Hochschule Bremen adlı yüksek okulun eski rektörü ve hukukçu Prof. Dr. Ronald Mönch, Fransa’nın Strasbourg şehrinde 105’inci gününe giren tecride karşı süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemini Cumartesi günü ziyaret etti.
Eylemcilerden Yüksel Koç’u yatağında ziyaret eden Mönch, eylemcilerin sağlık durumları hakkında bilgi aldı. Mönch, açlık grevlerinde herhangi bir can kaybı olmadan taleplerin yerine getirilmesi dileğini paylaştı.
‘ÖCALAN TASVİP ETMİYORDU’
Açlık grevi direnişine katılan Kürtlerin kendisini oldukça etkilediğini vurgulayan Prof. Dr. Ronald Mönch, kendisi Roma’da olduğu dönemde Öcalan’la görüşme fırsatı bulduğunu hatırlattı.
Öcalan’ın Kürtlerin güvenliğine ve güçlü olmasına önem verdiğini söyleyen Mönch, Kürt Halk Önderi’nin daha önce yaptığı açıklamalarına dayanarak, kendisi için yapılan eylemleri tasvip etmediğini kaydetti.
ALMANYA’NIN KÜRT POLİTİKASI ‘HAYAL KIRIKLIĞI’
Almanya hükümetinin Kürt politikasına kesin olarak karşı çıktığını dile getiren Prof. Dr. Ronald Mönch, dönemin Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in 2017 yılında Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu’nu evinde ağırlamasını örnek gösterdi.
Mönch, “Dışişleri Bakanı, kendi evinde o kriminal bakanlardan birine çay ısmarlamıştı. O bakanın (Çavuşoğlu) elleri halen kanlıydı. Kadınları, çocukları katletmişti. Ve benim bakanım ona ‘dostluğun sembolü olarak çay’ ısmarlamıştı. Ve ben kendi ülkemin hükümeti tarafından hayal kırıklığına uğratıldım” diye konuştu.
Kürtlerin hakları için bireylerin kendi bedenlerini feda etmesinin onları mağrur kıldığını dile getiren Ronald Mönch, Alman, Fransız veya İngiliz hükümetlerinden Türkiye’ye karşı tavır alınmasının beklenemeyeceğini savundu.
TÜRK DEVLETİ ALMANYA’DAKİ SEÇMENLERİ KULLANIYOR
Avrupa ülkelerinin tecride karşı sessizliği ve Türkiye ile ilişkilerini sürdürmeleri konusundaki bir soruya da yanıt veren Mönch, Türk devlet diplomasinin çalışmalarının yanı sıra Avrupa’daki Türkiyelilerin de siyasette etkin olarak kullanıldığını söyledi. Buna örnek olarak Almanya’da 1,5 milyon Türkiye kökenli seçmenin olduğunu hatırlatan Mönch, bunun önemli bir faktör olduğunu savundu. Almanya’da yaşayan Türklerde Kürt nefretinin olduğuna dikkat çeken Mönch, bu kesimlerin Alman partilerini Türkiye’deki Kürt sorununa müdahil olmama yönünde etkilediğini söyledi.
‘KÜRT SORUNUNDA ÇÖZÜM ADIM ADIM GİDİLECEK UZUN BİR YÜRÜYÜŞTÜR’
Kürt sorununun nasıl çözülebileceğine ilişkin bir soruya yanıt veren Prof. Dr. Ronald Mönch, Kürt sorununun Türkiye, İran, Irak ve Suriye’nin yanı sıra aynı zamanda Almanya’nın da sorunu olduğunun altını çizdi.
Kürtlerin özgürlük, adalet ve gelişimlerini garanti edecek şansa ihtiyaçları olduğunu söylerken, “Ve tüm bu devletler, Kürtlere bu şansı vermeyeceklerdir. Kürt sorununa ‘çözüm’ dediğiniz şey, kilometrelerce sürecek, adım adım gidilecek bir yürüyüştür” dedi.
Kürtlerin yapacakları çok şeyin olduğunu söyleyen Mönch, “Bugün buradasınız ve mücadele ediyorsunuz. Bu bile bir başlangıçtan fazlasıdır. Ve ben bu konuda oldukça iyimserim. Aynı zamanda bir Türk sorunu olan Kürt sorunu, bir şekilde çözüme kavuşacaktır” diye belirtti.
‘KÜRTLER OLMASAYDI DAİŞ AVRUPA’YI BOĞACAKTI’
QSD savaşçılarının DAİŞ çetelerini kesin olarak yenmesine de değinen Prof. Dr. Mönch, “Kürtler olmasaydı Avrupa DAİŞ tarafından boğulacaktı” dedi.
Prof. Dr. Mönch, Kürtlerin binlerce canı pahasına çeteleri yok ettiğine dikkat çekti. Avrupa ülkelerinin bu mücadele nedeniyle Kürtlere çok şey borçlu olduğunu ve karşılığını vermeleri gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Mönch, “Ve Kürtler de Avrupalılara, DAİŞ’e karşı bu başarılı mücadelelerini günü gününe anlatmalıdır. Kürtler olmasaydı Avrupa’da binlerce DAİŞ militanı olacaktı ve onlar bizim özgürlüğümüze yardım ettiler” diye belirtti. Mönch, bu zaferin aynı zamanda Kürtler açısından iyi bir ‘fırsat’ olduğunu da sözlerine ekledi.