış politikadan çıkmalı ve Kürt halkının yanında durmalıdır. Bugün artık Erdoğan gerçek bir diktatör ve binlerce Kürt’ün ölümünden sorumludur. Böyle birisine sessiz kalmak kabul edilemez” diye belirtti.

‘PKK’Yİ TERÖRİST OLARAK GÖRMEK ÇOK ACI BİR DURUM’

PKK’nin hala birçok Avrupa ülkesi tarafından “terörist” olarak görülmesini sert bir şekilde eleştiren Cavalli, bu durumun büyük bir çelişki olduğunu söyledi. Cavalli, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bizler (batılılar) kalkıp bugün asla diyemeyiz, 'DAİŞ’e karşı demokrasiyi savunduk ve terörizme karşı savaştık' diye. Çünkü, Avrupa DAİŞ’e karşı savaşacak cesarette değildi, DAİŞ’e karşı savaşan ve DAİŞ’in sonunu getiren bir güç varsa o da sadece Kürtlerdir. DAİŞ yenilgiye uğradıysa bunu Kürtler başardı. Kürtler DAİŞ’e karşı savaştığı zaman Kürtleri kahraman ilan edenler, evrensel değerlerin savunucusu olarak görenler, DAİŞ yenilgiye uğradıktan sonra Kürtleri yalnız bırakmaya başladılar. 

Birçok cihatçı örgütün destekçisi olan Erdoğan kalkmış bugün bu Kürtleri terörist olarak nitelendiriyor. Bu çok gülünç bir durum. Batı da buna, Erdoğan’ın Kürtlere yönelik bu politikasına sessiz kalıyor. DAİŞ’e karşı savaşırken, evrensel değerlerin savunucusu olarak gördükleri Kürtleri, bugün Erdoğan’ın saldırılarına karşı yalnız bırakıyorlar. Bu çok acı bir durum, kimse unutmamalıdır ki; insani değerleri savunmak için en çok bedel ödeyen ve acı çeken Kürtler oldu. Tüm bunlar yaşanırken, çıkarlar için PKK’yi hala terörist olarak görmek ve Kürtleri bir diktatörün insafına bırakmak gerçekten çok acı bir durum."

KİMDİR?

İsviçre’nin İtalyan kantonunda yaşayan Prof. Dr. Franco Cavalli, merkezi Cenevre’de bulunan Uluslararası Kanserle Mücadele Birliği (UICC) ve İsviçre Onkoloji Enstitüsü (IOSI) başkanlığı görevini yürütüyor. Mesleki hayatının dışında sosyalist görüşlere sahip bir politikacı olarak da bilinen Cavalli, uzun yıllar boyunca Küba ve Venezuela başta olmak üzere birçok Latin Amerika ülkelerinde var olan ve inşa edilmek istenen sosyalist sistemlerin destekçisi oldu. Aynı zamanda hayatını kaybeden Venezuela Lider Hugo Chavez’in doktorluğunu da yapan Cavalli, bir dönem İsviçre Sosyalist Parti çatısı altında Ulusal Parlamento milletvekilliği görevi de yürüttü.