Rahmani: Ezilen halklar Rojava'ya destek olmalı

İran PEN ve İran Yazarlar Birliği eski Başkanı Yazar Bahram Rahmani, Rojava'daki demokratik sistemin yoksullara umut verdiğini belirterek, ezilen tüm halkların Türk işgaline direnen Rojava'ya destek olması gerektiğini söyledi.

Rahmani, Türk devletinin Ortadoğu politikası, Kürt Halkı ve Rojava'ya yönelik tutumu hakkında ANF'ye değerlendirmelerde bulundu.

Rahmani, Erdoğan ve Türk devletinin Suriye'de savaşın tırmandırılmasında büyük bir sorumluluğu olduğunu ve iç savaşın başlamasından sonra İstanbul'da Esad'ın iktidardan uzaklaştırılması için İstanbul'da konferanslar düzenlediğini söyledi.

Krizin başında ABD, Suudi Arabistan ve Katar'ın Türkiye ile birlikte hareket ettiklerini ve Suriye'deki rejimin yıkılması için cihatçı grupları silahlandırdıklarını belirten Rahmani, bu ülkelere karşı İran ve Rusya'nın Esad'ın yanında yer aldıklarını hatırlattı.

ASTANA SÜRECİNİN SORGULANMASI GEREKİR

Rahmani, Rus uçağının Türkiye tarafından düşürülmesinden sonra Türk devletinin Rusya'ya yaklaşımında büyük değişiklikler olduğuna şu ifadelerle dikkat çekti:

“Türkiye ABD ve NATO'dan uzaklaştı. Rusya ve İran'la işbirliği yapmaya başladı. Ancak Suriye'de farklı saflarda yer aldı. Rusya ve İran Esat'ın yanında yer alırken Türkiye cihatçıları desteklemeyi sürdürdü. Farklı kesimleri desteklemelerine rağmen bu ülkelerin Suriye'nin geleceği konusunda işbirliği yapmalarının sorgulanması gerekir. Bunlar Astana'da bir araya geliyor ve kararlar alıyor. Ama orada ne Suriye hükümeti ne de Suriye halkları var. 3 ülke bir başka ülkenin geleceği için kararlar alıyor.”

ABD, Rusya ve İran'ın Suriye'nin geleceği konusunda farklı tutumları olmasına rağmen Kuzey Suriye ve Rojava üzerinde Türk devletiyle uzlaştıklarını ve Rojava'nın işgaline yeşil ışık yaktıklarını söyleyen Rahmani, Türk devletinin Rojava'ya yönelik düşmanca tutumu hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:

TÜRKİYE'NİN ELİNDEKİ KARTLARI ZAYIFLADI

“Erdoğan'ın amacı Suriye'de bulunan Arapları sınır bölgelerine yerleştirmek, böylelikle Kuzey Kürdistan ve Rojava'da yaşayan Kürtlerin bir birleriyle olan ilişkilerini engellemek. Ama bunu gerçekleştirmeyi bugüne kadar başaramadı. Ekonomik olarak da Türkiye'nin böyle bir şeyi yapabilmesi mümkün değil. İdlib'de de Türkiye zor durumda. Burada desteklediği El Kaide ve DAİŞ bağlantılı gruplar güç durumda. Tüm bu nedenlerden dolayı Türkiye'nin elindeki kartları zayıfladı.”

ERDOĞAN’IN LİBYA PLANI

Rahmani, Türk devleti ve Erdoğan'ın desteklediği çetelerin İdlib'den çıkarılacağını daha sonra da işgal ettiği Efrîn ve Rojava'dan çıkmak zorunda kalacağını bildiği için Libya'ya yöneldiğini belirtti. Rahmani, şöyle konuştu:

“Erdoğan, Suriye savaşı sırasında 8 yıl boyunca cihatçı grupları destekledi ve silahlandırdı. DAİŞ ve El Kaide bağlantılı çeteleri Türkiye'ye yerleştiremeyecek. Bunları Libya'da süren iç savaşa göndermeyi planlıyor. Türkiye Ortadoğu'da Erdoğan'ın yaptıklarından bağımsız olarak güçlü bir ülke konumunda. Sistemlerin değişme ihtimali Türk devleti ve Erdoğan'ı kaygılandırıyor. İran'da Mollalara karşı güçlü bir halk hareketi var. Eğer İran'da rejim yıkılırsa Türkiye bundan çok etkilenecek. Erdoğan iktidarda kalamayacak.”

ERDOĞAN VE HAMANEY İDEOLOJİK DAVRANIYOR

Rusya'nın kendi ekonomik ve siyasi çıkarlarını gözeten pragmatik bir siyaset izlerken Erdoğan ve Hamaney'in ideolojik davrandıklarını ve kendilerine yakın gördükleri İslami grupları desteklediklerini söyleyen Rahmani, “Erdoğan Mısır eski Devlet Başkanı Muhammed Mursi, İhvancı olduğu için onunla işbirliği yaptı. Aynı şekilde Libya'daki İhvancı hükümeti de destekliyor” dedi.

KÜRTLERİN MEVZİ KAZANMALARI ERDOĞAN'I KORKUTUYOR

Erdoğan ve Türk devletini korkutan esas sorunun Kürt sorunu olduğunu ve Kürtlerin mevzi kazanmalarından korkuya kapıldığını söyleyen Rahmani, şöyle devam etti: “Türk devleti 40 yıldan beri Kürt Halkı ve PKK'ye saldırıyor. Ama Kürt Halkının talepleri var. Erdoğan barış sürecinde Kürtlerin güçlendiklerini ve HDP'nin parlamentoya 80 milletvekili gönderdiklerini görünce korkuya kapıldı. HDP ve belediyelere yönelik tutuklamalar başlattı. Tüm baskılara rağmen son yapılan seçimlerde HDP 50 civarında milletvekili çıkardı. Erdoğan Rojava'dan daha çok Türkiye ve Kuzey Kürdistan'daki gelişmelerden korkuyor. Kuzey Kürdistan'daki Kürt Halkından korkuyor. 8 yıldır Rojava'dan Türkiye'ye yönelik bir tehdit gelmediğini herkes biliyor. Erdoğan'ın korkusu Rojava'daki demokratik sistem ve bunun Kuzey Kürdistan ve Ortadoğu'da yaygınlaşması.”

ROJAVA'DAKİ SİSTEM GERİCİ VE EMPERYALİST ÜLKELERİN HOŞUNA GİTMİYOR

Rahmani, Rojava'daki sistemin burjuvazinin sistemine karşı alternatif oluşturduğu için Ortadoğu'daki hükümetleri güç durumda bıraktığını belirterek emperyalistler ve bölge ülkelerinin Rojava'ya yönelik yaklaşımları hakkında şu değerlendirmeyi yaptı:

“Rojava'daki sisteme sadece Türk devleti değil İran, Suudi Arabistan, Katar, İsrail, Avrupa Birliği, ABD ve diğer ülkeler de karşı. 8 yıl içinde Rojava'daki sistemi hiç bir ülke tanımadı. Türkiye'nin Rojava'ya yönelik saldırıları ve işgaline görünüşte karşı çıkıyorlar ama aynı zamanda Rojava'daki sistem hoşlarına gitmiyor. Türk devleti Rojava işgalinde Alman, İsveç ve diğer Batılı ülkelerinin silahlarını kullanıyor. Bu ülkeler hakların kendi kendilerini yönetmelerini istemiyor.”

ROJAVA'DAKİ SİSTEM HALKA DAYANDIĞI İÇİN BAŞARILI

Rojava'daki sistemin halkın gücüne dayandığı için başarılı olduğunu, DAİŞ çetelerini yenilgiye uğrattığını ve dünya halklarına umut verdiğini söyleyen Rahmani, “DAİŞ Şengal'e saldırdığında peşmergeler Êzidileri bırakıp kaçtı. Yardıma Rojava yetişti ve DAİŞ çetelerinin Rojava'ya girmesine izin vermedi. Rojava halkı şimdi de Türk devletinin işgaline karşı direniyor. Rojava'daki sistem dünyanın her tarafındaki yoksullara umut veriyor. Türk devletinin işgaline karşı direnen Rojava'ya tüm ezilen halklar destek olmalı” dedi.