Sosyal Demokratlar ve Kürtler İsveç polisinin ayrımcılığını tartıştı

İsveç Güvenlik Polisi'nin (SÄPO) Kürtlere yönelik ayrımcılığı medya ve kamuoyunda tepkiyle karşılanırken, Kürtler, düzenledikleri bir toplantıda konuyu Sosyal Demokrat İşçi Partisi yetkilileriyle tartıştı.

İsveç Göçmen Bürosu ve İltica Mahkemesi'nin yurtsever Kürtlerin sınır dışı edilmeleri için art arda verdiği kararlar direnişle karşılaşıyor. İsveç Demokratik Kürt Toplum Derneği'nin girişimiyle Örebro ilinde yaşayan ve sınır dışı edilmek istenen Zozan Büyük'le dayanışma grubu kuruldu. 

Kürtler hakkında sınır dışı kararları verilmesinin nedeni İsveç Güvenlik Polisi'nin (SÄPO) bazı Kürtleri “İsveç'in güvenliği için bir tehlike” olarak görmesi. Ancak polis, gizliliği gerekçe göstererek Kürtler hakkında neden sınır dışı kararları verilmesini istediğini açıklamıyor.

Bu duruma tepki gösteren Kürtlerle Dayanışma Grubu, online platformlar üzerinden Sosyal Demokrat İşçi Partisi milletvekilleri, belediye ve parti yöneticilerinin katıldığı toplantı düzenledi. 

Toplantıya milletvekili ve Avrupa Konseyi eski İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg, Sosyal Demokrat Parti Milletvekili ve Parlamento Dış İlişkiler Komitesi Üyesi Anders Österberg, Stockholm Belediyesi Sosyal Demokrat İşçi Partisi Grup Başkanı Kadir Kasırga, Sosyal Demokrat İşçi Partisi Milletvekili Mattias Vespä katıldı.

Kürtler adına da İsveç Demokratik Kürt Toplum Merkezi Eşbaşkanı Rıdvan Altun'un yanı sıra Zozan Baransson, Yekbun Alp ve Nurhan Erten toplantıda yer aldı. 

‘POLİSİN BENİ NEDEN SINIR DIŞI ETMEK İSTEDİĞİNİ BİLMİYORUM’

Toplantının ilk konuşmasını İsveç Güvenlik Polisi'nin sınır dışı etmek istediği Zozan Büyük yaptı. Evlilik yaparak Belçika'dan İsveç'e geldiğini, 2 ve 4 yaşlarında iki çocuğu olduğunu söyleyen Büyük, siyasi olarak aktif olmadığını ve herhangi bir suça karışmadığını söyledi. 

İsveç Güvenlik Polisi'nin (SÄPO) neden sınır dışı edilmesini istediğini bilmediği için kendisini savunamadığını söyleyen Büyük, kendisi ve çocuklarına yapılan haksızlığın düzeltilmesini ve İsveç Göçmen Bürosu'nun iltica talebine olumlu cevap vermesini istedi. 

Aynı zamanda Parlamento Dış İlişkiler Komisyonu üyesi olan Anders Österberg, son 2 yıl içinde İsveç polisinin Kürtlere yönelik tutumunda bir sertleşme olduğunu gözlemlediğini belirttikten sonra Kürtlerin bunu nasıl değerlendirdiği sorusunu sordu.

İsveç Demokratik Kürt Toplum Merkezi Eşbaşkanı Rıdvan Altun, son 1,5 yıl içinde İsveç Güvenlik Polisi'nin (Säpo) Kürtlere yönelik tutumunda olumsuz bir değişim olduğunu gözlemlediklerini söyledi.

SÄPO'NUN MİT'LE İŞBİRLİĞİ YAPMASINA TEPKİ

Altun, geçtiğimiz yıl 23 yaşındaki Resul Özdemir adlı Kürdistanlının salgın koşullarına rağmen özel bir uçağa bindirilerek Türkiye'ye teslim edilmesini hatırlattı. Türk medyasında MİT'in İsveç Güvenlik Polisi'yle (SÄPO) birlikte ortak operasyon yaparak Özdemir'i Türkiye'ye getirdiği haberlerinin çıkmasını çok ciddi bulduklarını söyledi. 

Haberlerin tüm Türk medyasında çıkmasına rağmen İsveç Güvenlik Polisi'nin haberler hakkında açıklama yapmaktan kaçınmasının Türk devletinin istihbarat örgütü MİT ile işbirliği yaptığını gösterdiğini belirten Altun, İsveç'in tutumuna şu eleştirileri yöneltti: “Türk devletinin tutsaklara yaptığı işkenceler bilindiği halde İsveç'in Kürtleri MİT'e teslim etmesi İsveç demokrasisi için büyük bir yaradır. Bu kabul edilemez. İsveç polisi Kürtlere yönelik tutumunu yeniden gözden geçirmelidir.”

SÄPO HESAP VERİR VE ŞEFFAF HALE GETİRİLMELİ

Altun, daha sonra toplantıya katılan Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin yetkililerine, “Biz bu haksızlıkları farklı parti ve örgütlere götürdük. Ama siz şu anda hükümet partisiniz ve bu konuları çözme yetkisine sahipsiniz” dedi. Toplantıya katılan vekillerden İsveç Güvenlik Polisi'nin tutumunu değiştirmesi için girişimde bulunmalarını istedi. 

İsveç Güvenlik Polisi'nin (SÄPO) gizlilik damgası vurarak aldığı kararları halktan gizlemesini doğru bulmadıklarını söyleyen Altun, yasalarda değişiklik yapılmasını ve İsveç Güvenlik Polisi'nin hesap verir ve şeffaf bir hale getirilmesini talep etti. 

İSVEÇ'İN HUKUK DEVLETİ OLMA ÖZELLİĞİ ZAYIFLADI

Aynı zamanda Uluslararası Sol Forum'un yönetiminde yer alan Yekbun Alp, son yıllarda İsveç'in hukuk devleti olma özelliklerinin zayıfladığını gözlemlediğini söyledi. Birleşmiş Milletler'in İnsan Hakları Beyannamesi’nin herkese eşit davranılması yükümlülüğü getirdiğini, herkese kendisine yönelik suçlamalara karşı kendini savunma hakkı tanıdığını ancak bu hükmün uygulanmadığını belirten Alp, İsveç'in politikasına şu eleştirileri yöneltti: “Zozan Büyük davası kişisel bir sorun değil demokrasi sorunudur. İsveç Güvenlik Polisi, Türk devletinden aldığı bilgileri burada yaşayan Kürtlere karşı kullanıyor. Türkiye, ülkede yaşayan azınlıkları baskı altında tutuyor. Teröre karşı mücadele bahanesiyle muhalifleri keyfi bir şekilde tutukluyor.”

SELAHATTİN DEMİRTAŞ'IN RESMİNİ BEĞENMEK SUÇ MU?

İsveç Güvenlik Polisi'nin Zozan Büyük'e sanal medyada neden Selahattin Demirtaş'ı beğendiğini ve neden kadınların mücadelesini desteklediğini sormasına tepki gösteren Alp, “Bizim İsveç'te HDP'yi açıkça destekleyen bir Dışişleri Bakanımız var. Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılmasını talep ediyor. İsveç'te iki parti; Sol Parti ve Sosyal Demokrat İşçi Partisi HDP'yi kardeş partileri olarak görüyor. İsveç'te politikacılar bir şey söylerken İsveç Güvenlik Polisi (SÄPO) farklı şeyler söylüyor ve yapıyor” dedi. 

Türkiye'nin savaşı sürdürebilmek ve muhalefeti ezmek için PKK'nin ‘terör’ listesinde yer almasını kullandığını hatırlatan Alp, “Erdoğan ülkedeki milliyetçi rüzgarları kullanarak savaşı daha da tırmandırmak istiyor. Bundan bir kaç gün önce Irak'taki savaşta Türk devleti darbe yiyince öfkesini HDP'ye yöneltti. 2013 yılında Paris'te 3 Kürt kadınına yönelik gerçekleştirdikleri katliamı yeniden yapabileceği tehdidinde bulundu” diyerek Kürtlere yönelik tehditlerin artmasına tepki gösterdi. 

Büyük'la Dayanışma Grubu içinde yer alan Zozan Baransson da, Göçmen Bürosu ve Göçmen Mahkemesi'nin sadece İsveç Güvenlik Polisi'nin verdiği raporları temel alarak Kürtleri sınır dışı edemeyeceğini söyledi. 

PKK'NİN NEDEN ‘TERÖR’ LİSTESİNDE YER ALDIĞINI ARAŞTIRACAĞIZ

Dayanışma Grubunda yer alan Kürdistanlılar, sorunun PKK'nin ‘terör örgütleri’ listesinde yer almasından kaynaklandığını hatırlatarak Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin PKK'nin listeden çıkarılması için girişimde bulunmasını istedi.

Sosyal demokrat yöneticiler, neden PKK'nin ‘terör örgütleri’ listesinde yer aldığını ve kimler tarafından listeye konulduğunu araştıracaklarını söyledi. Konuyu parti içinde ele alarak tartışacaklarını belirtti. 

Thomas Hammarberg, ayrıca Zozan Büyük hakkındaki tüm bilgi ve belgelerin kendilerine verilmesi durumunda konuyu titizlikle ele alacaklarını söyledi. Büyük hakkında karar verilirken yanlışlık yapıldığını sandığını da ifade etti.